|Cursed Unknown Number|

217 17 25
                                    

İyi Okumalar

2 hafta sonra

Chaeyoung

Son günlerde fazlasıyla eğleniyordum çünkü Lisa kendisini affettirmek için her şeyi yapıyordu.

Mesela her sabah masama dünyanın en tatlı notlarıyla birlikte bir buket çiçek bırakıyordu, ekstra mesai yapıp bütün işleri akşamdan bitiriyodu o yüzden de ben işteyken benimle ilgileniyordu.

Saat başı arayıp nasıl olduğumu soruyordu, evime tatlılar gönderiyordu ve bir sürü şey daha...

Ofisime girdiğimde bir konfeti patladı, ah doğru bunu unutmuşum..

Her sabah konfeti patlatıyordu çünkü her sabah o gün onu affedebileceğim için bunu kutluyordu, şapşal.

"Günaydın." dedim ruhsuzca.

"Sana da günaydın." dedi ve 32 diş gülümsedi.

Masama baktığımda bir buket çiçek ve taze olduğu belli olan bir kahve gördüm.

Masama oturdum ve bir bacağımı diğerinin üstüne attım.

"Uykusuz gözüküyorsun, içmek ister misin?" dedim gözünün altındaki kırmızılıklara bakarak.

"Hayır hayır sen iç, o senin kahven." dedi hızlıca, uykuluydu ama davranışları hiç öyle değildi.

Onu affetmeyi gerçekten istiyordum ama ne zaman onun gözünün içine baksam aklıma pekte iyi görüntüler gelmiyordu.

Telefonum çalınca ikimiz de telefonuma baktık, bilinmeyen numara.

Ve evet kendime yeni bir telefon almıştım.

Hemen birbirimize baktık ama ben hemencecik gözlerimi kaçırdım çünkü görüntüler geri gelmişti.

Telefonu açtım ve kulağıma götürdüm.

"Efendim?" dedim.

"Ah Chaeyoung, numaran ne zor bulunuyormuş böyle!" dedi telefondaki kişi.

"Pardon kimsiniz anlayamadım?" dedim.

"Şerefsiz, benim ben Jeongin!" dedi Jeongin.

"Ah dostum, özür dilerim. N'aber?" dedim. O sırada Lisa kaş göz hareketi yapıp kim olduğunu soruyordu.

"Onu bunu geçte bizim ekiple tekrar yarış yapalım diyoruz, patron hanım meşgul değilse bu akşam uygun olur mu?" dedi.

"Patron hanım bir çalışanı sayesinde şu sıralar meşgul değil, bu akşam uygun." dedim ve Lisa'ya göz kırptım, kırptığım gibi kızarmaya başladı.

"Bir dakika Jieun'da orada olacak mı?" diye sordum.

"Evet." dedi.

"Süper!" dedim, Jieun'u severdim.

Tam kapatacakken Lisa telefonu elimden aldı ve konuşmaya başladı.

"Sen de kimsin?" diye sordu Jeongin'e, o sırada ben de telefonu elinden almaya çalışıyordum.

"Ben Jeongin asıl sen kimsin?" diye sordu Jeongin.

"Ne için aradın Rosé'yi?" diye sordu.

"Rosé'de kim be!" dediğinde Lisa bana yarım bir gülümseme sundu, başka kimseye söylememiştim o ismimi.

"Affedersin Chaeyoung diyecektim." diyip hemen durumu düzeltti.

My nepentheHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin