ARKADAŞ OLMAZ

424 38 119
                                    

Karacanın Ağzından...

Sabah güneş doğarken başımı elime yasladım. Öylece izledim. Azerin arabası bir yere gitti. Daha da gelmedi. Bahçede oturdum bende. Evde duramadım. Omzumda hissettiğim elle irkildim. Fadik teyzeyi görünce tebessüm ettim.

Fadik:Sen hiç uyumadın mı kızım?
Karaca:Uyku tutmadı.
Fadik:Sende haklısın o kadar şey yaşadın. Bu hayat böyle işte kızım. Ne bizimkiler duruyor ne de düşmanları. Sürekli bir savaş halindeler.
Karaca:Bilirim..birinden biri ölmeden bitmez bu savaş. Yıllar önce kaçtım aslında tüm bunlardan. Ama duramadım geri döndüm. Belki yeni bir hayat kurabilirim dedim kendime. Sakin bir yaşam sürerim..ama olmadı.
Fadik:Hep bizim yüzümüzden..

Ona doğru dönüp tebessüm ettim. Elini tuttum. Gülümsedi. Çok iyi bir anne. Burada kaldığım sürece gözlemlerim bana bunu gösterdi.

Karaca:Kader diye bir gerçek var. Hiçbirimiz önüne geçemiyoruz. Bekliyorum bende sadece..bundan sonrasını bekliyorum.

Azerin arabası girdi bahçeye. Gözlerim oraya kaydı. Yorgunca indi arabadan. Etrafa baktı. Ellerine indi gözlerim. Üstleri yara olmuş. Yine birilerini dövmüş sanırım. Korumalara bir şeyler söyledi. Eve doğru gidecekti ama bizi görünce durdu. Kaşları çatıldı. Yanımıza geldi bizi görünce.

Azer:Bir şey mi oldu? Niye bu saatte ayaktasınız?
Fadik:Uyku tutmadı sohbet ediyorduk.

Bana döndü. Gözlerimi kaçırdım. Bilmiyorum..son gördüklerim beni epey etkiledi. Azerin acımasızlığı..bir yanım kötü derken bir yanımda hala iyi olduğunu savunuyor. Onunla ilgili bir savaş var resmen içimde. Ve ben hangisi galip çıkacak bilmiyorum.

Fadik:Bugün kahvaltıyı dışarda yapalım. Hem yarın da nikah var alışveriş yaparız.
Azer:Anne çocuklara söylerim alır gelirler ne istiyorsan. Çok yorgunum.
Fadik:Olmaz öyle şey. Ne anlar onlar! Biz gidip alacağız.
Azer:Tamam tamam. Hazırlanın çıkalım o zaman. Bende ufak bir duş alayım.

Herkes ayaklanınca ben olduğum yerde kaldım. Azer bana döndü. Kaşlarını çatıp yorgunca yüzüme baktı.

Azer:Hadi hazırlansana.
Karaca:Kıyafetlerim yok burada.
Azer:Doğru onu unutmuşum. Hazalın odasından bir şeyler alalım. Bugün alışveriş yaparız.
Karaca:İstemiyorum. Evden kendi kıyafetlerimi alırsam daha iyi olur.
Azer:O evden hiçbir şeye ihtiyacın yok. Yeni kıyafetler alırız bugün.

Arkasını dönüp ilerlerken ofladım. Bende ayağa kalkıp onun peşinden gittim. Birinci katta ki bir odaya götürdü bizi. Içeri girince etrafa göz gezdirdim. Klasik kız odası. Azer dolaba yöneldi. Kapakları açıp içine baktı. Alabileceği en kapalı kıyafeti eline aldı.

Azer:Bu olur al.
Karaca:Böyle giyinmem ben.
Azer:Nasıl giyinirsin?

Yanına gittim. Önüne geçip dolaptaki kıyafetlerde göz gezdirdim. Arkamda olduğu için çok yakın. Unut onu Karaca kıyafet bul sen. Gözüme kestirdiklerimi elime aldım. Ona doğru döndüm.

Karaca:Böyle giyinirim.

Gözleri kıyafetlerde gezdi. Kaşlarını çattı. Bana döndü sonra. Gülümsedim. Hoşuna gitmedi tabi.

Azer:Hazalın da böyle giyinmesini hiç sevmezdim. Birdiniz iki oldunuz başıma.

Güldüm. Arkasını dönüp odadan çıkarken bende peşinden ilerledim. Elimde ki kıyafetlere bakarken birden durup dönünce başımı göğsüne çarptım. Kaşlarımı çatıp geri çekildim.

GİZLİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin