on yedi

6.1K 393 113
                                    

Bölüm 17: Onur ve Meriç

-

Küçük bir esinti hissinin ardından yaklaşık bir hafta önce geldiğim mekanın içine girdik. İlk izlenimim pek iyi olmamıştı ama sadece Yağız ile vakit geçireceğim için mutluydum.

Yağız içeri girer girmez siyah harelerini sakin yerde dolaştırdı ve rahatlıkla nefes verdi. Bunu neden yaptığını bilmiyordum ama sebepsiz yere Esma yüzünden olduğunu düşündüm. O gün bana kendimi savunmadığım için kızmıştı. Sırf bu yüzden başkaları bana laf attığında susmak istemiyordum. Ama bunu benim için istediği aşikardı. Yani sadece onu düşünerek değil kendimi düşünerekte yapmalıydım. Fakat faaliyete koyabilir miyim, bundan pek emin değilim.

"Esma bugün yok sanırım." diye mırıldandı bir elini omzuma atarken. Kafamı sallayarak onu onayladım.

"Seni Onur'la tanıştırmak istiyordum. Geçen gün gelmemişti pezevenk." dediğinde sağ elimi karnımın üstüne kapadım.

Geçen gün oturduğumuz yere doğru giderken abim ve yanında tanımadığım bir çocuğu görünce kaşlarım çatılır gibi oldu. Yağız abimi görünce omzumu biraz sıktı.

"Bu niye her yerde karşıma çıkmak zorunda?" diye kısık sesle konuştuğunu duydum. Ama suratımın asılmasına engel olmadım. Keşke hepsi iyi anlaşabilseydi. Sanırım bu gerçekleşmeyecek bir hayalden ibaretti.

"Oo kimler gelmiş." dedi tanımadığım adam ayağa kalkarken. Üstünde siyah gömlek ve altında siyah bir keten pantolon vardı. Omuzları geniş, sevecen mizaçlı bir adamdı.

Gözlerim hala ayağa kalkmamış abime kayınca derince yutkundum. Bu korku ile yapıtığım bir refleks değildi. Lakin abimin bir kaşının üstüne dikiş atılmış, yüzü yara bere içinde ve burnunun üzerindeki sargı ile pek iyi gözükmüyordu. Sağ elini dirseğinden kırıp çenesinin altına yaslamış, keskin bakışlarını daha demin ayağa kalkan adama dikmişti. Her zamanki gibi bakışlarına duygularını yansıtmıyordu.

"Neredesin lan sen?"

Yağız yanımda azarlar tonda kendinden bir kaç santim büyük adama doğru konuşunca adam tek kaşını havaya kaldırdı.

"Sevişiyordum canım."

Gözlerimi ona çevirip dik dik baktım. Bu adamda hiç mahremiyet diye bir şey yok muydu ya? Hala ona bakarken kendi yüzümün kızardığını hissettim. Ben niye onun yerine utanıyorsam..

"Onur ne pis herifsin ya.." dedi Yağız koltuklardan birisine kendisini atarken. Gidip yanına oturdum.

Adamın gözleri bana döndü ve yüzündeki gülümseme ile kaşlarını havaya kaldırdı. Gözleri koluma kayınca bir süre baktı ardından. Sonra geri çekti. Pek umursuyor gibi görünmüyordu.

"Arkadaşınla tanıştırsaydın keşke.." dedi ve abimin yanına oturdu. Abim ona sinirle baktı ve biraz uzaklaştı olduğu yerde. Bu davranışı nedense fazla dikkatimi çekmişti.

"Yanındaki herifin kardeşi," dedi Yağız sert bir biçimde Meriç'e bakarken. "Ama Kadir onun gibi suratsız değil, merak etme."

Onur, "Deme öyle. Suratsız olabilir ama bazı kon-" diyeceği zaman Meriç sertçe ayağa kalktı ve "Ben gidiyorum." dedi.

"Ama daha işimizi halletmedik Meriç."dedi genç adam ellerini önünde birleştirirken.

"Sonra hallederiz, hadi eyvallah." Ben öylece abime bakarken gözlerimiz saliselik olarak buluştu. Sonra sinirle ağzının içinde bir şeyler mırıldandı ve ellerini kot pantolonun cebine koyarak mekandan çıktı.

çocuklukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin