yirmi altı

3.5K 282 83
                                    

Bölüm 26: Yakaladım

-

Elimi ve yüzümü yıkadıktan sonra suratımı yanda duran beyaz havluya yavaşça kuruladım. Geri çekilirken mavi gözlerim tekrar ayna ile kesişti; açık kumral saçlarım uzamıştı ve burnumun ucu daha demin soğuk suyla temas ettiği için kızarmıştı.

Dün akşam Çınar ile vedalaşıp Yağız ile beraber eve gelmiştik. Başım çok ağrıdığı için ilaç içip yatmıştım zaten hemen.

Gözlerim kesik koluma kayınca ifadesizce durdum. Nedenini bilmiyordum ama artık eskisi kadar canımı yakmıyordu. Neredeyse bir yıldan fazla olmuştu kesileli.. Sağlam elimle kesik kolumu aynı anda havaya kaldırdım ve aynada kendime tekrar baktım. Ruhumu acıtmıyordu ama sanırım bu uyumsuz görüntüye asla alışamayacaktım.

İç çekip tuvaletten çıktım. Onur, Yağız'ı dışarıya çağırmıştı. O yüzden evde yoktu. Elif ve Eslem Hanım ise dışardaydılar. Babamla abim hakkında ise hiç bir fikrim yoktu. Kısacası evde tektim.

Yavaş adımlarla Yağız'la beraber ilk defa yattığım yatağın içene girdim. Bacaklarımı kendime çekip olduğum yerde kıvrılırken gözlerim odada rastgele bir yere daldı. Duruyor, ne düşündüğümü bile bilmiyordum. Sadece bakıyordum. Göz kapaklarıma ağırlık çöktüğünde kendimi yavaş yavaş uykuyu teslim ettim.

Ne kadar zaman geçtiğine dair bir fikrim yoktu. Holden kulağıma kapının açılma sesi dolduğunda gözlerimi aralayıp yatakta doğruldum. Başım uyuduğum için hala dönüyordu. Gözlerimi yandaki perdeyle kapatılmış olan pencereye çevirdim. İyi, sanırım hava hala tam kararmamıştı. Bacaklarımı sarkıttım ve sağlam elimden destek alarak kalktım. O ara kapı açılmıştı. Yağız gelmişti sanırım.

Yürüyerek koridordan geçerken holun oraya geldim. Görmeyi beklediğim beden yerine kabusum ile karşılaşınca öylece kalakaldım.

Baba..

Koridorun başında durmuş, derince yutkunurken sağlam elimle duvara tutundum. Aylar sonra ilk defa onu bu kadar yakından görüyordum. Kapının önünde ayakkabılarını çıkartırken bana öldürücü gözler gibi bakıyordu.

"Ufaklıkta buradaymış," dedi doğrulup. Kâl gelmiş gibi ona bakıyordum. Gülümsedi.

Ben daha bir şey diyemeden tekrar konuşup "Geç odana, birazdan geliyorum." dedi. Nefesim inanılmaz hızlanmış, hafif dolmuş gözlerim ile ona bakıyordum. Uykudan yeni uyanmama rağmen sersemliğe dair hiç bir şey kalmamıştı.

Kafamı eğip geri odaya döndüm. Yatağı otururken Yağız'ın hemen gelmesi için dua etmeye başladım. Korkuyordum. Ona karşı gelemiyordum.

Dakikalar sonra odanın kapısı açıldı. Çenem kasıldı ve kafamı oraya çevirdim. Üstünü çıkartmış ve daha rahat bir şeyler giymişti. Yüzüne ise korkunç bir sırıtma peydah olmuştu.

"Kalk ayağa," dediğinde gözlerim elinde tuttuğu kemere kaydı. Dövecekti beni.

"Hayır." sesim titriyordu. Hayır, bu sefer ne olursa olsun onun dediğini yapmayacaktım.

Babam sinirle yanıma geldi ve kesik kolumdan çekiştirdi. Sendeleyerek ayağa kalktığım zaman yüzümü acıyla buruşturdum. Kolumu çok sıkıyordu ve hırsla bakıyordu bana. "Orospu çocuğuna bak. Kendini birde abin olacak adamamı siktiriyorsun artık?"

Yüzüme tükürür gibi konuştuğu zaman şaşkınlıkla ağzımı açtım. Gözlerim daha çok dolarken nasıl öğrendiğini düşünemiyordum bile. Suratıma yüzükle eliyle sert bir tokat atınca yere düştüm. Canımın acısıyla artık hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Dudağımın kenarından ise sıcak bir sıvı aktı.

"Seni sikik bir bebekken öldürmeliydim."

Karnıma sert bir tekme atınca cenin pozisyonuna geldim. Ardından kemerle vuramaya devam etti. Canım çok acıyordu... Yağız neredeydi?

Bana vurmayı bıraktığı zaman kendime çekmiş olduğum bacaklarımı bırakmadım. Nefes nefese yatağa oturduğunu duydum. Ölmek istiyordum.

"Bir daha," dedi. "Seni o çocuğun yanında görmeyeceğim. Kış bitince siktir olup gideceksin. Nerede kalıyorsan kal."

Ben sessiz sessiz ağlamaya devam ederken ayağa kalktı. Gözlerine bakmak istemiyordum. Bu yüzden kafamı çıkarmadım gömdüğüm yerden. İçeri girerken kiletlediği odanın kapısını açtı.

Sonra derin bir sessizlik çöktü. Adım seslerini duymuyordum. Gitti mi diye gözlerimi hafifçe araldım ve akan burnumu çekerek kollarımın arasından baktım ona. Vücudum titriyordu.

Kapının önünde durmuştu. Elindeki kemer yavaşça elinden kaydı ve yere düştü. Kafamı ne olduğunu görmek için yıpranmış kollarımın arasından çıkardım. Gördüğüm bedenle gözlerim irileşti. Babamın bir eli kapı kolunda kalmış, önünde duran bedene bakıyordu.

Yağız gülümsedi.

Ardından gözleri bana kaydı. Hala yüzünde bir gülümseme vardı. Ama çenesi kasılıyordu. Ve irislerindeki öfke onları dahada siyahlaştırmıştı. Kafasını yana yatırdı ve refleks olarak burnunu çekti. Hala gülümsüyordu.

Tehlikeli bir sesle, "Bu sefer yakaladım," dedi.

-

-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
çocuklukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin