otuz

3.3K 214 75
                                    

Bölüm 30: Çirkef kız

1 hafta sonra;

-

Ne hissettiğimi, ne hissetmem gerektiğini sonunda kavrayabilmiştim. Bunu anlamamın tek sebebi ise boynu bükük şekilde evden çıkan adamdı. İki polis ters kelepçe takmış, kafasını zorla öne eğmişti.

Yaklaşık bir haftadır Yağız oradan oraya koşturmuştu. Eslem teyze bile evlendiği şahsiyetin gerçek yüzünü görünce anında boşanma davası açmıştı. Zaten babam abimin verdiği kaset yüzünden çoktan kaybetmişti. O yüzden her şeyi sessiz sakin geçmişti son bir hafta içerisinde.

Kasetin içinde bulunan herkes tek tek ifade vermişti. Köyde babamın yanında bana şiddet uygulayan bir kaç arkadaşı daha vardı. Hepsini getirmişlerdi.

Babam; Mehmet Zorlu kasten yaralama, aile içi şiddet ve devamlı eziyetten yaklaşık 15 yıl hapis cezası yemişti. İlk defa gerçek anlamda nefes alabildiğimi hissediyordum.
(Arkadaşlar bu konular hakkında pek fikrim yok, yanlış bir durum varsa belirtirsiniz. Ya da boşverin fark etmez..)

Abime gelecek olursak... bunlar yaşandığında daha küçük olduğu için ona herhangi bir şey yapmamışlardı. Ama kaset tek bir video barındırmıyordu. Bir sürü videonun birleşimiydi. Yani saatler sürüyordu izlemesi. Bunun yanında sonradan Meriç 4 kaset daha verdi. Hepsini tek tek incelediler. Bende olduğu kadar olmasada zaman zaman abimede vurmuştu. Bununla babamın yatma süresi zaten dahada uzamıştı.

Meriç daha bu sene reşit olmuştu. Kısacası izlenen kayıtlardan varılan sonuca göre abimde bu tarz durumlarda rastlanan bir kaç psikolojik hastalık vardı. Zaten çevresine bakınca bile anlaşılıyordu. Her zaman gereğinden fazla sakin, sinirlenince kafayı yiyen birisi olduğunu en çok ben görmüştüm. Bana bir şey yapmasada yanında olan kişilere neler yaptığını biliyordum. Her ne olduysa o köyde olmuştu. Aslında Meriç hakkında anlatılacak bir ton psikopatça, korkunç şeyler vardı. Ama gördüğüm şeyleri tekrar hatırlamak istemiyordum. Aynı zamanda siciline baktıklarında bir ton şey çıkmıştı. Benim zaten haberim yoktu, babamın ise umurunda dahil değildi.

Bu yüzden iyileşene kadar psikiyatri kliniğinde kalacaktı. Sanırım en iyisi buydu.

Polis siren seslerini açıp uzaklaşınca her şeyin sona vardığını anlıyordum. Yavaşça önüme döndüm ve bana bakan adama baktım.

Yanıma yaklaştı ve tam önümde durdu. Bakışları temkinliydi. "İyi misin?" diye sorduğunda gülümsedim. İyiydim, karşımdaki kişi hayatıma beklenmedik bir anda girmiş ve büyük ölçüde değiştirmişti. Tek hissettiğim mutlu olduğumdu.

"İyiyim," deyip derin bir nefes verdim. "Şimdi ne olacak."

Sorduğum soruyla düşünür gibi gözlerime baktı. İkimizde farkındaydık; yeni, tertemiz bir sayfa serilmişti önümüze. Bizede o sayfayı güzel anılarla doldurmak düşüyordu. Bu düşünce parmak uçlarımı uyuşturdu.

"Şey aslında her şey tam hallolmuş değil..." diye fısıldadı. Tek kaşımı kaldırıp "Ne?" dediğimde çekiniyor gibiydi. Yanıma geldi ve beni kolunun altına aldı. "Yani demek isteğim, bir psikiyatrist ile görüşsek iyi olur." Anlamayan bir ifade ile ona baktığım zaman derin bir nefes çekti içine. "Senin hakkında."

"Benim bir şeyim yok Yağız." dedim ters ters. Bu cevabı vereceğimi tahmin etmiş olmalıydı. Sıkıntıyla yanaklarını şişirdi ve ensesini kaşıdı.

"Neyse sonra konuşuruz." İstemeye istemeye söylediği şeye bir şey demedim. Gitsem ne değişecektiki?

Arkamızdan gelen gürültü bir 'Yağız' nidası ile irkilerek geriye baktım. Bu sese artık iyice aşina olmuştum. Yine Esma denen kız geliyordu. Her zamanki gibi giyinmişti; crop ve altına tayt. Çakma mor saçları parlıyordu.

"Ne oldu burada!" yanımıza hızla koşarken bir kez daha bağırınca yüzümü buruşturdum. Azıcık huzuru reva görmüyorlardı.

"Bir şey olmadı," dedim ters ters suratına bakarak. Gözleri benimkiler ile buluştu ve zoraki bir şekilde gülümsedi. Benden nefret ediyordu.

Yağız'a dönüp "Polis gelmiş," dedi, sesi meraklı çıkıyordu.

"Evet, önemli bir şey değil." dediğinde ona döndüm. İfadesizdi. Biraz daha çekti beni kendisine.

Esma rahatsızca yerinde kıpırdandı. "Ben aslında sadece onun için gelmemiştim." dedi ve saçlarını geriye attı.

"Onur biraz sinirliydi sanki.." diye fısıldadı. Anlamaz bir ifadeyle bakıyordum. Bunu neden söylüyorduki? Yağız kolunu benden çekip olduğu yerde doğrulduğu zaman bakışlarımı ona çevirdim. Bilmediğim bir şey mi vardı, anlamıyordum.

"Ne oluyor?"

Merakla konuştuğum zaman Yağız cevap vermeden Esma söze atıldı.

"Ne olacak?" dedi bana hesap sorarmış gibi. "Meriç, senin yüzünden psikiyatri kliniğinde kalıyor şuan. Sinirlenmesi için yeterli bir sebep değil mi?"

Hayretle ağzımı açtım. Bir şey bile söyleyemiyordum. Hiç bir şey bilmeden gelip burada saçma sapan konuşuyordu. Konunun onunla alakası bile yoktu. Kendinde bu hakkı nereden buluyordu? Hem Onur ne alakaydı?

"Abin o senin, abin." diye diretti.

"Kapa çeneni," Yağız yanımda soğuk bir sesle konuştuğu zaman Esma susup şaşkınlıkla ona döndü. Sinirden elim titriyordu.

"Esma, tanımadığın insanlar hakkında muhakeme yapmak pek akıl kârı değil." dedi sevdiğim çocuk.

Yağız'ın beni savunmasıyla sinirim azda olsa azalıyordu.

"Sana aynı şeyleri bin kere söylemekten bıktım."

Esma ona gram sinirlenmiş görünmüyordu. Ama bakışları bana dönünce öldürcekmiş gibi bakıyordu. Bende dik bir duruşla ona karşılık verdim.

Yağız, "Esma.." dedi uyarır bir tonda. Bir süre daha öldürücü bakışlarını dikti üzerime. Ardından ikimizede burun kıvırıp geldiği yöne geri döndü.

Daha demin ne olmuştu Allah aşkına?

-

Şimdi Kadir reşit olmadığı için aslında yetiştirme yurduna gitmesi lazım. Ama ben oraları boş verdim sjjsjsis

Ve aklımda bu kitapla ilgili bir şeyler var ama emin değilim.. eğer kafama yatarsa öbür bölümler açıklarım.

çocuklukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin