on bir

6.5K 461 38
                                    

Bölüm 11: Korkak çocuk

-

Hava kararmaya doğru Yağız öbürleri ile vedalaşıp kumral genci yanına alarak mekandan çıkmıştı. Çünkü daha fazla dursaydı içeri iyice kalabalık bir hal almaya başlayacaktı. Baktı Meriç çıkacak gibi değil Kadir'i peşine takıp oradan ayrılmıştı.

Şimdi ise arabanın içinde sessiz bir yolculuk sürüyordu. Kadir sürücü koltuğunun hemen yanında uyukluyordu. Oturmuşlardı ama o neredeyse hiç bir şey yapmamış, boş boş onları izlemiş ve ona sorulan bir kaç soruyu yanıtlamıştı. Birde yetmezmiş gibi Esma denilen kızın bakışları altında ezilmişti.

"Neden kendini savunmuyorsun?"

Göz kapakları ağırlığını iyice belli ederken duyduğu sitem eden ses yana dönmesine sebep oldu. Yağız karşıya bakarken kaşları çatıktı.

Kadir durup bir an düşündü. Bilmiyordu doğrusunu söylemek gerekirse. O köyde onun hakkında konuşmalarına o kadar izin vermiştiki haddi hesabı yoktu. Aslında bazenleri dayanamadığı için sinirden patlayacak hale gelmişliği vardı. Ama babasından çok korkmuştu. Her şeyi içine gömmüştü bu yüzden. Zamanla bu bir alışkanlık halini almış, onu eleştiren insanlara susmakla yetinmişti. Sözleri ne kadar canını yaksada.

"Sadece susuyorum. O zaman daha fazla karşılık vermiyorlar." dedi tam olarak doğru olmasada.

Yağız dikiz aynalarına bakarken, "Bir dahakine konuş, susma. Hakkını çok yerler sonra." dedi ve aracın camını açıp tütünü dudaklarının arasına koydu.

Böyle güçsüz durmasına sinirlenmişti. Zamanında sırf biseksüel olduğu için onunla uğraşan bir sürü insan vardı. Ama kara oğlan asla susmaz, hakkını savunurdu. Lakin kumral genç öyle değildi.

Kadir onu onaylamadı. Belkide onaylamak istedi. Ama yinede kafasını arabanın koltuğuna yaslayıp dışarda gözünün önünden hızlıca geçen ağaçları yakalamaya çalıştı.

Eve vardıkları zaman Yağız arabayı otoparka parketti ve konutun içindeki asansöre binip yukarı çıktılar. Dairenin içine girer girmez Yağız odasındaki lavaboya ilerledi. O çıktıktan sonra Kadir'de işini halletti.

"Hizmetli kıyafetleri makineye atmış. Yeniden vereyim beklede." dedi Yağız dolabına bakarken. Yine fazlasıyla dağılmıştı. Kara oğlan dolabını toplama zahmetine girmezdi. Zaten evde çalışan varken niye kendisi toplama gereği duysunki? Yine her zamanki gibi bir kaç parça alıp kapattı.

Arkasını döndüğünde ayakta dikilen kumral gence baktı. Yüzünde tebessüm oluşurken kendini birdenbire "Ben giydireğim mi?" diye sorarken buldu. Sanki bir annenin 3 yaşındaki çocuğunu yanına çağırıp giydirmek istediğini dile getirmesine benzemişti. Yağız ona yardım etmek istiyordu.

Kadir'in yanakları allaşmaya başlayınca kafasını önüne eğdi. Nedense yüreği hızlanmıştı kumralın. Karşısında ona garip bir beklentinin içinde bakan adam sadece bir hafta içerisinde babasından bile daha çok ilgilenmişti. Kabul etmeli miydi, emin değildi.. Hem zaten öncedende yardım etmişti.

"Evet, olur." dedi siyah gözlere bakarak. Yağız dolaptan aldığı bol pijamaları elinde sıktı. Siktir.. bu hisse engel olamıyordu.

Yerinden doğrulup "Gel hadi," dedi. Kadir onun yanına adımlarken Yağız elindeki pijamaları yatağın üstüne koyup ona bakan kumrala döndü.

Onun mavi gözlerine bakıp "Kaldır kolunu," diyiverdi. Kadir sağ kolunu havaya kaldırınca Yağız tişörtün eteklerinden tuttu ve üstünü çıkarttı. Siyah gözleri ister istemez çıplak gövdesinde arsızca dolaştı. Kendi iradesine asla söz geçiremiyordu. Sanırım onun vücudu çok hoşuna gittiği için böyle hissediyordu. Aynen.. İlk geldiği gün banyodan çıkarkenki görüntüsü aşırı hoştu. Yağız süt gibi ten rengi olan pasiflerden çok hoşlanırdı. Kadir'in görüntüsü ise tam olarak onları andırıyordu. Açık kumral saçı ve küçük burnu bile yeterdi öyle olması için.. O gün etkilenmiş olduğundan şimdide aklından çıkartamıyordu. Gelip geçici bir heves diye düşündü.

Fakat onunla ilgilenmek istiyordu. Bu daha farklıydı. Ona yardım etmek oldukça hoşuna gitmeye başlamıştı.

Üstüne tişörtü geçirirken eline değen göğüs ucunu görmezden gelmeye çalıştı.

Yağız eline eşofmanı alırken Kadir "Bekle.." deyip sağ elini altındaki pantolona atıp düğmesini çözdü ve fermuarını indirdi.

Kara oğlan elindekini tekrar bırakıp pantolonu indirmeye çalışan gencin bileğini tuttu ve "Ben yardım edeceğim dedim. Biraz sabırlı ol." dedi.

"Özür-"

"Kadir.."

Yağız ona sahte bir kızgınlıkla bakıyordu şimdi. "Özür dilemen gerektiği zaman dile. Tamam mı? Sana yardım etmeye çalışan birinden dileme. Zorunda değilsin."

Kadir ona baktı bir kaç saniye. Ardından tutuk bir hamleyle "Tamam," deyip gülmeye çalıştı.

Eskiden hata olarak nitelendirdiği şeyler için çok fazla özür dilemişti. Daha doğrusu babasının hata olarak nitelendirdiği... Mehmet'e göre gece ondan izinsiz lavaboya kalkması bile hataydı. Bu yüzden dayak bile yemişti.

Yağız ona fazla iyi davranıyordu ve hata yapıp gitmesinden korkuyordu. Doğrusu.. nasıl olsa bir kaç güne kendisi gidecekti.

Yağız onun pijamasını giydirdiği zaman doğruldu. Yerde çıkarılan kıyafetleri alıp "Bunları kirliye atayım yarın başkalarını veririm." dedi.

Onları kirliye attıktan sonra yorganı açtı ve kumral gence "Hadi yat." dedi. Kadir yatağa dizlerini koyarak girip kedi gibi kıvrılınca Yağız kahkaha attı.

"Gülme," dedi huysuzca.

"Neden gülmeyim, çok tatlı ve komik duruyorsun."

Yağız üstünü çıkartıp yatağın içine hemen onun yanına girdi. Kadir ise daha demin aldığı iltifatı düşünüyordu.

çocuklukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin