KENDİM İÇİN..

370 32 92
                                    

Karacanın Ağzından...

Gözümden akan son damla yaşla babama baktım. Önüme döndüm sonra. Bütün her şeyi kabullendim. Başımı salladım yavaşça. Azere döndüm. Bana destek olan tek aileme.. Yanına gittim. Elimi uzattım. Ne yaptığıma baktı. Elini tuttum yavaşça.

Karaca:Seni çok seviyorum. Dedin ya hani tüm dünya karşıma geçse yine de seni bırakmam diye..ben de seni asla bırakmayacağım. Önüme kim çıkarsa çıksın. Sende benim elimi hiç bırakma olur mu?

Tebessüm etti. Sıkıca tuttu elimi. Sarıldı yavaşça. Başımı omzuna koydum. Saçlarımı öptü. Ben bu adam olmadan bu saatten sonra yaşayamam. İsterse tüm dünya beni terk etsin.

Azer:Hadi gidelim güzelim. Ait olduğun yere..evimize.

Başımı salladım. Geride bırakma kararı aldığım aileme baktım son kez. Azerle birlikte arkamı döndüm onlara. Kolunun altına aldı beni. Giderken babamın sesini duydum.

Selim:Çok pişman olacaksın kızım. O zaman ben burada olacağım. Yine geleceğin yer burası. Sakın unutma.
Ayşe: Selim bir şey yap gitmesin nolur. Yamaç sen bir şey de.
Yamaç:Merak etme yenge ben halledeceğim her şeyi.

Ne derlerse desinler umrumda değil. Ben bize güveniyorum..Arabaya bindik. Kendi sürmedi. Yılmaza verdi anahtarı. Benimle birlikte arkaya bindi. Sıkıca sarıldım. Başımı göğsüne koydum.

Yol boyu konuşmadı. Ama sinirli olduğunu hissediyorum. Saçlarımı severek uykumu getirdi. Bir daha kullanmayacağım demiştim o ilaçları. Kendime verdiğim sözü tutamadım. Ama bitti. Ne uğruna savaş verdiğimi üzüldüğümü bu gece anladım. Değmezmiş.

Araba evin önünde durunca Yılmaz indi. Biz de arabadan indik. Midem bulanmaya başladı. Terlerken etrafa baktım. Azer elimi tutup bahçeye sürükledi beni. Durunca bana döndü.

Azer:Unutayım susayım dedim ama yapamadım Karaca. Aklıma her geldikçe! Seni kaybetme düşüncesi her aklıma geldiğinde nefes bile alamadım!
Karaca:Azer ben-
Azer:Sen ne yapıyorsun ya! Evden silah alıp başına dayamak ne demek! Ya sana zarar gelse! Ya silah ateş alsa! Sen napıyorsun ya!
Karaca:Ben sadece..bilmek istedim.
Azer:Neyi! Neyi bilmek istedin! Silahı kullanmayı bile bilmiyorsun daha! Çıldıracağım ya! Neyi bilmek istedin de yaptın bunu?
Karaca:Bana verdikleri değeri! Karşılarında ölümü göze aldiğimda ne yapacaklarını merak ettim! Ama gördüm. Hiçbir şey ifade etmiyor onlar için ölmem!

Evden Fadik teyze çıktı. Yılmaz koluna dokunup durdurdu. Azer öfkeyle gözlerime baktı. Kendini gösterdi. Elleriyle göğsüne vurmaya başladı. Karşısında hiçbir şey diyemedim. Savunamadım kendimi çünkü biliyorum hatalıyım. Gözlerim dolu halde dinledim sadece.

Azer:Ben burdayım ya! Sen benim verdiğim değeri görmüyor musun! Köpek gibi aşığım ya! Benim verdiğim değer yetmez mi sana? Birileri değer versin diye ölmeye değer mi ya!

Göz yaşımı tutamadım yine. Aktı gitti kendi yolunu çizerek. Azere doğru adımladım. Tebessüm ettim. Başımı salladım olumlu anlamda.

Karaca:Yetti..senin bana verdiğin değer bana yetiyor..
Azer:Bir daha sakın böyle bir şey yapma! Beni kendinle sınama!
Karaca:Aslaa..bundan sonra senden ayrılacak hiçbir şey yapmam. Ben bugün ailemden vazgeçmedim Azer..benim ailem zaten senmişsin. Ben kaybetmemişim..

Gülümsedim. Tebessüm etti yavaşça. Bana doğru gelip belimi tuttu. Kendine çekip öpmeye başladı. Gözlerimi kapatıp kollarımı boynuna doladım. Öpüşüne karşılık verdim. Bir öksürük sesi duyana kadar tabiki. Ayrılıp arkamızı döndük. Yılmaz yanında ki Fadik teyzenin gözlerini kapamış bize işaret veriyordu.

GİZLİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin