Azerin Ağzından..Telefon kapanmadığı için hala duyuyorum silah seslerini. Ama bir tek duymaya ihtiyacım olan ses yok.
Azer:Karaca cevap versene! Kızım susma bir şey söyle! Allah kahretsin isabet falan mı aldı! Yılmaz! Burak!
Ben telefonla uğraşırken Yılmaz evden koşarak çıktı. Burak da yanıma geldi hemen.
Yılmaz:Abi ne oluyor? Bir şey mi oldu?
Azer:Koçovalıların evine saldırıyor birileri! Burak arabaları hazırla gidiyoruz!
Yılmaz:Abi sen nerden biliyorsun? Hazala bir şey olmuş mudur? Onunla mı konuşuyordun?
Azer:Ben..Karacayı aramıştım oradan duydum. Hadi gidiyoruz!Arabaya ilerlerken evin bahçe kapısı açıldı. Annem çıktı içerden uykulu gözlerle. Eğer böyle bir şeyi ona söylersem kadın bu sefer kesin gider kalpten.
Fadik:Oğlum noluyor? Nereye gidiyorsunuz?
Azer:Ee önemli bir şey değil anne. Hadi sen git yat.
Fadik: Kötü bir şey olmuş. Hazala mı bir şey oldu yoksa? He oğlum?
Azer:Yok anne. Öyle kafa dağıtmaya çıkalım dedik yakalandık sana görüyor musun neyse Yılmaz siz gidin bir şeyler alın gelin bahçede takılalım olmazsa.
Yılmaz:Tamam abi biz halledip geliriz hemen.Başımı salladım. Arabaya binip gittiler. Annemle bahçeye geçtim bizde. Şüpheyle izledi bir süre yüzümü. Ayağa kalktım.
Azer:Ben bir depoyu arayım yarın teslimat var sorun çıkmasın.
Fadik:Tamam oğlum.Biraz ileri gidip Karacayı aradım. Ama bakmadı. Rehberde Hazalın numarasını gördüm. Aramak için bastım ama vazgeçtim. Annemin yanına geri gittim. Bir saat geçmek bilmedi. Yılmazların arabası gelince annem kalktı en sonunda.
Fadik:Ben yatıyorum oğlum. Siz oturun gençler.
Azer:Tamam anne iyi geceler.Yanıma gelip başımı öptü. Sonra da eve girdi. Ayağa kalktım hemen. Yılmaz yanıma geldi hızla.
Azer:Noldu? Bir şey var mı birinde?
Yılmaz:Çok karışıktı mahalle biz gittiğimizde. O yüzden varlığımızı anlamadılar bile.
Azer:Geç bunları oğlum! Birine bir şey olmuş mu?
Yılmaz:Hazal iyiydi gördüm. Bahçede Yamacın yanındaydı. Ama şey..
Azer:Ney noldu?
Yılmaz:Bir ambulans vardı evlerinin önünde. Yanı birine bir şey olmuş olabilir.
Azer:Görmediniz mı? Kim olduğuna niye bakmadınız!
Yılmaz:Ben Hazalı görünce gerisini önemsemedim.Arkamı döndüm. Karacadan haber alamadım. Ambulans onun için gelmiş olabilir mi? Bahçedeydi zaten. Direk hedef olmuş olabilir. Yılmazların yanından uzaklaştım. Telefonu elime alıp rehbere girdim. Hazalın numarasına bastım hiç düşünmeden.
Telefon çalmaya başladı. Kardeşimin sesini duydum günler sonra. Gözlerim doldu.
Hazal:Abi..abicim..
Azer:İyi misin?
Hazal:İyiyim abi ben-
Azer:Karaca nasıl bir sıkıntı var mı? Bir şey olmuş mu?
Hazal:Karaca mı? Abi ben-
Azer:Seni merak etmiyorum. Karaca iyi mi değil mi onu söyle.
Hazal:İyi.Telefonu kulağımdan çekip kapattım. Usulca bir nefes aldım. Koltuğa gidip oturdum. Kim saldırmış olabilir ki bunlara? Bunu düşünürsem işin içinden çıkamam sanırım. Bir sürü düşman var çünkü hepsini sayamam.
Karacanın numarasını aradım belki açar diye. Çaldı sürekli ama bakan olmadı. Telefonu kenara bıraktım. Başımı arkaya yasladım. Birkaç gün önce burada birlikte oturduk. Şimdi ne halde olduğunu bile bilmiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZLİ
ActionYanlış anlamalar bazen hayatımızdan çok şey götürebilir. Kimi zaman bunun bedelini ya ağır öderiz ya da ağır ödetiriz. Bize veya başkasına mutlaka zararı olur.. Bu hikâyede de bir yanlış anlama var..ya da yok bakacağız.. #azkar hikayesi.. Azer Kurt...