Karacanın Ağzından..
Şaşırdı. Ee tabi normal olarak. En son çok iyi ayrılmadık. Ama az daha ondan sonsuza kadar ayrılıyordum. Bunun olmasına bir daha izin veremem. Yarası çok ağır değil ama kan kaybetmiş. Ağır da olabilirdi. Bir daha aşık olduğum gözlere bakamayabilirdim. Bu yükün altında sonsuza kadar ezilebilirdim.
Azere baktım. Söylediklerimden sonra umut ışıkları yandı gözlerinde. Gülümsedim ben de ona.
Ama sonra hepsi gitti. Tebessüm eden yüzü soldu. Ne olduğunu anlamadım. Kolunu ve bedenini geri çekti. Başını yere eğdi. Sesi titreyerek konuşmaya başladı.
Azer:Eğer sırf bu saldırı ve yara için geldiysen..yani benim için gelmediysen unutlandırma beni. Sonra sen gidince kalbim yok oluyor benim. Toparlayamam bir daha.
Tebessüm ettim. Ona doğru yaklaştım. Elini tuttum yavaşça. Başını kaldırıp yüzüme baktı. Kafamı iki yana salladım.
Karaca:Gelmek gibi bir düşünce yoktu aklımda. Hatta haklıydın zaman bazı şeyleri gösterecekti bize.
Azer:Niye geldin o zaman? Sırf acıdığın için mı?
Karaca:Zaman..zamanla hiçbir şey düzelmiyormuş. Aksine daha da paramparça ediyormuş her şeyi. Yanında değildim.. aramız iyi değildi. Ve hayat seni benden alıyordu. Beni senden alamadı. Seni benden almaya kalktı. Ben buna izin vermek istemiyorum Azer..Yüzüne baktım. Umutlarımız tekrar alev aldı. Oda benim elimi sıkıca tutmaya başladı.
Azer:Affetin mi..beni?
Karaca:Affettim. Dedin ya hani..ben bize mutlu olma şansını yaratacağım diye. Bir an önce yaratsan iyi olur. Çünkü ben geri gitmek istemiyorum senden ayrılmak istemiyorum.
Azer:Sen bir kez bana geldin ya ölsem bırakmam ben seni.Beni kendine çekip sıkıca sarıldı. Başını boynuna yasladım. Kokusunu içime çektim. Kalbim yine sevgiyle doldu. Onunla doldu taştı yine. Fazla sıkınca yaram sızlamaya başladı. Geri çekildim.
Azer:Noldu iyi misin?
Karaca:Henüz iyileşmedim maalesef. Görüyorum ki sende yaralısın. Biz kaostan uzak duramuyoruz galiba.
Yılmaz:Siz artık iki yaralı bakarsınız birbirinize.
Burak:Aynen yenge pansuman da sende. Bizimkini beğenmedi çünkü.
Karaca:Bu mu pansuman dediğiniz?Ben böyle deyince Yılmazla Burak birbirine baktı. Azer de gülmeye başladı. Pamukla beraber güzelce temizledim Azerin kokunu. Sonra da sardım. İşler bitince bizi yanlız bıraktılar. Manzaraya döndüm.
Azer:İlk ne zaman aşık oldun?
Karaca:Kar yağdığı gün. Birlikte kar oynadığımız gün sanırım.
Azer:Ben seni..ilk öptüğümde. Bahçede. Burada yani.Azere döndüm. Tebessüm ettim. Daha birkaç hafta öncesine kadar birbirimizi yiyorduk. Şimdi evliyiz. Oturmuş ne zaman aşık olduk diye konuşuyoruz. Azere döndüm.
Karaca:Hayatım bu zamana kadar zordu. Seninle tanıştıktan sonra daha zor oldu sanmıştım ama yanılmışım.
Azer:Karaca ben yıllardır seni bekliyormuşum. Çok normal olmadı tanışmamız ama iyiki kaçırdım seni.
Karaca:Çok kötüydün ilk zamanlar. Ama biliyordum böyle bir yanın olduğunu. Sabırla bekledim o yüzden. Beklerken de aşık olmuşum tabi.Güldük. Parmağında ki alyansa baktı. Elimi tuttu. Benimkide kendi elinin yanına getirdi. Yüzüme baktı sonra.
Azer:Demiştim sana bizi birbirimize bağlayacaklar diye.
Karaca:Bir süre demiştin..artık sonsuz oldu sanırım.
Azer:Beni hiç bırakma olur mu? Sessizlikle sınama hiç.
Karaca:Elimde olursa asla yapmam. Merak etme.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZLİ
ActionYanlış anlamalar bazen hayatımızdan çok şey götürebilir. Kimi zaman bunun bedelini ya ağır öderiz ya da ağır ödetiriz. Bize veya başkasına mutlaka zararı olur.. Bu hikâyede de bir yanlış anlama var..ya da yok bakacağız.. #azkar hikayesi.. Azer Kurt...