Adını bilmeyi çok isterdim ama soracak cesaretim yoktu. Beni biraz korkutuyordu. Tarih dersinde Rebecca yanıma oturunca onunla konuşmaya başladım. Nereden geldiğimiz ve nerede yaşadığımızla ilgili sorular soruyordu. Aklım başka yerdeydi. O da bunun farkındaydı. Fazla dayanamayıp sordu.
"Damon seninle ne konuşmak istemiş?"
Demek adı buydu. Öğrenmesi kolay olmuştu. İlgilenmiyormuş gibi yapıp omuz silktim. İnandırıcı olduğunu umdum.
"Bana seni sorunca şaşırdım. Daha önce benimle hiç konuşmamıştı. Birbirimizi çocukluğumuzdan beri tanırız. Eskiden komşuyduk."
Sadece gülümsemekle yetindim. Daha fazlasını anlatmayacaktı. O, bizim ne konuştuğumuzu merak ediyordu.
"Senden bir şey mi istiyormuş?"
"Hayır."
"Bir şey mi sordu?"
"Hayır."
"Konuşmadınız mı?"
"Sadece oturduk."
"Herif cidden tuhaf."
Öğretmen gelince dikkati dağıldı. Ben de bundan yararlanıp konuyu kapattım. Ders boyunca konuşmadık. Rebecca, tarih dersinde oldukça başarılıydı. Öğretmen de bunun farkındaydı. Bize Mystic Falls'ın tarihiyle ilgili bir sürü şey anlattı.
Zil çalana kadar zamanın nasıl geçtiğini anlamadım. Kitaplarımızı alıp sınıftan çıktığımızda karşımda Damon'ı buldum. Rebecca önce ona sonra bana baktı. Dersi olduğunu mırıldanıp yanımızdan hızla uzaklaştı.
Ne yapacağımı bilmiyordum. Benden ne istediğini tahmin bile edemiyordum. Yanımda yürümeye başladı. Gerçekten tuhaf biriydi. Belki de sadece arkadaş olmaya çalışıyordu. Ama konuşmadan bu çok zordu.
Dersimin olduğu sınıfın kapısına gelince dönüp ona baktım. Yine bana bakmıyordu. Sessizce uzaklaştı. Garip.
Okuldan sonra park yerinde Rebecca koşarak yanıma geldi.
"O da neydi öyle?"
Neyden bahsettiğini hemen anlamıştım. Anlamamış gibi davranmaya gerek yoktu.
"Hiçbir fikrim yok."
"Bir şey söylemedi mi?"
Başımı salladım. Etrafa bakıp bana döndü.
"Tuhaf davranıyor. Daha önce hiçbir kızla yakınlaştığını görmemiştim."
Söyleyecek bir şey bulamadım.
"Hemen gidiyor musun?"
Eski kamyonete bakıp yüzünü buruşturdu. Ben de çok memnun değildim.
"Yemek yapmalıyım. Markete de uğramam lazım."
Sadece başını sallayıp uzaklaştı. Hoşça kal bile dememişti. Rebecca da çok normal sayılmazdı. Kamyonet gürültüyle çalışınca yine herkes bana bakmaya başladı. Bir dahakine kesinlikle yürüyecektim.
Yol üstündeki markete uğrayıp akşam için bir şeyler aldım. Eve gidip tavuğu çıkardım. Sosla fırına verdim. Makarna yapıp salata hazırladım.
Odama çıkıp üstümü değiştirdim. Saat yediye geliyordu. Annem bu gece de çifte vardiya çalışacaktı. Yine yalnızdım. Yemeği yiyip kitaplarımı aldım. Salonda çalışmaya başladım. Sınavlara az kalmıştı. Kaybedecek vaktim yoktu.
Çalışmayı bitirmem 11'i buldu. Kitaplarımı da alıp odama çıktım. Pijamalarımı giyip dişlerimi fırçaladım. O sırada annem aradı.
"Her şey yolunda mı?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Efendileri : Vampirler ve Kurtadamlar
VampirosTüm Hakları Saklıdır© Yayımlanma Tarihi: Nisan 2015