Yeni bölümümüz geldi. 😍 Biliyorum geç kaldın diyeceksiniz ama nedenlerim vardı. 🙊🙊
Finale çook ama çook az kaldıı...😍 Üzülüyor muyuz? Ben üzülüyorum ama bir yandan da seviniyorum ki yeni hikayelerimize başlayacağız. 🤗
Bu arada yeni kapak resmimiz hakkında ne düşünüyorsunuz?🤔
Deperli yprum ve votelerinizi beklediğimi belirterek sizleri bölümle başbaşa bırakıyorum. 🤗
💜❤💜❤💜
KEYİFLİ OKUMALAR
💜❤💜❤💜
Kenan kollarındaki kızın varlığıyla dış dünyadan tamamen soyutlanırken, sevdiğiyle kavuşacaklarının bilinciyle mutluluğunun hiçbir tarifi yoktu. Onca sene boşuna yalnızlığı seçip hayatlarındaki acıyı çekmişlerdi ama artık yeterdi. Debelenen Kübra ile yüzüne yerleşen çarpık gülümsemesiyle neşesine neşe kattı.
Kübra, Kenan'ın kendisini kucaklamadan önceki yumruk olayı ardından, debelenmelerine karşın hâlâ kucağında olmanın şaşkınlığını üstünden atarken sinirle söylenmeye başladı. "Yaa... Bırak benii... Oduunnn..." derken debenlenmeyi daha da attırdı.
Kenan, Kübra'nın dur durak bilmeyen debelendirmelerini sonlandırmak için omzundan indirip kendisine yanaştırıp, hiç vakit kaybetmeden dudaklarını dudaklarının kıyısına bastırdıktan sonra bir milim geri çekilerek, "Şimdi uslu bir kız olup debelenme karıcığım," diyerek arabaya bindiler.
Arabaya binen ikili tek kelime dahi etmeden yolda geleceklerine doğru yol alıyorlardı. Kenan, sevdiğinin hâlâ şok halindeki ifadesiyle içten içe eğlenirken, Kübra'da yaladıklarının şaşkınlığını üstünden atıp planının işe yaradığı için sevinmek istiyordu. Özellikle adamın dudaklarının arasından çıkan, 'karıcığım,' kelimesi içinin mutlulukla dolmasını sağlarken, mutluluktan hayalî kanatları oluşup aşka doğru kanatlarını çırptı. Yavaş yavaş şoku üstünden atarken, dudaklarından beliren gülümseme huzurlu oluşunun kanıtıydı.
Kübra, bir anda geçmişe geçiş yaptı. Sevdiği adamın verdiği cezasının güzelliğini yeniden yaşadı.
🌸⚡🌸⚡🌸
Bugün Kübra'dan mutlusu yoktu çünkü doğum günüydü ve 21 yaşına girecekti. Sevdiği adam, arkadaşları hepsi yanındaydı ve bu mutlu gününde kimse onu yalnız bırakmayacaktı. Odasındaki aynadan kendisini süzmeye başladı.
Upuzun tril bir elbise giyinmişti. Tamda yaza uygun cıvıl cıvıldı. Sıfır kol olan elbisenin V yakalıydı ama dekolteye kaçmamıştı. Dolgu topuk ayakkabılarına giyindikten sonra çapraz küçük çantasını da yandan asmıştı. Saçlarını her zaman ki gibi at kuyruğu yaptıktan sonra hafif makyajla da kendisini tamamlamıştı.
Mutluydu, âşıktı. Seviyordu seviliyordu. Hülyalara daldığı sırada korna sesini duyunca hemen toparlanıp evinden çıktı. Doğum günü için sevdiği adamla birlikte elbise almaya gideceklerdi. O kadar dil dökmüştü gelmemesi için ama dinletememişti. Neymiş efendim, 'Şimdi gider saçma elbise alır mışım.' Düşünceleri bir kenara bırakıp spor arabanın ön kapısını açıp binerken hiç vakit kaybetmeden sevdiğinin yanağından öpmüştü.
"Nasılsın ömrüm?" diyen genç adam da kızın yanağından öpmüştü. Bu kız ömrüydü. O olmadan eksikti. Tamamlanmıştı benliği Kübra ile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KABULLENİŞ
General Fiction💟 Yusuf Ali HANZADE - Yaprak HANZADE 💟 Güven.... Güvenmek.... Bir insanın güvenini yıkması.... Diğerinin güvensizliğinle baş etmesi... Hangisi daha acı... Güvensizlik mi yoksa Güvensizliğinle baş eden bir kalp mi? Biri Yusuf... ...