KABULLENİŞ

🌿 32. BÖLÜM 🌿

Evettt, yeni bölümümüz geldii... İnşaAllah bu bölümü de beğenerek okursunuz.
Biraz sinir olabilirsiniz ama söylemesi benden... 😂😂

🌿🌼🌿🌼🌿

KEYİFLİ OKUMALAR

🌿🌼🌿🌼🌿

Günler geçiyor ömrümüzden,
Göz açıp kapayıncaya dek...
Ne zaman kaybolduk hayatın meşkalinde..

_YabanCicegi_

🌿🌼🌿🌼🌿

3 ay sonra

Günler birbiri ardına hızla geçerken, genç çift içinde huzur ve mutluluk dolu günlerdi. Kenan'ın misafir olduğu o akşam yemeğinin ardından üç ay geçmişti. Zamanla herkes geçmişi o acı dolu günleri unutmuş, geleceklerine tertemiz sayfalarıyla devam ediyorlardı.

Kenan, Yusuf Ali ve Musa Bey'in ısrarlarına daha fazla dayanamayarak Hanzade Holding'in bünyesine katılmış, orada çalışmaya başlamıştı. Hanzade Holding artık aile holdingine dönmüştü. Holdingin güvenliği Erdem Bey'in kurmuş olduğu şirket tarafından sağlanıyordu. Ayrıca Ahmet'te artık Hanzade Holding'te çalışmaya başlamıştı. Arkadaşı Hüseyin ailesiyle birlikte yurtdışına taşınıp, holdinglerini oraya taşımışlardı. İşsiz kaldığı ilk gününde Alvina kendi holdinglerinde çalışmasını söylemiş, lâkin ilk başta kabul etmemişti. Ama çok kısa sürede kabul etmek zorunda kalmıştı. Kabul etmesindeki en büyük etkense hiç şüphesiz Alvina'nın genç adamı kıskandırmasıydı. Hiç kimse de bu kıskançlık taktiğini yadırgayamazdı çünkü her kadının başvurduğu bir etkendi. Bu yolla bir çok adamı yola getirmesini bilirlerdi.

Yusuf Ali ve Yaprak geçen üç ay içerisinde birbirlerine dair ne varsa her şeyi öğrenmişler, tam anlamıyla evli bir çift olmuşlardı. Sabah erken kalkan Yaprak, kocasına kahvaltı hazırlayıp omu işe öpücüğüyşe gönderiyor, bu rutin her sabah devam ediyorken; akşamları da kocasını güler yüzüyle karşılıyordu.

Yaprak okulundan da asla vazgeçmemiş ve ilk senesini başarıyla tamamlamıştı. Bu süreç içerisinde tek eksik ise balayına hâlâ çıkamamış olmalarıydı ki bundaki nedense, sevdiği adamın iş ile ilgili yapacakları bir anlaşmanın peşinde olmasıydı. Onun her akşam eve gelirken yorgun olmasına dayanamıyor, sırf bu yüzden balayı konusu açıpta kocasını sıkboğaz etmek istemiyordu.

Yusuf Ali'nin bu yoğun hallerinden dolayı karısını ihmal etmesinden rahatsız olan Sevim Hanım ise oğlunu birkaç kez ikaz etmek zorunda kalmış lâkin bir sonuç alamamıştı. Oğlunun son zamanlarda da eve daha geç gelmesini engelleyemiyordu. Onun bu kadar yıpranmasına ise bir anne yüreği olarak dayanamıyordu. Tabi oğluyla birlikte yorulan Kenan'a da çok üzülüyordu.

Sevim Hanım ayrıca Kenan'ın hâlâ eski nişanlısına bağlılığını takdir etse de onun günden güne eriyor olması canını sıkıyordu. Bu konuyu genç adamla konuşmuş, o kızla görüşmeyi birkaç kez teklif etmişti ama bir işe yaramamış, Kenan oldukça sert çıkıp böyle birşeyin olmamasını dile getirmişti. 'O beni sevseydi dinlerdi.' diyor başka birşey demiyordu. Ama Kenan'ın unuttuğu ise kadınların daha farklı olduğuydu. Sevdikleri erkekleri paylaşmaktan nefret ettikleri ve o aldatma sahnelerini ilişkileri boyunca birkez de olsa canlandırıp sinirlendikleri ki bunun gerçekleşmiş olması -yalandan da olsa- kaldıramamış olabilirdi. Ayrıca Sevim Hanım inanıyordu ki Kenan, sevdiği kızı da er ya da geç affedecekti tıpkı oğlunu affettiği gibi.