Elif gibi bu dar-i Dünya'da dimdik ayakta duran sadece Allah Teala'nın huzurunda acizliğini gösteren bir kul.
Elif ; Tek başına Anne olmaya hazırlanan 25 yaşında bir kadındır. İslam'ın gerekliliğini elinden geldiğince yerine getirmeye çalışan biri...
Kahveyi içmiyeceğini düşünürken içmişti. Açıkçası buda beni şaşırtmıştı. Herkesin boş fincanlarıni topladım o sırada ev halkı odalarına dağılmak için ayaklanmışlardi. Ben fincanları makineye yerleştirip mutfaktan çıktığımda solanda kimsenin kalmadığını gördüm. Yavaş adumlarla merdinvenlere çıkmaya başladım. İlk defa bizim katın ışıkları sonüktü Duvardan destek alarak merdiveni çıktım . Önümü göremiyirdum şimdi ben ışığı nasıl bulucagim diye içimden düşünürken bir kolun beni çekmesi ile ne olduğunu anlam verememiştim sırtımin duvar ile buluştugu anda içime bir korku saplanmışti. Gözlerim açık olduğu halde hiç bir şey göremiyordum tam bagiracagim esnada karşımdaki kişi bunu anlamış olucak ki peçemin üzerinden ağzımı kapattı. Sonra bir kapı sesinin kapanmasını duydum. İçimdeki korku gitgide artmaya başlamıştı. İçimden dualar okumaya başlamıştım bile . Gözlerimi kapattıgim esnasında ışık açılma sesini duymam ile gözlerimi açtım . Karşımdaki kişiyi gözlerinden tanımıştım. Elini çekmesi ile. Elif : Sennn...korkuttun beni..neden böyle bir şey yapıyorsunuz. Musab : Hakettin hanımefendi bunu kahveme bal katmadan önce dusunucektin. Diye uyarıcı bir tonda konuştu. Elif: ama ben sadece bal kattım.. Musab : Bende sadece karımı odama çektim. Demesiyle gözlerim etrafı taradı. Ve onun odasında olduğumu anlamam ile sırtımı duvarı yaslanmış bir halden kurtarmaya çalışırken o beni engelledi. Elif : müsade edermisin. Musab : Nereye .. Elif : çocukların yanına Dedim sert bir tonla Musab: Ben sen gelmeden önce baktım . Uyuyorlar.. Elif : Benim odama mi girdiniz Musab : Evet , Zeynep çocukların o odada olduğunu söyledi bende çocuklara bakmak için girdim. Elif : ama bu yaptığınız uygun değil. Musab : karımın odasına girmem mi uygun değil.. Elif : benimle uğraşmayı bırakın !!! Musab : himmm ama ilk sen baslattin kahveme bal katarak .. Elif : Ya sabır... Çekilin lütfen odama gitmek istiyorum. Musab : tamam , zaten dersini aldığını düşünüyorum. Deyip geri çekildi. Burnumdan soluyarak odasından çıkıp odama girdim. Bu adama ne yapsam azdı. Keşke pulbiber ve karabiber atsaydım. Kendimi yatıştırmak için abdest alıp kuran-ı kerimden hatimimde nerde kaldıysam ordan okumaya başladım, işte huzur buydu.. 1 cüz kadar okuduktan sonra yatsı namazımı kılıp çoçuklarımın yanına kıvrıldım. ##
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Telefonumun çalması ile dosyaların arasından sıyrılıp telefonu çatım. Musab: efendim fatih Fatih : Oğlum sen nerdesin Musab : bürodayım. Fatih : Allah aşkına bu gün senin nikahın yok mu ? Musab : bugun müydü o. Fatih: bana mı soruyorsun, evden dünde bu gün de erkenden çıkmışsın akşamda gelmek bilmiyormuşsun. Musab :davalarla ilgili önemli bir gelişme oldu onlarla ilgileniyordum. Fatih : Yani musab senin bu iş aşkın ne olacak ben bilmiyorum, neyse çabuk eve geç hasan amca beni aradı baya sinşrlenmişti bana onu al ve gel dedi. Musab : Tamam çıkıyorum evde görüşürüz. Deyip telefonu kapattım. Tamamen aklımdan çıkmıştı.Ballı kahveden sonraki sabah aldığım haberle bu güne kadar evdekileri ne sabah nede akşam görememiştim sadece Kızımı ve aslan parçamı gece eve geldiğimde uyurken görüyordum onlarda bütün yorgunluğumu alıyorlardı. Şu bir buçuk gündür Onlarla oynamayı bile özledim. Bu düşüncelerle eve varmıştım . Korumayı arabayı teslim edip içeri girdim. Evde bir telaş sesleri geliyordu, ah bizimkiler abartıyorlardı altı üstü bir nikah kıyacaktık diyerek odama çıkmak için merdivenlerden çıkarken kucağında aslan parçası ile aşşagıya inerken karşılaştık. Beni görmesi ile bakışlarını benden kaçırdı. Bense aslan parçasını sevmek için yeltendim. Musab : Aslan parçası sen ne kadar yakışıklı olmuşsun . Diyerek yanağına dokundum. Aslan parçasının beni anlar gibi hemen etrafa gülücük saçmaya başladı . Musab : Meva nerde ? Elif : solanda ,fatma ninenin kucağında. Demesiyle başım ile onayladım. Musab : Anlaşılan herkes hazır , bnde hazırlanıp geliyorum . Yanından geçecekken bir şeyler mırıldandı benim duymıcağımı sanarak. Elif : zahmet olucak ama Diye ima ile mirildanmisti. Bilerek anlamamış ayağına yatarak. Musab : Anlamadım , bir şey mi söyledin. Elif :Evet ama önemli değildi.. Diyerek aşşagıya indi. Yalan söyleyememesi benim hoşuma gidiyordu. Yüzümde oluşan tebesümü silip odama girdim. ... Hazırlanıp solana geçtiğimde fatihin de geldiğini gördüm. Musab : Zeynep sen çoçukalarla birlikte bizimle aynı araçta gel. Zeynep: Gine kaldık ortaya .. Meryem : elif kızım yaseminler nikah solanına mı gelicek. Elif : Evet meryem teyze kızları da yasemin ablanın eşi sefa abi getirecek. Fatma : eee sıkıntı bastu , çıkalum da ne bekliyoruz Babaannemin serzenişi ile hep birlikte evden çıktık. Nikah yerine gidene kadar zeynebin sataşmalarından hariç hiç bir konuşma olmadı. Nikah dairesine geldiğimizde sıramızın gelmesini beklemek için görevli bizi bir odaya aldı. Biz sandalyelerde otururken kapı çaldı ve Zeynep elinde çiçekle girdi. Zeyneb: yengecim buyur çiçeğin. Diyerek tebessüm sundu. Elif : Zeynep , nerden çıktı şimdi bu.. Zeynep: ben biricik yengemi çiçeksiz gelun edermiyum hiç. Diyerek bizim oranın şivesini takındı. Sonra uzaktan bir öpücük gönderip odadan çıktı.