Çoçukların karnını doyurduktan sonra hareketlenmeye başlamışlardı. O sırada odanın kapısı tıklandı. "Buyrun " dememle kapı açıldı ve içeriye o girdi. kapıyı kapatıp bize doğru yaklaştı. Yerde debelenen oğlumu kucağına alıp.
Musab : Aslan parçam çok özledim ben sizi
Diyerek öpmeye başladı. Sanki oğlum onun söylediklerini anlıyormuş gibi gülüyordu.
Yerde hareketli bir şekilde yuvarlanan kızıma baktım . Ve oturduğum yerden kalkıp kapıya doğru ilerledim.
Musab : Nereye ..
Elif : Meryem teyzelere yardım etmeye gideceğim.
Musab : Yardım edilecek bir durum yok, zeynep ile annem halletti.
Elif : Olsun ben ginede gideyim.
Musab : Benden nereye kadar kaçabileceksin bunu hiç düşündün mü ?
Elif : Yok o yuzden değil ben yardım etmek için ...
Musab : Bana bir şekilde alışman gerekiyor ama Böyle kaçarak biraz zor alışırsın.
Uyuz uyuz konuşuyordu beni de sinirlendiriyordu. Allahım beni hayatımda ilk kez biri sinirlendirebiliyordu.
Elif : Ne yapmamı istersiniz, sizce size nasıl alışabilirim.
Diye çıkıştım.
Musab : Mesala benim bulunduğum ortamlardan kaçma !!!
Elif : kaçmıyorum!!
Musab : Öyle mi tamam o zaman bizimle burda otur .
Bilerek yapıyordu buna emindim.
Elif : Meryem teyzelere ayıp...
Musab : Olmaz.
Diyerek cümlemi tamamladı. Bir yandan benimle konuşuyordu bir yandan da çoçuklarla ilgileniyordu. Bende kalktığım yere geri oturdum. Mevam öksürmeye başlamasıyla kucağıma aldım. Panik olmuştum şimdi durduk yere niye öksürmeye başlamıştı ki.
Elif : Ne oldu kızım
Diyerek sırtını sıvazlamaya başladım.
Musab : Çoçuk onlar bu kadar panik yapma..
Demesiyle gözlerimi devirdim. Herşeye de karışıyordu mübarek bir sus..
Musab : Sen bana gözmü devirdin..
Dedi şaşırmış bir şekilde
Elif : Evet!
Dedim net bir ses tonuyla. Bu sefer ise var yok arasında gülmüştü.
Musab : Eyvallah.
Demesiyle bu sefer ben gülmüştüm ama o benim gülüşümü göremiyordu buda bana ayrı bir keyif vermişti. Mevanın öksürüğü dinmesi ile yere geri bıraktım oda ömeri bırakmıştı. Sonra mevayı aldı kucağına alıp kokusunu içine çektikten sonra kaşları çatıldı ve bir şeyler söylemişti ama duyamadım. İçimi bir merak duygusu kemirdi. O sırada oğlum onun bacağına eli ile dokunup duruyordu sanki beni de al kucağın der gibi.
Musab : Aslan parçam kıskandın mı
Deyip onuda kucağına aldı.
Elif : Zor olur öyle ömeri indirin birazda meva ile vakit geçirin.
Musab : Sorun yok ben ikisinede yeterim.
Derken kapı açıldı içeriye zeynep girdi.
Zeynep: Oooo burda aile sadeti varmış..
Diyerek gülüyordu.
Elif : zeynep gelemedim masayı kaldırmaya kusura bakmayın.
Zeynep: yengecim bak kırılıyorum ya ama yok ben masa kaldırmayı çok seviyorum diyorsan daha çok günümüz var daha çok kaldırırsın merek etme
Demesiyle gülmüştüm.
Zeynep : aaaa bak bana buraya neden geldiğimi unutturdunuz. Akşam vakti çıkmasına az kaldı namazlarınızı size hatırlatmaya geldim.
Demesiyle Ayaklanmıştım.
Elif : Allah razı olsun zeynepcim
Diyerek odadan çıkıp kendi odama namazımı eda etmeye gittim.
##
Kızımı kucağıma aldığımda gine yabancı olduğum koku gelmişti burnuma..
Musab : Bu kokuya alışman lazım musab..
Diyerek kendime telkin verdim. Farklı ve hoş bir koku sanki nergis çiçeği ile eş değer bir kokuydu.
Zeynebin namazı hatırlatmasi ile kalkıp hemen odasına gitti bende çoçukları zeynebe emanet edip bende namazımı kılmak için odamA gittim.
Namazımı kıldıktan sonra üzerimdeki yorgunluğu fark etmem ile yatağa doğru uzandım. Gözümü kapatır kapatmaz ilk defa net bir şekilde aldığım nergis kokusu geldi aklıma. Ne güzel bir kokuydu bu zamana kadar bana haram olduğu için o kokudan kaçmıştım ama şimdi kaçmama gerek yoktu. Çünkü bu kokunun sahibi benim zevcem oluyordu, ne kadar bu evliliğe alışamasamda öyleydi.. Ah musab uyumak için uzandığın yerde düşüncelere dalıyorsun deyip sağ tarafıma doğru döndüm düşüncelerden uzaklaşmak için ama anlaşılan uzaklaşamayacaktım. En iyisi çoçuklara bakmak diyerek ayaklandım. Odadan çıktığımda çoçukların odasına baktım ama yoktular. Merdivene yöneldiğimde kapı açılma sesi ile kafamı çevirdim elif odadan çıkıyordu. Beni görünce bir durakladı, sonra bana doğru yürümeye başladı ama bir tuaflık vardı sanki sofrada da aynı bu şekildeydi. Yüzüne baktım ne olduğunu anlamak için tek görebildiğim yer hafif alnı ve gözleriydi. Alnında boncuklar oluşmuştu , gözleri ise baygındı. Yanımdan geçip merdivenden inmeye başlıcakken durakladı elini başına getirdi. Ve ilk adımı atmak için merdivenlerden inicekken kolundan tutup kendime çevirdim.
Musab : iyi gözükmüyorsun, neyin var..
Elif : Sadece halsizim önemli bir şey yok .
Musab : Nasıl yok alnın boncuk boncuk su olmuş
Dememle elini alnına getirdi.
Elif : bilmem ..
Dedi omuz silkerek seside halsiz çıkıyordu. O sırada annem merdivenlerden çıkıp yanımıza geldi.
Meryem : elif kızım nasıl oldun yemek yerken halsizdin.
Elif : Aslında yemek yedikten sonra halsizliğim gitmişti ama şimdi tekrar başladı anlayamadım.
Meryem: Allah allah
Deyip annem elini alnına dokunup geri çekti.
Meryem : Ateşin çıkıyor yavaş yavaş..
Dedi telaşlı bir ses tonu ile..
Musab : Anne sen eşyalarını getir biz hastaneye gidelim.
Meryem: tamam oğlum
Elif: yok, geçer şimdi...
Meryem : olmaz kızım musab seni hastaneye götürsün
diyerek yanımızdan ayrıldı.
Musab : hadi aşşagıya inelim.
Dememle merdivene yöneldi tam adım atacakken sendeledi. Bende kolundan tuttum.
Elif : ben inerim.
Musab : tabi tabi inersin.
Diyerek imalı konuştum. Hali olmadığı için bana cevap verememişti. Merdivenden indiğimizde ' Zeynep ' diye seslendim.
Zeynep: Efendim.
Diyerek solandan çıktı. Bende durumu kısaca anllatım o sırada annem de çantasını getirmişti. Bir elime çantası bir elimlede onun kolundan tutmuş şekilde evden çıktık. Bu şekilde bile eli arka kapıya gidiyordu.
Musab : Şu inadın beni deli ediyor.
Diyerek ön kapıyı açıp ' buraya oturakcın ' diye elimle gösterdim. Gözlerime baktı itiraz edecekken ' ben mi oturtturayım ' dememle ikiletmeden hemen oturdu. Bunu sevdim demekki bazı şeyleri tehditle halledeceğiz . Kapıyı kapatıp kendi tarafıma geçip elimdeki çantayı ona verdim. Kemerimi bağlarken oda kemerini bağlamaya başladı.
Yolculuk sıradında ona bakıyordum bir ara gözlerini kapatmıştı. Alnı daha çok boncuk boncuk olmuştu gözden selpak alıp alnına dokunmam ile hemen irkildi. Bende peçeteyi ona verdim bir süre sonra arkadaşımın hastanesine gelmiştik. Arabadan inip ona yardım etmek için kapıyı açtım oda yavaşça indi. Kapıyı kapatıp hastaneye ilerlemeye başladık. İçeri girince doktorumuza gözükmemiz gerektiğini söyledim bizi bir odaya aldılar . Bir kaç dakika sonra elifi amaliyat eden doktor ayşe hanım geldi ve muayene etmeye başlaması için ben dışarı çıktım. Fatih geldiğimiz haberini alınca yanıma geldi.
Fatih : kardeşim , hayırdır..
Musab : halsizdi biraz sonra ateşi çıkmaya başlayınca gelelim dedik.
Fatih: İyi yapmışsınız, sen nasılsın..
Musab : iyiğim ..
Fatih : Şu adamdan haber varmı imam nikahından bu yana..
Musab : yok, haber aldığını sanmıyorum. Resmi nikah olunca haberi olur büyük ihtimalle.
Fatih : korumalarla geldiniz dimi ,ne olur olmaz
Musab : Evet .
Biz konuşurken ayşe hanım odadan çıktı .
Musab : neyi varmış..
Ayşe: üşütmüş , bünyede zayıf olunca halsiz düşmüş. Ben elif hanıma vitamin yazıcağım onları içsin mutlaka . Şimdi hemşireye serum bağlamasını isticeğim serum kendisinin toparlamasini sağlar.
Fatih: Tamam, teşekkür ederim.
Ayşe : Rica ederim
Deyip , fatihede baş selamı verip yanımızdan ayrıldı.
Fatih : eeee o zaman ben gideyim sende yengeyi yalnız bırakma.
Musab : Yok içeri girmiceğim .
Fatih : neden..
Musab : Rahatsız oluyor ben etrafında olunca.
Fatih : Peki , sen ?
Musab : ben alışmaya çalışıyorum.
Fatih: Alışmak için yenge ile sohbet ettin mi ?
Musab : Biz sohbet edemiyoruz , tartışıyoruz.
Fatih : Dostum bak ne senin için ne de yenge için kolay olmayacaktır ama bunun için çabalamanız gerekir. Ve en büyük sorumluluk sana düşüyor.
Musab : Biliyorum da , zorlanıyorum..
Biz fatihle konuşurken hemşire serumu takmak için içeri girmişti.
Fatih : Anlıyorum dostum zor ama bir yerlerden başlamak lazım. Hem bunu kendin için hemde yenge için yapman lazım.
Musab : bildiğim şeyleri tekrar edip durma fatih..
Fatih: biliyorsun ama harekete geçmiyorsun mesela girmiyorsun eşinin yanına.
Musab : emri vaki mi yapayım.
Fatih: sanki hiç yapmadığın şey.. neyse dostum benim görmem gereken hastam var ben gidiyorum dediklerimi unutma.
Deyip yanımdan ayrıldı. O sıra hemşire odadan çıkıp 15 dk sonra serumun biticeğini haber verdi. Ben ise odaya girip girmemek arasında gidip geliyordum. Kapının kulpunu tutup yavaşca indirdim . Ve içeriye girdim, benim girmem ile üzerindeki pike ile açık da olan kolunu örttü . Yanına yaklaşıp ,
Musab : nasıl oldun.
Elif : daha iyiğim elhamdulillah
Deyince sandalyeyi çekip baş ucuna oturdum. Onun gerildiğini görebiliyordum.
Musab : ben ne zaman yüzünü görebileceğim .
Dedim, zar zor diyebilmiştim. Onun ise gözleri açılmıştı , beklemiyordu büyük ihtimalle böyle bir şey söyliyeceğimi, aslın da bende beklemiyordum .böyle gidersek biz birbirimize hiç bir zaman alışamayacağımız için bu adımı atmam gerekiyordu.
Elif : ben sizin için sorun olmaz diye düşünüyordum.
Musab : anlayamadım, bu nedemek oluyor. Bir dakika bir dakika sen ömür boyu benim yanımda peçe ile mi gezeceksin..
Elif : hayır ,Benim demek istediğim bu konuda bana anlayışlı olursunuz diye düşünüyordum en azından size alışanakadar.
Musab : Bana nasıl alışmayı düşünüyorsun. Böyle durduk yere alışamazsın, ben sana alışmak için çabalıyorum ama sen hiç oralı değilsin. Daha yanımda oturmak için bile çaba sarf etmiyorsun. Bilmem farkındamısın biz evlendik.
Elif: Evet farkındayım , ama bu konuda benim üzerime suçu atamazsınız. Siz ne yaptınız size alışmam için ...
Musab : ne mi yaptım daha ne yapayım. Elini tuttum , helalim dedim, seninle yan yana oturmak için seninle tartiştım bile daha ne yapayım.
Elif : bir kere sizin evinize geldiğim ilk an beni kendinizden uzaklaştırdınız.
Ellerimi gögsüme bağladım ve kendimden emin bir şekilde.
Musab : ben öyle bir şey yapmadım.
Elif : eminmisiniz...
Musab : eminim.
Elif : peki..
Musab : soylemicekmisin ne yaptığımı..
Elif : hayır , gerek yok .
Musab : Gine bir sorunumuz var ve sen her zaman ki gibi kaçıyorsun.
Elif : kaçmıyorum sizin hatirlamadiginiz şeyi size hatırlatmayı doğru bulmuyorum.
Musab : neden ???
Elif : kendinizden çok eminsinuz , demekki siz yaptığınız davranışın bile farkında değilsiniz . O yüzden uzatmaya gerek yok.
Musab : Sana ne dedim de seni kendimden uzaklastirdim zaten pek yakında değildin de..
Elif : lütfen uzatmasak ,yorgunum. Hem Benim için önemli bir konu degildi siz sadece beni suclayinca sinirlendim. Ve siniz yaptığınız şeylerde olduğunu söylemek istedim..
Demesiyle iyice düşünmeye başladım ne yaptım diye. Bir dakika yoksa ona mı yok canim işine gelmesi lazım di bu durumun. Ama başka bir şey yapmadım ki ..
Musab : sen ayrı oda işinden mi bahsediyorsun. Ama ben onu seni kendimden uzaklastirmak için söylemedim . Sadece resmi nikahtan sonra daha doğru aynı odada kalmamız diye söylemiştim.
Yüzüme bakmıyordu.
Musab : aslında böyle hissetmen beni şaşırtti. bu konuda seni kendimden uzaklastirmis hissedicegim aklıma hiç gelmedi .
Elif : sorun bu değil ki sizin söyleme şekliniz siz çok sert konuşabiliyor siniz. Sanki öyle bir dediniz ki ' seninle evlenmem sana bir lütuf ' der gibi tavrınız vardi . Yoksa aynı odada mümkünse hiç kalmayalim.
Musab : ben böyle hissettirdiysem kusura bakma benim amacım bu değildi . Ben kendimi yukardan gören bir insan değilimdir. Bir dakika sen son cümlende ne dedin.Son dediği şeyi şuan algilayabilmistim. Musab sen geç algılayabilen bir insan değilsin , sen bir savcisin kendine gel .
Musab : mümkünse aynı odada kalmayalım mi dedin..
Elif : o kadar söylediklerimin arasından buna mi takildiniz.
Musab : evet diğerleri için özür diledim zaten şimdi sen niye böyle bir şey söylüyorsun. Ne gerek var, benim yaptığımı sende yapmış oldun şuan..
Elif : ama siz mecbur olduğunuz için evlenmediniz, konumlarımız bir değil.
Musab : yok ben senin kaşına gözüne aşık olup evlendim.
Dedim alayla sinir karışık.
Elif : öylemi Bilmiyordum..
dalga geçiyordu resmen benimle ..
Musab : la havle
Deyip kafamı kapı tarafına doğru çevirdim.
Elif: vela kuvvete illa billa aliyyul azim.
Demesiyle başımı geri ona çevirdim.
Elif : Eksik kalmasın diye tamamladım.
Demesiyle var yok arasında bir tebessüm oluştu yüzümde. Anlamdiramadigim bir şekilde hoşuma gitmişti. Bu durum beni rahatsız da etmişti .
Musab : Neyse serumda bitmek üzere ben arabadayim , hazırlanıp gelirsindeyip odadan çıktım . Ama yüzümdeki tebessüm odadan çıkınca Gine yerleşmişti. Noluyor Musab sil şu gülüşü diye kendimi payladim.
![](https://img.wattpad.com/cover/299850032-288-k377685.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şer Görünenin Ardındaki HAYIR
SpiritualElif gibi bu dar-i Dünya'da dimdik ayakta duran sadece Allah Teala'nın huzurunda acizliğini gösteren bir kul. Elif ; Tek başına Anne olmaya hazırlanan 25 yaşında bir kadındır. İslam'ın gerekliliğini elinden geldiğince yerine getirmeye çalışan biri...