Karacanın Ağzından...Sabah yüzüme vuran güneşle uyandım. Gözlerim duvar saatine takıldı. Öğleden sonra üç. Nasıl uyumuşum bu kadar? Ya da buraya nasıl geldim? Üstümde ki örtüyü bir kenara atıp kalkmak istedim ama tutulan bedenim buna izin vermedi.
Gece o kadar soğukta kalmak yaramadı tabi. Elim boynuma gitti. Azerin kokusu üzerime sinmiş. Tebessüm ettim. O nerde acaba? Ayaklarımı yataktan sarkıttım. Boynumda ki ağrı arttı. Elimle baskı yapıp biraz bekledim kalkmak için. Kapı açıldı o sırada. Başımı kaldırınca Azeri gördüm.
Dün geceyi düşününce ilk tebessüm ettim ama halini görünce keyfim kaçtı.
Gözleri kıpkırmızı halde yüzüme baktı. Halime baktı. Kapıyı tamamen açıp içeri girdi. Kapattı sonra da. Yanıma doğru geldi. Ama mesafesini korudu yaklaşmadı.Azer:İyi misin?
Karaca:İyiyim..de sen pek iyi görünmüyorsun?
Azer:Niye bu kadar uyudun?
Karaca:Yorulmuşum sanırım. Sen dün gece kötüydün..topladın mı kendini?
Azer:Hazırlan çıkacağız birazdan.
Karaca:Neden? Nereye yani?
Azer:İşimiz var. Hadi.
Karaca:Azer iyi misin gerçekten?
Azer:5 dakikan var.Ayağa kalkıp kapıya doğru ilerlemeye başladı. İyi değil. Hele dün geceki güzel halinden eser yok. Yine eski sert haline dönmüş. Ama daha farklı bir şey de var sanki. Aniden kalktım durdurmak için. Ama boynumun acısıyla inleyerek geri oturdum. Durup bana doğru döndü. Kaşları çatıldı. Yanıma geldi.
Azer:Noluyor?
Karaca:Boynum..tutulmuş.
Azer:Niye söylemiyorsun?
Karaca:Gerek duymadım. Söylesem de umrunda olur muydu bilmiyorum.
Azer:Doğru olmazdı.Gözlerim doldu. Yüzüne baktım. Niye böyle yaptığı hakkında hiçbir fikrim yok. Başımı önüme eğdim.
Karaca:Niye böyle davranıyorsun? Ne yaptım yine ben sana? Neyin acısını çıkarıyorsun?
Gözlerime baktı. Çatık kaşları altındaki gözlerine baktım. Dolu gibi sanki. Sinirli gibi ama hüzünle bakıyor gözlerime.
Azer: Hiçbir şeyin acısını çıkarmıyorum.
Karaca:Belli oluyor.
Azer:Otur burada geliyorum.Ayağa kalkıp banyoya girdi. Elimle masaj yaptım biraz. Kremle geri döndü. Usulca açtı kapağını. Yanıma oturdu. Gözlerime baktı önce. Bugün..çok soğuk gibi. Ya da her gün öyle bilmiyorum. Dün geceye kapılmamam gerektiğini bilmem lazımdı. Hata ettim. Eline biraz krem alıp boynuna sürmeye başladı.
Geri çektim kendimi. Bakışları boynumdan yüzüme çıktı. Açıkladım hemen.
Karaca:Ben yaparım bırakabilirsin.
Azer:Elim bulaştı bir kere. Yaparım.
Karaca:İstemiyorum hallederim.
Azer:Karaca başım çatlıyor uğraştırma nolur.Ağzımı açtım ama sustum tekrar. Yatakta yanıma kaydı. Nefesi yüzüme vururken yavaşça boynuma masaj yaparak sürdü kremi. Yüzü yüzüme yakın olduğu için izledim sadece. Aklıma dün gece geldi. Hatırlamıyorum dedi.
Karaca:Dün geceye dair..bir şeyler hatırlıyor musun?
Durup yüzüme baktı. Gözlerimi izledi. Gözlerinin içinde öyle bir soğukluk var ki neden böyle çözemiyorum. Normal zamanda bile bana böyle hiç bakmadı. Üzüldüm mü peki? Sanırım.
Azer:Hatırlamıyorum. Hatırlamam gereken bir şey mi var?
Karaca:Yok. Hiçbir şey yok.Başımı olumsuz sallayıp geri çekildim. Ayağa kalkınca ne yapıyorum diye baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZLİ
AcciónYanlış anlamalar bazen hayatımızdan çok şey götürebilir. Kimi zaman bunun bedelini ya ağır öderiz ya da ağır ödetiriz. Bize veya başkasına mutlaka zararı olur.. Bu hikâyede de bir yanlış anlama var..ya da yok bakacağız.. #azkar hikayesi.. Azer Kurt...