Aslan Parçası

2.1K 102 4
                                    

     Annem ile konuştuktan sonra sinirimin yatışmasi için kızımı görmeye eve gittim. Evin bahçesine aracımla girdikten sonra korumalarının bir kaçının eksik olduğunu fark ettim.
Arabadan aşağıya inince korumaların başı Selçuk yanıma geldi.

   Selçuk : Hoşgeldiniz savcım
   Musab : korumaların sayısı neden eksik  ?
   Selçuk  : Savcım Zeynep hanım kızınız ve komşunuz Safiye hanım ile birlikte dışarı çıktılar iki arkadaşımızda onlara eşlik etmek için çıktılar.

  Duyduklarım ile iyice gerildim. Zeynep bana asla haber vermeden mevayı dışarı çıkarmazdı. Bir şeyler döndüğünü anlamıştım.

     Musab : Nereye gittiklerini biliyormusun ?
     Selçuk : Hayır Savcım ama şimdi Süleymanı arar öğrenirim .

   Dedi bende basimla onayladim.
İnşallah düşündüğüm değildir diye içimden geçirirken Selçuk telefonu kapatmıştı.

    Selçuk : Savcım sizin arkadaşınızın Hastanesi'ne gitmişler.

   Duyduklarım ile hizlica arabama bindim . Bütün sinirimi gazdan çıkartıyordum . Nasıl benden gizli böyle bir şeye kalkışırlardı.

   Hastaneye vardığımda Safiye Teyzeyi gördüm . Arabadan indiğimde o da beni fark etti. Hızlıca hastaneye doğru ilerledi. Safiye teyzenin beni görünce paniklemesinden aklıma gelen şeyi yapmak için buraya geldiklerini anladım.
Artık kendime hakim olmam imkansızdı .
Hastaneye girdiğimde asansorlerin ikisininde yukarı doğru çıktığını gördüğümde duvara bir yumruk attım.
Bu raddeye beni onlar getirmişti o zaman benim öfkemden kaçamayacaklardı.
Safiye teyze asansörden inmiş olacak ki asönsor aşağıya inmeye başladı . Gelir gelmez bindim.

   Asonsorden indiğimde bağırarak odanın önüne kadar geldim. Hastanede hastaların olması umrumda bile değildi. Sadece şuan burdan kızımı alıp gitmek istiyordum. Beni kızımdan başka hiç bir şey sakinleştiremezdi. Sakinleşsemde bunun hesabını soracaktım.
Odanın kapısının önüne geldiğimde kapıyı yumruklamaya başladım . Gözüm şuan hiç bir şey görmüyordu. 
Kapinin diğer tarafından da vurma sesi geldiğini duyunca kapıyı yumruklamayi bıraktım ve babaannem kapının önünden çekilmemi istedi bende sinirle cekilmeyeceğimi söyledim . Hem suçlular hemde bana emir veriyorlar. Ben bu düşüncedeyken;
   babaannem : Len deli uşak sen kapınin ardindayken  acayayim da Allah'ın ayetini hakkı ile taşımaya çalışan kişiyi müsait olmadığı bir durumda mi gör.
   Babaannem in dediği cümle ile olduğum yerde dona kaldım . Ne kadar hatalı olsalarda babaannem doğru söylüyordu. Kenara yavaşça çekildim ve babaannem e çekildiğimi söyledim. Kapı açılınca içerden ağlama sesinin geldiğini duydum .  Bu kızımın ağlama sesine benzemiyordu. Bu ses aslan parçasının sesiydi. İyide neden ağlıyordu. Babaannem in kapıyı kapatması ile ona doğru döndüm.
        
       Fatma : Sen iyice delirdun , ne bogururup duruyon hastane burası.
      Musab : Sizin yüzünüzden benden izinsiz neyapmaya çalışıyorsunuz siz.
      Fatma : Bizim yüzümüzden mis hadi oradan. Biz senin akıl edemediğim şeyi akıl ettik. Biz senin gibi kendimizi dusunmuyoruz . Sen kendini kaybettiğin  için içerdeki sabi Nasıl ağlıyor, sen bogurdugunden beri susturamiyoruz. Sen ne zamandır bu kadar kendini kaybeder oldun.

     Benim yüzümden aslan parçası ağlıyordu. Nasıl içerde bir çocuk olduğunu unutup böyle bir harekette bulunmuştum. İçerdeki ağlama sesi gittikçe  artıyordu.

    Musab : Ben sustururum.
    Fatma : de git anası susturamiyor sen nasıl susturucan.
    Musab : Babaanne sustururum diyorum.
    Fatma : he da hem yap hemde susturayim de
    Musab : tamam hataliyim bagirmamaliydim .hadi getir çocuğu da susturayim .
    Fatma : İyi , ama bı susturama ben sana sorarım.
 
   Deyip içeri girdi. Aslan parçasınin annesinden müsade istedi .
Duyduğum "olmaz " sesiyle kaslarım catildi . Ne demek olmaz . O benim aslan parçamdi. Sinirle Zeynep çocuğu getirmesini istedim zeyneptem ses çıkmayınca ikince kez Zeynep'e bağırdım. Tam bir daha seslenecektimki Zeynep kucağındaki aslan parçası ile odadan çıktı. Hemen kucağıma aldım aslan parçasını . Yüzü çok kızarmıştı. Kendime bir kez daha kızdım. Nasıl bu kadar düşüncesiz oldum diye.
Aslan parçasının yuzune doğru yüzümü yaklastirdim ve alnına bir öpücük kondurdum .
     Musab : Özür dilerim aslan parçası. Beni affedebilecekmisin.
  Diye tebessüm sundum. Sanki beni anlamiscasina Ağlama sesini kisti sonra ağlamasını dindirdi .
      Musab : Çok şükür .
Dedim otuziki dış sırıtarak benim gülmem hoşuna gitmiş olacak ki aslan parçası da güldü. Tekrar aslan parçasının alnından öptüm
     Musab : Teşekkür ederim aslan parçası .
  Dedim gülerek o da benim gulmeme eşlik ediyordu. Sanki az önce sinirden deliye dönen ben değilmişim gibi gülüyordum. Kafamı kaldırdığımda annemi kucaginda kızım ile gördüm. Annem şaşkın gözlerle bana bakıyordu.

Şer Görünenin Ardındaki HAYIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin