|A snowy day but with good memories|

238 20 51
                                    

Sarkinin ismine takilmayin

Bu bolum bazi seyler basliyor

İyi Okumalar

Chaeyoung

Buraya kadar jiple geldiğim için şu an şehir merkezinde kalakalmıştım. Ayaklarımı bastığım yere baktığımda, çiselen yağmur yüzünden kaldırımın renginin koyulaştığını gördüm.

Harika, şehir merkezinde boş taksiyi nereden bulacağım şimdi ben? Yürümeye başladım ve şehir merkezinden az da olsa usaklaştığım, o sırada telefonuma bir mesaj gelmişti.

Lisa:
Nerede kaldın?
Seni almaya geleyim mi?

Chaeyoung:
Evet, olur.
*konum*
Ama nasıl geleceksin?

Lisa:
Anahtarlarının yerini biliyorum.
Ve merak etme arabanı çarpmayacağım.
Ama burada olmadığına göre Ferrariyle bir tur atabilirim, değil mi?

Chaeyoung:
Arabamı çizersen bizzat ödersin.
Hızlı gel.

Mesajları okurken sırıttığımı fark edince hemencecik yüzümdeki gülümsemeyi sildim ve bir süre orada öylece dikilip neden gülümsediğimi düşündüm sonra da zaten yakın olan bir otobüs durağına yürüdüm ve oturdum.

Yarım kalan sigaramı yakmak için elime aldım ama son anda karar değiştirerek çakmakla ellerimi ısıtmaya karar verdim.

Akciğerlerime birazcık iyilik yapayım değil mi?

Akciğerlerime iyilik yapsam neye yarar, yolun yarısında karaciğerden gideceğim zaten.

Ben beceriksizce ellerimi ısıtmaya çalışırken yerdeki bütün yağmur sularını üstüme fışkırtarak gelen Lisa'ya içimden bir ton küfür ettim.

"Hadi bin, çok ıslandın mı?" diye sordu camı açıp.

"Aslında çok ıslanmamıştım, sen gelip üstüme yağmur sularını fışkırtana kadar." dedim ve arabaya bindim.

"Bugün ne fark ettim biliyor musun?" dedi ve gaza bastı.

"Gerçekten aptal olduğunu mu fark ettin?" dedim gülerek.

"Hayır aptal, sen gerçekten haklıymışsın." dedi gizemli olmaya çalışarak ama beceremiyordu.

"Söyle hadi..!" dedim kinayeyle bağırarak.

"Kırmızı ışıkta geçmek konusunda haklıymışsın." dedi sonunda ağzındaki baklayı çıkartarak.

"Bu muydu yani?" dedim ve güldüm.

"Yuh sana, öyle mi denir?" dedi ve yola odaklandı, Lisa'ya uzandım ve kızarmış yanaklarını mıncırdım.

"Tamam tamam özür dilerim." dedim sırıtarak.

"Kozo yopocoz somdo, borok ." yanaklarını sıktığım için ne dediği anlaşılmıyordu, büyük bir kahkaha attım ve önüme döndüm.

Şu an içimde yine aynı mutluluk vardı, o anlamsız mutluluk.

Lisa dışında kimsenin yanında hissedemediğim o mutluluk.

My nepentheHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin