Bu gün bir derin nefes alabilmiştim üzerinde durduğum önemli davalardan biri hakim kanıtlarımı yeterli bulup davayı sonuçlandırmıştı. Bir suçlu daha hakettiği deliğe gönderilmişti. Şu adi ziyayı da tıksam deliğe iyice rahatlayacağım.. Yeni gelen dosyaları da inceledikten sonra bürodan kaç zamandır aklımda olan ama bir türlü harekete geçemediğim şeyi gerçekleştirmek için bürodan çıktım.
Yoldayken Elif ' i aradım . Telefonun 3 . Çalışında açtı.
Elif : Efendim.
Musab. : Elif , seni almaya geliyorum . Hazırlan..
Elif : Nereye gideceğiz..
Musab : Aslan parçasına kimliğini çıkarmaya..
Elif : tamam.
Deyip telefonu kapattı.
Yarım saat sonra eve varmıştım tam elifi arayacakken evden çıktı. Aracın yan tarafına geçti . Bakalım nereye oturacak diye düşünürken ön kapıyı açıp oturdu. Kemerini bağladıktan sonra bende çalışır halde olan arabayı harekete geçirdim. Elifin durgun tavrı dikkatimi çekmişti ama hiçbir şey söylemedim.
...
Aslan parçasının kimliğini çıkarmıştık. Şimdi ise yanyana bir halde araca doğru ilerliyorduk.
Musab : Elif , seninle bir şey konuşmak istiyorum.
Dememle bana doğru döndü.
Musab : Burda değil, bir cafeye oturalım ..
Deyip önüne geçip yürümeye başladım. Karşı caddedeki cafeye bn önde o arkada giriş yaptık. Cam kenarında bir masaya oturmamız ile.
Elif: Dinliyorum...
Musab : Ne içersin ..
Elif : Su olsun
Dedi ama sinirlendiği gözlerinden anlaşılıyordu . Garsonun yanımıza gelmesi ile 2 çay birde su istedim. Garson yanımızdan ayrılır ayrılmaz.
Elif : Sadece su istemiştim .
Dedi net bir şekilde..
Musab : Senin neyin var.
Elif : konumuz bu değil, bana bir şey konuşmak istediğini söyledin ve o sebepten burda oturuyoruz.
Musab: Ben seni bazen anlamakta güçlük çekiyorum.
Elif : bunu mu söylicektin...
Musab : Hayır
Dedim sert bir tonla..
Elif : dinliyorum o zaman..
Demesiyle beni daha çok çileden çıkarıyordu. Ya sabır ya selamet..
Musab. : Elif, sen iyi değilsin . Ve ben seninle bu şekilde konuşmak istemiyorum çünkü kalbini kırmak istemiyorum.
Elif : konuşmıcaktınız madem niye burda oturduk.
Musab : Elif ayarlarımla oynama..
Elif : Ne olur oynarsam...
Musab : Ben sabırlı bir erkek değilim, sana bu zamana kadar çok sabrettim bile...
Diyerek ayağa kalktım. Beş dakkada beni çıldırtmıştı.
Elif : Öylemi , sabretmeyin o zaman
Diye oda ayaklandı.
Elif : hiç bir şey için geç değil hemen beni burda boşayabilirsiniz..
Deyince beynimden vurulmuşa döndüm. Öfkem taştı taşacaktı. Elif Kolundan tutmam ile cafeden çıktık. Arabanın bulunduğu yere geldiğimizde tuttuğum kolu bıraktım. Kilidi açıp arabaya binerken.
Musab : bin
Diye bağırdım. Benim öfkemle karşılaşmayı o istemişti. Ben suyuna gittikçe üstüme gelmişti.. Arabaya binip onun binmesini bekledim ama kendisi inatçı keçi olduğu için binmedi. Arabadan sinirle inip onun tam karşısında durdum. Ben onun inatla gözlerine bakarken onun gözleri yerdeydi.
Musab: Elif , bin dedim.
Deyince gözlerini gözlerime sabitleyip .
Elif : Bin- mi -ye - ce - ğim
heceleyerek ,bastıra bastıra söyledi. Sinirle arkamı dönüp tekerleğe bir tekme attım. Sonra hızla ona dönüp
Musab: Ne istiyorsun...
Elif : beni bo...
Diyecekken lafını kesip.
Musab: seni boşamayacağım. Sen benim karımsın ve son nefesime kadar da öyle kalacaksın.
Deyince şaşırmış gözlerle bana bakıyordu.
Musab : Bir daha o kelimeyi ağzından çıkarken duymayacağım ...
Dedim sinirle. Benden böyle cümleler beklemiyordu. Bakışlarından belliydi..
Musab: Şimdi bu arabaya güzellikle bin..yoksa ben bindireceğim .
Deyince sessiz sedasız arabaya geçti. Yol boyunca ben sinirimi gazdan çıkarmıştım. Kapıyı Zeynep açmasıyla eve girdik. Elif hızlıca merdivenlerden yukarı çıktı. Bende çıkacakken solandan halam çıktı.
Gülsüm hala : yakışuklu yiğenum gelmuş
Dedi , bizim oranın ağzıyla. Yanına gidip elini öptüm.
Musab: hoşgeldin hala.
Gülsüm : hiç hoş bulamadum evlenmişsun , evde bile yemek düzenlenmuş benu çağurmamuşsun...
O sıra annem geldi yanımıza.
Meryem : Abla dedik ya aceleye geldi diye..
Gülsüm : sen sus anamu abimu kendi tarafuna çektun zaten...
Meryem: abla öyle şey olur mu hiç..
Annemin Demesine rağmen halam hiç oralı olmadı..
Gülsum : yigenum sen bu dul kızı ne diye kendine karu diye aldun.
Demesiyle dinmeyen sinirim ile.
Musab : hala unuttun galiba bende dulum, bir daha karım hakkında böyle konuşma..
deyip merdivenlerden çıkmaya başladım. Zeynep arkamdan ' abi, abi ' diyerek geldi. Merdiveni bitirdiğimde
Musab : ne var
Zeynep: abi halam yengeme çok ağır kelimeler söyledi.
Musab : o sırada siz nerdeydiniz ...
Zeynep: halam bizi saymayı bırak babaannemi bile saymıyor. Abi bir baktım yengemi kenara sıkıştırmış hakaret içerikli konuşuyor yengemi kurtarmaya çalıştım ama nafile ...
Zeynebin dedikleri ile sinirle odaya girdim. Kravatımı çıkarıp yatağa fırlattım dolabımı açıp içinden rahat bir şeyler alıcakken elbiseler ile karşılaştım bu elbiseler bu sabah ben evden çıkarken yoktu diye düşünürken.Diğer bölmeyi açtığımda kendi kıyafetlerimi gördüm. Bir kaç eşya alıp odamdaki banyoya girmek için kapının kulpunu aşşağa indirdim ama kapı açılmıyordu. 'Hayda bi bu eksikti' diye sinirle kapıya yumruk attım. Kapının ardından kilit sesi gelmesi ile kapı açıldı karşımda beklemediğim kişi ile karşılaştım . Peçesini çıkarmış ama çarşafı hala üzerinde bir şekilde karşım da duruyordu.
Elif : Şey Gülsüm hala geliceğini haberini alınca meryem teyze bu odada kalmam daha doğru olacağını söylediği için eşyalarımı bu odaya taşıdık.
Musab : sorun yok, izninle banyoyu kullanmam lazım
Dedim soğuk bir ses tonu ile . Kendisinin banyodan çıkması ile ben girdim. 10 dk sonra geri çıktığımda yatağın üzerinde çoçuklarla oturuyordu.
Musab : kimler gelmiş ..
Diyerek yatağa oturdum. Kızımı öptükten sonra oğlumu öpüp.
Musab: biliyormusunuz baba sizi çok özledi.
Diye onlarla konuşmaya başladım. Başımı kaldırdığımda oturmuş bizi izleyen bir adet elifle karşılaştım. Yüzündeki hüznü görebiliyordum. Aslında ona çok sinirliydim ama halam yüzünden bu kadar benim üzerime geldiğini anladım . Allah bilir halam neler demişti.. çoçuklarıma dönüp, yüzümü ekşilterek
Musab: Bu gün babanızı anneniz sinirlendirdi. O yüzden annenize gülmüyorsunuz .
Dememle benim güleçlerim gülmeye başladı. Elife baktığımda ise yüzünde buruk bir tebessüm vardı. Kapının tıklanması ile kapıya yönlendirdim bakışlarımı ' gel ' deyince Zeynep içeri girdi.
Zeynep: Aile saadetinizi bölüyorum kusura bakmayın ama babam geldi ve torunlarını özlemiş görmek istiyor.
Elif : Tamam canım.
Zeynep: O zaman ben ömerciği alıyorum sizde mevacığı getirirsiniz.
Diyerek ömeri kucağına alıp odadan çıktı. Elif ' e baktığımda tedirgin bir hali vardı.
Elif : Rica etsem sen mevayı indirirmisin.
Musab : Sen niye aşşağıya inmiyorsun.
Elif : Lütfen...
Halam yüzünden olduğunu söylemek istemiyordu , yalan da söyleyemiyordu. Kzımı kucağıma alıp tam odadan çıkacakken. Kolumdan tutması ile ona döndüm.
Elif : ben , özür dilerim.
Musab : hangisi için ...
Dedim ima ile...
Elif: Bu gün yaptığım her şey için...
Musab : bu gün çok ileri gittin elif . O yüzden kolayca seni affetmemi bekleme..
Deyip odadan çıktım.
##
Musabın odadan çıkması ile gözyaşlarım akmaya başladı. Allahım affet beni ben çok yanlış yaptım. Rabbim bu gün canım çok yandı, bende sinirimi musabtan çıkardım sadece ona böyle davranabiliyordum. Beni affetmemekte haklı.. gözyaşlarım akmaya devam ederken kapı açılması ile musabın içeri girmesiyle arkamı dönüp gözyaşlarımı silmeye başladım. Musab beni kendine doğru çevirdi.
Musab : Saklama gözyaşlarını...
Deyip eli ile akan gözyaşlarımı sildi.
Musab : Anlat bakalım bu gün bana neden böyle davrandın.
Elif : Hatalıydım. Benim hatam özür dilerim.
Musab : Elif , anlat dinliyorum.
Elif : Ama şikayet etmiş gibi olurum .
Musab : olmazsın, karımın neden bu halde olduğunu bilmek hakkım.
Deyince sessiz kaldım.
Musab : Elif , hadi..
Elif : Sen evden çıktıktan sonra meryem teyzeye telefon geldi Gülsüm hala seni evlendiğini öğrenmiş' istanbula geliyor' diye amcanın eşi haber verince Meryem teyze fatma nineye haber verdi. Sonra fatma nine ve meryem teyze bana gülsüm halayı anlattılar. Yanlış anlaşılır bizim ayrı odalarda kalmamız diye ben senin odana yerleştim.
Musab : bu oda senin de odan .. neyse devam et
Demesiyle ona baktım sonra başımı eğip
Elif: Sonra öğlene doğru gülsüm hala geldi. Beni beğenmedi bunu açıkça belli etti ama ben buna alınmadım herkes beni beğenmek zorunda diye bir şey yok. Sadece gülsüm halanın dedikleri çok dokundu bana..
Musab : Ama saygı duymak zorunda! Ne dedi....
Deyince yutkundum.
Musab: bilmek istiyorum.
Elif: Dul olduğumu, kocan senin yüzünden ölmüştür musabında başını yakıcaksın. Musabı nasıl tehdit ettinde seninle evlenmeyi kabul etti. Gibi şeyler..
Sinirlendiğini elimi yumruk yapmadından anladım.
Musab : Başka...
Daha fazla söylemek istememiştim . Gülsüm halaya bağırır diye
Elif : bunun gibi dedim ya..
Musab : Elif , söyle..
Elif : Senin benimle heves alman için evlendiğini . Bir aya kalmaz beni boşuyacağını . Ben sana yükmüşüm bunu sende en kısazamanda fark edicekmişsin
Musab : Sende bunlara inandın...
Elif. : Hayır , sadece bunlar canımı acıttı.
Musab : Sende benden çıkardın hıncını..
Elif : özür dilerim.
Musab : Ah elif ah...
Elif : Hep sana karşı böyle oluyorum neden böyle oluyorum inan bnde bilmiyorum.
Musab : Doğru hiç kimseye açıp ağzını bir şey diyemiyorsun ama kocana maşallah neler neler diyorsun..
Elif : Haklısın..
Deyip ellerimle oynamaya başladım. Mahcuptum.. hatalıydım..
Musab : Kolay kolay affedemem seni ama belki ...
Elif : Belki ..
Diye bir hevesle ona baktım.
Musab : Yok yapmazsın , vazgeçtim . Simdi onun içinde kavga ederiz mazallah...
Elif : yok etmeyiz , söyle...
Musab : eminmisin...
Elif : evet.
Musab : Tamam özrünü bir şartla kabul edeceğim.
Elif : Nedir o...
Yanağını yan dönerek işaret parmağı ile yanağını gösterdi. Yok canım anladığım şey değildir..
Musab : biliyordum ..
Deyip hareketlendiğinde kokundan tutup.
Elif : ama bu zor , yani şuanlık benim için ...
Musab: iyi sen bilirsin.
Diye tekrar gitmek için yeltendiğinde yanağına hızlıca bir buse bırakıp çekildim. Utanmıştım, gözlerim yerdeydi. Musab çenemden hafifçe tutup başımı kaldırdı. Tebessüm ettiğini gördüm ama bu sefer baya baya tebessüm ediyordu ve bunu benden saklamıyordu.
Musab : Bir daha başkalarına kızıp hıncını benden çıkarma diyeceğim ama galiba yine çıkaracaksın
Diyerek sırıtıyordu.
Elif : Ben böyle birisi değilim ama işte sana karşı neden böyle yapıyorum bilmiyorum.
Musab : Beni benimsediğin için olmasın.
Diye tek kaşını kaldırdı. Ben cevap vermeyince alnıma bir buse bıraktıktan sonra öylece orda kaldı. Geri çekilmemişti. Bir iç çekip
Elif :Bu kokunun esiri oldum.
Diye mırıldanması ile gözlerim resmen pörtledi. Ben geri adım atınca bana baktı ve güldü..
Musab : Hadi akşam yemeği için aşşağıya beraber inelim.
Başım ile onaylayınca bn önde o arkada yemek masasına geçtik.
Elif : Hoşgeldin hasan amca
Hasan: hoşbulduk kızım.
Gülsüm : bak sana baba bile demeyen gelunun var abi.
Fatma : Gulsum , sus da.
Hasan : benim gelinim nasıl hitap etmek istiyorsa öyle hitap eder buda kimseyi ilgilendirmez.
Fatma : Aferum oğlum iyi dedun...
Gülsüm : bilmiyorum ki büyümü ettu bu kız size...
Meryem : abla kaseni uzatırsan çorba doldurayım.
Gülsüm : meryem bu gelun etsun bize hizmet sen otur da.
Meryem : Abla gelinim yoldan geldi ya izninle ben edeyim .
Musab ise elleri gine yumruk olmuştu, sabrediyordu inşallah bir şey demezdi.
Zeynep: Abi yengecim hadi sizde oturun.
Demesiyle sandalyelerimizi çekip oturduk.
Elif : zeynepcim , çoçuklar...
Zeynep: he yengeşum onları beşiklerine bıraktım rahat rahat yemeğini yiyebilir diye.
Elif : teşekkür ederim canım.
Zeynep: Rica ederim ne demek
Deyip bana güldü.
Gülsüm : kendi yetmediği gibi bir de veledi var...
Deyince yutkundum . Musab ise kaşığı sertçe masaya bıraktı.
Musab: Yeter , susuyorum ama hem karıma hem oğluma hakaret etmeni izin veremem hala kendine gel. Benim elimden tuttuğu gibi masadan kaldırdı.
Gülsüm : Yigenum bu kuz için bana mı bağırıyorsun.
Fatma : eeee gulsum o kızçe bizim kızçemiz uşağında karısudur . Bide beni niye çağırmıyonuz diyorsun , düşün bakalum niye çağırmıyoz..
Diye çıkıştı. Musab hızla beni yukarı çıkardı. Çoçukları odalarından alıp odaya geçtik. Oğlumun yüzüne bakamıyordum sanki onu bu hale düşmesine sebep olmuş gibi hissediyordum.
Musab : Özür dilerim, halamın dedikleri için. Buna bir çözüm bulacağım.
Elif : Ne senin nede Meryem teyzenin , hasan amcanın , fatma ninenin, zeynebin suçu yok. O yüzden özür dilenecek bir durumda yok. Aslında gülsüm halada kendince haklı ona da kızmıyorum sadece benim için böyle şeyler düsündüğü için üzülüyorum.
Musab : Ana benim hatuna bak ne kadar anlayışlıymuş . Bu huylarını arada banada göster da ...
Şiveli bir şekilde bana takılıyordu. Benim gülmem için yaptığını anlamıştım ben de ona en içten gülümsemi sunmuştum. Şiveli konuşmak da ona yakışıyordu, sanki ayrı bir hava katmıştı...Evet arkadaşlar , düşüncelerinizi merak ediyorum . Yorumlarda görüşmek üzere.. Bölüm kısa olabilir bildiğiniz gibi taşınma işlemleri ile uğraştığım için anca bu kadar yazabiliyorum. Anlayışınıza sığınıyorum ☺️
![](https://img.wattpad.com/cover/299850032-288-k377685.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şer Görünenin Ardındaki HAYIR
SpiritualElif gibi bu dar-i Dünya'da dimdik ayakta duran sadece Allah Teala'nın huzurunda acizliğini gösteren bir kul. Elif ; Tek başına Anne olmaya hazırlanan 25 yaşında bir kadındır. İslam'ın gerekliliğini elinden geldiğince yerine getirmeye çalışan biri...