"Hadi ama.. Hala mı utanıyorsun?" dedi Uraz gülerek.
Evet utanıyordum. Arabada resmen bir cesaret ile öpmek istemiştim onu. Ve cesarete kapılıp öpüşmüştük. Ve ben hala o anın etkisinden çıkamıyordum.
Uraz ile Balıkesir'e gelmiştik. Balıkesir'in Erdek ilçesi, Ocaklar mahallesinde bir otelde kalıyorduk. Burası cidden güzel yerdi. Sahil kenarında oturmalık yerler, eğlence mekanları gibi yerler vardı. Sanırım buraya hep gelmek isteyecektim.
Otele geleli iki saat olmuştu. Ve bu iki saatte Uraz benimle dalga geçmekten vazgeçmemişti. Üstelik yanaklarım kızarmış diyor ve ısırıyordu. Sonra tekrar ısırdığı yere bakıp tekrar ısırıyordu.
"Yapma diyorum Uraz! Yanağımı koparacaksın. Canım acıyor." dedim kaşlarımı çatıp.
"Çok ısırmadım ki ya.. Bence sen bana numara yapıyorsun." dedi yan bir bakış atarak.
"gel bende seni aynı şekilde ısıracağım. Numara yapıyor muyum anla!" dedim ve elimi boynuna atıp kafasını kendime doğru yaklaştırdım. Yanağını dişlerimin arasında sıkıştırıp ısırdım. Bana yaptığı gibi ısırdım. Belki birazcık fazla ısırmış da olabilirim.
"Lidya ne yapıyorsun! Yanağımı dişledin." dedi yanağını tutarak. Gülmemek için kendimi zor tuttuyordum. Hak etmişti bunu.
"Ne yaptım ki ya? Bana yaptığın gibi yaptım." dedim yan bir gülüş sunarak.
"Lidya yanağım kanıyor! Vampir misin kızım sen. Bak bak üç, dört diş izi çıkmış." dedi aynaya bakıp yanağını göstererek.
Uraz'ın bu haline karşı bir kahkaha bırakmıştım. Biraz daha zorlasa çocuk gibi ağlayacakdı.
"hak ettin bunu aslan parçası." dedim omzunu pat patlayarak.
"Hak ettim? Hak ettim öyle mi?" dedi tek kaşını kaldırarak.
Ne oluyor lan! Bu çocuk üzerime doğru yürümeye başlamıştı. Allahım sen koru amin.
"Gelme..." dedi işaret parmağımı sallayarak.
Allah Allah. Bu adam beni çiğ çiğ yer. İçine ne kaçmış bu adamın. Dua okusam gider mi acaba?
'Allahümme salli ala inna atayna kul hüvAllahü ehat süpaneke kul euzü Bi Rabbn naz amin'
Allahım bildiğim bilmediğim duaların hürmetine kaybet beni amin.
"Gelme üzerime katil" dedim arka arkaya giderek. Sırtımın sert bir şeye çarpması ile duvara yaslandığımı anladım. Galiba yolun sonuna gelmiştim.
"Aaaa! Gelme diyorum geliyorsun. Ne laftan anlamaz bir adamsın sen." dedim ellerimi göğüsüne koyup ittirmeye çalışarak.
"Laftan anlamam evet. Bu yüzden anlatmaya çalışma bence güneş çiçeği. Yorma kendini yani" dedi yanağımdan öperek.
Elleri belimi bulmuş ve belimi sarmıştı. Beni kendine doğru çekmişti gözlerini gözlerimden ayırmadan.
"Çok güzelsin güneş çiçeği" diye fısıldadı. Nefesinin sıcaklığı her bir kelimesi ile yüzüme çarpıyordu.
"Utanınca da güzelsin" dedi dudağımın kenarına öpücük kondurarak.
"Kızınca da güzelsin"dedi ve gözlerini yumup dudaklarını yanağıma sürttü.
" Şaşırınca... "
" hele neşeli hallerinle..."Uraz böyle konuşman kalbime sadece zarar veriyor.
" Sen güzellik kelimesinin gerçek anlamısın güneş çiçeği. " ve sözünü bitirmiş dudaklarını dudaklarıma sürtmüştü.
" Lütfen böyle şeyler söyleme. "dedim ellerimi omuzlarına çıkarıp.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kusursuz Aşk
Teen Fiction" Perdeni kapatsan iyi olur komşu kızı. Kapat ki seni görmesinler."