🌿 9. BÖLÜM 🌿

38.9K 1.7K 34
                                    

Kaybolduğu yeşilliklerde, unutuyordu benliğini, her şeyi...

🍁♡🍁♡🍁

Sabah erkenden kalkıp, bavullarını kapının yanına koydular Yaprak ve Ayşe hanım. Son kez acılarla dolu evlerine bir bakış attılar. Ayşe hanım, kızının koluna girmiş kapının önünde Ahmet' i bekliyorlardı. Ahmet' in o adamla konuşup konuşmadığını bile bilmiyorlardı.

Ahmet, bavulu elinde odasından çıktı ve gülerek ailesine yaklaştı. Ahmet öz babasından ayrıldığı için üzgün değil aksine mutluydu. Çünkü yeni yuvalarında huzur olacaktı, mutluluk olacaktı ve en önemlisi sevgi dolu muhabbetleri olacaktı.

Anne kızda, kendilerine gülerek yaklaşan genç adama gülümseyerek karşılık verdiler. Sonunda mutlu bir aile olacaklardı. Ahmet' te bavulu diğer bavulun yanına koyup o da eve bir göz attı. Mutluydu genç adam yine de bir burukluk peydah oldu birden. Bu evde ne umutlar vardı. Baba sevgisine muhtaçlık vardı.. Mutlu bir aile olmanın umudu vardı... Genç adam gülümsemesine burukluk katıldı.

" Gidin gidin... Tilkinin dönüp dolaşacağı yer kürkçü dükkanıdır. Bu seferde kızını kendine benzetip adamların altına atma! " diyen Kazım beyin sesi ortamda bomba etkisi yarattı.

Allah'ım bu adam neler diyordu böyle! Yaprak ve diğerlerinin de gülümsemesi anında soldu. Yaprak, üzgün gözlerle baktı karşısındaki adama. Ne ile itham ediyordu annesini ve kendisini. Bu nasıl bir şeydi böyle! Nasıl can yakıcı bir üsluptu! Gözlerinin dolduğunu hissetti genç kız. Ahmet ise sinirden ellerini yumruk yapmıştı ve Ayşe hanımda dolu dolu gözleriyle bakıyordu acılarına...

Ayşe hanım artık susmak istemiyordu. İçinde kalanların bir kaçını dışa vurmak istiyordu. Sırf bu yüzden de derin bir nefes aldı ve söyleyeceklerini söyledi. " Ben sevdim... Sen sevgiye muhtaç kaldın ama ben karşılıklı sevdim. Sende hırsların yüzünden duygularını unutup başkalarının duygularını önemsemedin. Şimdi de yaptıklarının faturasını tek başına ödemek zorunda kalıyorsun! Bize biraz sevgiyle yaklaşsaydın biz sana daha fazla yakın olurduk, severdik seni. Bu duruma gelmemizin tek sebebi sensin. Bu acılarımızın tek kaynağı sendin! " dedi ve sustu orta yaşlı kadın.

Ahmet ve Yaprak ise annelerinin bu şekilde konuşması karşısında şaşırıp kalmıştı. Hiç böyle bir şey beklemiyorlardı ki bunu büyük bir ölçüde Kasım beyde belli etmişti. Yılların biriktirdiklerini şimdi kusuyordu Ayşe hanım. Bitmişti artık ve Yaprak ağlamaklı gözlerle son kez baba olarak bildiği adama bakıp evden dışarı çıktı.

Ahmet' te gidip babasının elini son kez öpmek için yanına gitti. Eğilip babasının elini öpmek istedi ama babasının elini hızla çekmesi üzerine genç adam çok kötü oldu. Dikleşip gözlerini babasının gözlerine dikti. Tüm hissettiği acısını diline vurdu.

" Şimdi beni suçlayamazsın. Annem beni bırakıp giderken senin bana sahip çıkman gerekirdi. Hem baba sevgisini hemde anne sevgisini göstermen gerekiyordu. Beni iki sevgiden de mahrum bıraktın. Sonra Ayşe anneyi getirdin. Tam mutlu oldum derken onu da benden uzaklaştırdın. Sevmesini istemedin. Sen bana, Yaprak' a göre daha yakındın kabul ediyorum ama bir yabancı da bana senin bana yaklaştığın gibi yaklaşıyordu. Sevgini gösterseydin emin ol bu durumda olmazdık. Yine de hakkını helal et baba. " dedi genç adam ve arkasını dönüp gerçek ailesinin yanına gitti.

Ahmet iki bavulu da aldığı gibi çıktı evden. Yaprak' ta son kez o adama baktı ama bakışlarıyla karşılaşmadı o adamla. Genç kız hemen evden çıkıp annesinin koluna girip, abisinin arkasından ilerlemeye başladılar. Caddeye çıkınca Ahmet bir spor arabanın yanında durup, bavulları bagaja koydu. Bizi de arka koltuklara oturttuktan sonra öne geçip oturdu. Genç adam sessiz bir şekilde arkadaşıyla selamlaşıp suskunluğa teslim etti kendisini. Onunla birlikte arabadakilerde susukunluğa teslim oldular. Bazen de suskunluk her şeyin anlamını açıklayabiliyordu. Şu anda arabadaki suskunluğun açıklaması kırgınlıktı. Yaprak ve Ayşe hanımda cama çevirdi bakışlarını ve dışarıyı seyre daldılar.

 KABULLENİŞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin