16.

2.3K 169 7
                                    

Bu gün Uraz abim ile oyun oynamak için bize gelmişti. Bunların oyunları hiç eksik olmuyordu. Saatlerce odaya kapanıp o oyunda ne bulduklarını anlamış değildim.

Şimdi oyuna ara vermişlerdi. Yarım akıllarını kullanmayı akıl edip, beni hatırlamışlardı Şükürler olsundu. Ben bacaklarımı ikili koltuğa uzatmış bir şekilde oturuyordum. Daha doğrusu yaylanıyordum. Abim tekli koltuğun birine, sağ tarafa oturmuştu. Uraz ise, tekli koltuğun diğerine sol tarafa oturmuştu. Evet evet, ben tam ortada kalıyordum.

Abim bacağının tekini masaya uzatmıştı. Kaşlarımı çatıp kızgın bakışlarımı yollamıştım.

"Abi! Masaya ayak uzatma alışkanlığından vazgeç lütfen!" diye çemkirdim. Omuz silkmiş ve inadına diğer bacağını da uzatmıştı.

Sinirleniyordum. Bu adam sırf gıcıklık olsun diye yapıyordu. Elimdeki kumandayı bacağına fırlattım.

"O bacaklarını çek hemen!! Nimet koyuyoruz oraya nimet! İmansız adam seni! Çarpılcan o olacak." diye kızdım.

"Ne kumanda fırlatıyorsun be çirkef! Rahatlığım gözüne mi battı." diye karşılık verdi kaşlarını çatıp.

Allahım neden ben? Dedim içimden. Evin tek akıllısı olmak zordu...

"Battı! Çek o ayağını sende." dedim koltuğa yaslanarak.

"İllallah ettim artık. Sen ne çirkef bir şey oldun." dedi eli ile tişörtünü silkerek.

"Sen bana kurban ol. Dimi Uraz abi." diye sordum sırıtarak.

Uraz'ın dediği şey ile gözlerimi sonuna kadar açtım. Bu sefer abim kesin Uraz'ın ciğerlerini söküp balkondan aşağıya atacaktı köpeklere.

"Olurum ben. Olurum Kurban..." dedi Uraz bana dalgınca bakıp.

Ah be Uraz'ım senin olacağın tek Kurban... Kurban bayramında ki inekler gibi olacak be aslan parçası.

" Anlamadım! ANLAMADIM!" diye sesini yükseltti abim.

Uraz transtan çıkıp şaşkınca kırdığı potu toparlamaya çalışmıştı.

"Yani, yani olur Kurban. Abin kurban olmayı çok sever. Her ay Kurban adıyor. Abin sevap işlemekte ünlü hocaları geçti. Abin Kurban dır. Kurban Kurban demektir." diye saçmalamaya başlamıştı Uraz. İşte bu çocuğun da aklı gitti. Allahım sen bana yardım et.

"Oğlum bak kendine gel! Saçmalamaya başladın yine. Bak ben geriliyorum sizin yanınızda. Allahım sen bana sabır bunlara akıl ver." Allahın sana sabır versin, bizi de senin gazabından korusun amin.

"Naptık şimdi biz kardeşim! Aklıma eski anılarımız geldi. SEN ŞİMDİ NİYE ÜSTÜME GELİYORSUN Kİ" diye yükseldi Uraz. Allahım sana geliyorum. Ne olur beni bu manyakların yanından al.

"SEN NE BAĞIRIYON LAN YAVŞAK." diye bağırdı abim. İçimden çekebildiğim kadar sabır çektim. İncinmiş ayağım ile nelerle uğraşıyordum. Hazan da yanımda değildi. Cidden sıkılmaya başlamıştım.

"AAAAA YETER! SUSUN BE!" diye bağırdım ayağa kalkarak. Sinirlenmiştim.

İncinmiş ayağıma baskı uyguladığımda, sızlamıştı. Acıyla yüzümü buruşturdum. Uraz yüzümdeki halimi görünce, sorgular bakışlarıyla bakıyordu.
Dengede durmayıp düşecektim ki, Uraz kolumdan tutmuş ve tek eli ile de belimi tutmuştu. Ellerimi omzuna koyup tutunmaya çalıştım.

"Sen niye ayağa kalkıyorsun güneş çiçeği. Dikkat etsene." dedi mırıldanırcasına. Abimin duyupta olay çıkarmasını istememişti güzel adam.

Kusursuz AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin