Azerin Ağzından..Şaşkınca yüzüme bakan Karacaya döndüm. Ne zaman kendine gelip bağırmaya başlayacak acaba? Tokat falan atmaz umarım. Eli baya ağır çünkü. Anneme döndüm. O da aynı tepkide takılı kaldı. Karaca bana doğru geldi bir adım. Anlamaya çalışır gibi konuştu.
Karaca:Ne dedin sen? Bir daha söyle bakayım..
Azer:Gayet iyi duydun. Seni burada tutmam için bana bir sebep sordun bende sana söyledim. Evlenince kocanın evinde kalmak zorundasın nasıl olsa.
Karaca:Evlenmek ne demek ya? Hemde senin gibi bi adamla. Sevmeden!
Azer:Tatlı adamım ben seversin zamanla.
Karaca:Saçmalama ya! Seninle evlenmek yerine ölürüm daha iyi!
Azer:Kalbimi kırıyorsun ama.
Karaca:Sen-Ne diyecek diye beklerken sustu. Önüme gelip sert bir tokat attı. Öpmeden de bu tokatı yiyebiliyormuşum. Hiç bir şey olmamış gibi döndüm. Ama kesinlikle öyle değil. Çenem kaydı sanırım. Öfkeyle vurmaya başladı. Sinirini atmasını bekledim. Ama en sonunda kollarını tuttum.
Karaca: Neden ya?! Neden tanımadığın birine bu kötülüğü yapıyorsun?
Azer:Ailene ders vermek için. Benim canım yandıysa onlarınki de yanacak.
Karaca:Arada ben yanıyorum görmüyor musun? Git onlara zarar ver benden ne istiyorsun?Onun cevabını bende bilmiyorum. Kalbim bunu yapmamı söylüyor bende ona uyuyorum. Yüzüne bakıp mırıldandım.
Azer:Çünkü böyle olması gerek.
Kollarını benden kurtardı. Geri çekildi. Etrafa baktı bir şeyler yapmak için. Yanda duran cam vazoyu eline alıp yere attı. Un ufak oldu cam parçaları. Annemin önüne doğru geçip korudum. Karacaya baktım. Yere eğildi hemen. Büyük cam parçalarından birini eline aldı.
Boğazına dayayınca kaşlarımı çattım. Ona doğru gittim ama biraz daha bastırdı parçayı.
Azer:Aptalca bir şey yapma. Bırak şu parçayı.
Karaca:Seninle evlenmek de ölüm gibi bir şey. En azından böyle çok acı çekmem.Bir adım daha attım ama geri çekilip parçayı bastırdı. Boğazı kesildi biraz. Geri çekildim hemen.
Azer:Tamam tamam dur. Gelmiyorum.
Karaca:Evime gitmek istiyorum. Çekil önümden.
Azer:O dediğin olmaz işte.
Karaca:Kesiyorum o zaman.
Azer:Dur tamam dur! Bırak artık şu camı!Gözleri dolu halde yüzüme baktı. Arkasına kaydı gözüm. Bahçe kapısından sessizce girdi içeri Yılmaz. Geri çekildim bende o yüzden.
Azer:Tamam nasıl istersen öyle olsun. Şu camı bırak konuşalım.
Karaca:Sana güvenmiyorum. Kötü insanlar her şeyi yapar. Ve sen de kötüsün! Herkes gibi kötüsün!Sabrımı taşıracak bir şey yapıyor illa ki. Sabırla nefes aldım. Kızın bir hafta içinde bana demediği şey kalmadı. Gözünden aşağı akan yaşla baktı yüzüme. Bakma öyle nolur..sen öyle bakarsan ben sözümün arkasında duramam.
Gözlerimi başka çektim. Yılmaz iyice yaklaştı. Başka bir koruma benim arkamdan girince Karacanın dikkati dağıldı. O sırada da Yılmaz elini tuttu. Koşup Karacanın belini tuttum. Elinde ki parçayı alıp korumaya verdim.
Çırpınmaya başladı kucağımda. Sıkıca tuttum. O kadar kolay pes etmek yok Karaca hanım. Uzun bir süre burada benimlesin.
Azer:Kızım bir dursana!
Karaca:Bırak beni ya! Bırak!
Azer:Bana bak delirme ben daha deliyim!
Karaca:Sen öyle san!Elimi kaptı yine. Koparır gibi ısırdı manyak. Zor kurtardım. Bir elimle belini tutup diğerini gözlerinin önüne getirdim. Yine fena ısırmış.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZLİ
ActionYanlış anlamalar bazen hayatımızdan çok şey götürebilir. Kimi zaman bunun bedelini ya ağır öderiz ya da ağır ödetiriz. Bize veya başkasına mutlaka zararı olur.. Bu hikâyede de bir yanlış anlama var..ya da yok bakacağız.. #azkar hikayesi.. Azer Kurt...