Azerin Ağzından..
Öylece bekledim Burağın başında. Ne o kalktı..ne ben gidebildim. Kardeşimi nasıl bırakayım ki burada. Almak istediler ama veremedim. Eğer alırlarsa bir daha göremem çünkü. Gözümden süzülen yaşlarla başımı önüme eğdim.
Ben bu dünyaya sevdiklerimle sınanmaya gelmişim. Ne kadar korumak istesem de bir yerden patlak veriyorum işte. Gözlerim Karacaya kaydı. Ellerinde ki kanla öylece oturmuş Burağa bakıyor. Sessizce ağladı bir köşede sadece. Yılmaz'a baktım. Burağın yanına çökmüş ağlıyor.
Ambulans:Beyfendi artık almamız gerek. İzin verin lütfen.
Azer:Nasıl vereyim onu? Kardeşim o benim. Bugüne kadar bir kere kendi ailemden ayırmadım onu. Şimdi nasıl bırakayım?
Polis:Lütfen buyrun hadi. Artık götürmeleri gerek.
Azer:Ben onun abisiyim. Benim burada yatıyor olmam lazımdı. Bugün evlenme teklifi etti o. Evlenecekti o daha..yuva kuracaktı. Babası gibi olmayacaktı asla..Konuşmam sessiz bir ağlayışa dönüştü. Başımı eğdim tekrar. Burağa baktım. Eğilip anlını öptüm.
Azer: Hakkını helal et aslanım. Benim sana hakkım helal..affet nolur..abin yapamadı oğlum. Koruyamadı yine.
Geri çekildim. Ayağa kalktım yavaşça. Sedyeye alıp ambulansa götürdüler. Yılmaz ayağa kalkıp peşlerinden gitti. Karacanın yanına gittim. Elimi eline götürdüm. Tutunca irkildi. Yüzüme baktı. Gözlerinden süzülen yaşları izledim.
Karaca:Yine kurtaramadım Azer..yine elimden bir şey gelmedi..
Azer:Hadi gel gidelim güzelim. Hadi.Belini tuttum. Kalkmak için hamle yaptım ama Karacanın acıyla vücudu kasıldı. Durdum. Yavaşça çatıldı kaşlarım. Belinde ki elimi çektim. Bulaşan kanı görünce arkasına geçtim hemen. Yarayı gördüm.
Azer:Hani bir şeyin yoktu?
Karaca:Onlar öldü Azer..bu onun yanında hiçbir şey.Yüzüne baktım. Bana dönüp yavaşça sarıldı. Usulca bir nefes aldım. Bu acı da geçmeyecek. Her acı gibi bu da kalbime işleyecek benim.
Arabaya götürdüm Karacayı. Ceketimi çıkarıp belindeki yaranın olduğu yere koydum. Kendi yerime bindim hastaneye gitmek için. Yolda Karaca elimi tuttu. Ona döndüm yavaşça.
Karaca: Sürekli birilerini mi kaybedeceğiz Azer? Burağın ne suçu vardı ki? Bir görsen öyle heyecanlıydı ki..eli titriyordu teklif ederken. Kız evet deyince nasıl mutlu oldu..gözümün önünden gitmiyor o anlar..
Azer:Tükendim artık. Sürekli kaybetmekten tükendim. Eğer buraya dönmeseydim..Burak gitmeyecekti..yine benim suçum her şey.
Karaca:Kendini suçlama Azer. Kötüler hep kötü. Sen orada olsanda yaparlardı.Önüme döndüm. Sıkıca tuttum elini. Hastanenin aciline gelince durdum. Yılmaz karşıladı bizi kapıda.
Yılmaz:Otopsi için aldılar..yarın vereceklermiş bize..
Azer:Tamam oğlum.
Yılmaz:Yenge sen? Sen iyi misin?
Karaca:İyiyim Yılmaz..önemli bir şey değil. Siz bekleyin ben halledip gelirim.
Azer:Bende geleyim-
Karaca:Hallederim ben..Başımı salladım. Karaca içeri girince bahçede ki banklara oturduk. İkimizde konuşmadık. Yılmaz bana döndü.
Yılmaz:Abi annem..ona nasıl söyleyeceğiz?
Azer:Bilmiyorum Yılmaz..kafam öyle dolu ki..hala inanmıyorum. Burak lan..bizim Burak.. toprağın altına mı koyacağız şimdi onu?Yılmaz ağlarken tutamadım bende kendimi. Ellerimi yüzüme kapattım. Anılarımız geçti aklımdan. Keşke onları yanlız gömdermeseydim. Yanlarında olsaydım belki her şey daha farklı olurdu. Nerden bileyim ki? Böyle bir hainlik yapacakları aklıma gelmedi. Her şeyi düşünen Azer bunu düşünemedim. Sanki çok normal bir hayatım var da.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZLİ
ActionYanlış anlamalar bazen hayatımızdan çok şey götürebilir. Kimi zaman bunun bedelini ya ağır öderiz ya da ağır ödetiriz. Bize veya başkasına mutlaka zararı olur.. Bu hikâyede de bir yanlış anlama var..ya da yok bakacağız.. #azkar hikayesi.. Azer Kurt...