🌿 29. BÖLÜM 🌿

30.2K 1.2K 59
                                    

Evet canlar geldi yeni bölüm. :)

İnşAllah beğenirsiniz ...
Bir çok olay yaşadım ve bunlardan en önemlisi yazdığım bölümü yanlışlıkla silmemdi. Gerisin geri yeniden yazdım....
♡♡

Vote ve yorumlarınızı bekliyorum...

Ayrıca yorumlarıyla beni hiç yalnız bırakmayan arkadaşlara çok ama çook teşekkür ederim. ♡

Şimdilik ben kaçar ve sizleri uzun bölümüzle başbaşa bırakırım.

🌼🍃🌼🍃🌼

KEYİFLİ OKUMALAR

🌼🍃🌼🍃🌼

Eser rüzgar deli deli gönlümde,
Nasıl fırtına bu,
Dinmez bir günde...
Ecel geldi kapıma bekler beni yine....
Son nefesimi versemde,
Sen olacaksın gönlümde...

_YabanCicegi_

🌼🍃🌼🍃🌼


Yusuf Ali, Ahmet ile dalaşmalarının sonucunda oluşan tahribatı sevdiği kızın gidermesine izin vermişti. Oturma odasındaki koltuğa yığılırcasına oturmuş, Yaprak'ın üzgün gözlerina bakaran pansuman yapmasını izlemişti. Daha sonrasında ısrarları üzerine bir bardak çay içip, yorgun olduğunu söyleyerek vedalaşıp kendi evine gelmişti. Odasına çıkmadan salonuna geçip koltuğa bedenini bırakmıştı. Yorgundu, bitkindi. Bu yorgunluğunun bedenle hiçbğt ilgisi yoktu. Yorgunluğunun tek sebebi kalbindeki ağrıydı.

Sevdiğini düşündü. Onun geçmişinde neler yaşadığını merak etti. Onun ağzından dökülenlere kulak misafiri olurken, tüm gerçekleri çıplaklığıyla bilmek istedi. Bunun için Yaprak ile konuşacaktı. Bugün üstelememişti ama yarın her şeyi konuşacaklar ve aralarında sır kalmamasını sağlayacaktı.

Sevdiği kızın neden acı çektiğini er ya da geç öğrenecekti!

Yorgun bir şekilde çöktüğü koltuktan kalkıp merdivenlere yönelip odasına çıktı. Odasına girer girmez üstündekileri çıkarıp, sıcak suyun altına kendini bırakıp rahatlamaya çalıştı Suyun değdiği yaraları sızlasa da sudan çıkmadı. Yüzündeki yaralardan akan kan, suyla karışıp pembemsi bir renge bürünerek suyla birlikte süzülüp aktı.

Akan suya bakmadan iki elini de kaldırıp yğzğne değdirip sinirle sıvazladı. Hızlı ve can acıtan bir sıvazlamaydı lâkin kalbinde hissettiği yıkım ve acının yanında hiçbir şeydi.

Yusuf Ali pişmandı... Yıkılmıştı!

Kızı tanımadan yargıladığı ve en çokta bir aptal gibi el kaldırdığı için pişmandı.

Yaprak'a el kaldırmış olduğu sağ elini yumruk yaparak kaldırdı. Kaldırdığı elini anında suyun sıcağıyla buharlaşmış fayanslarla kaplı duvara vurdu. Bir kere vurmak yetmedi bir kere daha vurdu. O da yetmedi bir daha, bir daha... Peş peşe vurduğu fayans duvarda elinden akan kan süzülmeye başlasa da durmadı.

Pişmanlık yaralıyordu insanı.

Canı yanıyordu. 'Nasıl yaparım? Nasıl kıydım?' diye diye yumruklarının ardı arkası kesilmiyordu. Akan kan bile durdurmuyordu. Ne yapsa da içindeki acıdan doğan pişmanlığın yangını sönmek bilmiyordu.

Ağladı!

Akan suya katıştı gözyaşları. Bu ikinci ağlamasaydı lâkin bu bambaşka bir yangındı. İlk defa geçmişinde yaşadığı aldatılmanın verdiği sinirle ağlamıştı ve şimdi... Bu ağlaması belki de ikinci değil ilkiydi. Çünkü o geçmişinde ağladığı zaman kalbi bu kadar acımıyordu. İçinde böylesine harıl harıl yanan bir yangın yeri yoktu.

 KABULLENİŞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin