Karacanın Ağzından...
Azerin son cümlesine cevap veremedim. Yüzüme baktı dikkatlice. Ne demek istediğini çok iyi anladım. Ama biraz salağa yatmaktan zarar gelmez. Önüme döndüm. Usulca çayımı yudumladım. Aklıma gelen sorularla Azere döndüm.
Karaca:Sana bir şeyler sormam lazım.
Azer:Sor.
Karaca:Biz evlenince..ne olucak? Yani ben hayatıma kaldığım yerden devam edecek miyim?
Azer:Hayatına nerede kaldığına bağlı.
Karaca:O ne demek?
Azer:Azer Kurtuluşun karısı olmak sana bazı sorumluluklar getirecek. Korumayla gezeceksin. Çünkü benim düşmanlarım artık seninde düşmanların olucak.Yüzüm düştü. Önüme döndüm. Dikkatlice baktı yüzüme. Usulca bir nefes alıp ona döndüm.
Karaca:Bir zamanlar kaçtığım hayata tekrar sokuyorsun beni.
Azer:Çukurda eğlenceli olmamıştır. Emin ol benimle bu hayat daha eğlenceli.
Karaca:Ne o? Düşman dediklerin palyaço falan mı yoksa?Güldük. Elinde çay bardağını arkasında ki masaya bıraktı. Benimkini de aldı. Ona döndüm. Yaklaştı. Konuşacaktı ama koruması geldi. Ne zaman düzgünce konuşacak olsak korumalar geliyor zaten.
Burak:Abi bi durum var.
Azer:Noldu oğlum?
Burak:Çukurdan birkaç adam geziyor etrafımızda. Fotoğraflarınızı çekerken gördük.Azerin kaşları çatıldı. Bir şeyleri idrak edip bana döndü. Bende manzaraya döndüm aynı anda. Sorucak çünkü az önceki halimi.
Azer:Gördün dimi onları? Tanıdın. Ve bana söylemedin.
Karaca:Azer-
Azer:Burada durduğumuz yeter. Toparlanın annemin yanına gidiyoruz.
Burak:Tamam abi.
Karaca:Azer konuşalım mı? Azer!
Azer:Var mı konuşacak bir şey? Diyorum ki tamam artık bu kıza güven. İki dakika sürmüyor benden sakladığın şeyi öğreniyorum. Ben sana güvenmeyi seçtikçe hata yapıyorsun.
Karaca:Önemli bir şey değil diye sustum. İki dakika adam akıllı konuşmaya başladık diye sustum.Yüzüme baktı. Başka tarafa dönüp elimi tuttu. Arabaya ilerledik birlikte.
Tam her şey yoluna girmişken bozuldu yine. Arabaya binip alışveriş merkezine geldik. Arkamızda ki araba da Fadik teyzeyi aldı. Azer arabayı güvenlik görevlisine verdi. Yanıma gelip elimi tuttu. Birlikte içeri girdik.Saatlerce gezdikten sonra halim kalmadı artık. Azer de sağolsun elimi bırakmadı bir türlü. Fadik teyze bir sürü şey aldırdı. Gelinlik istemedim ama çok ısrar etti. Bende çok abartı olmayan bir şey aldım. Azer görmedi tabi. Uğursuzluk falan bir şeyler dediler. Elimde ki paketlerde göz gezdirdim. Bir koruma geldi sonra yanıma.
Azer:Al oğlum bunları arabaya götür.
Koruma:Tamam abi alayım yenge.Elimdekileri uzattım. Fadik teyze yine bir dükkana soktu bizi. Ama girmeden önce Azere döndü.
Azer:Noldu anne?
Fadik:Sen girme biz buraya gelinimle gireceğiz.
Azer:Anne-
Fadik:Hadi oğlum hadi!Alttan güldüm. Azer ne kadar istese de gelemedi. Ben de gitmek için hareketlendim ama elimi bırakmayınca durmak zorunda kaldım.
Karaca:Azer bıraksana elimi. Koala gibi yapıştın zaten bütün gün.
Azer:Ne o memnunsun herhalde ben gelmiyorum diye.
Karaca:Hemde nasıl memnunum anlatamam sana. Bir yeri sensiz gezelim.Gülümsedim. Kaşlarını çattı. Fadik teyzenin peşinden içeri girdim. Gülerek bana döndü. Bende ona gülümsedim ama mağaza da ne satıldığını görünce gülüşüm yüzümde patladı. Gecelik ve iç çamaşırları satan bir yere gelmişiz. Usulca yutkundum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZLİ
ActionYanlış anlamalar bazen hayatımızdan çok şey götürebilir. Kimi zaman bunun bedelini ya ağır öderiz ya da ağır ödetiriz. Bize veya başkasına mutlaka zararı olur.. Bu hikâyede de bir yanlış anlama var..ya da yok bakacağız.. #azkar hikayesi.. Azer Kurt...