Saatler 00.00 ' ı gösterirken, tarih 15 Temmuz olurken o günü unutturmamak için kaleme aldığım yazıyı sizlerle paylaşmak istedim. O günde her birimiz parçalandık, Yandık! Gözyaşlarımız dinmedi. Sabahlara kadar nöbetler tuttuk. Rabbim o günleri bir daha göstermesin. Rabbim o günde şehit olanların ailelerine sabır versin.
Tek diyeceğimiz VATAN SAĞOLSUN!
🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.Tarihler 15 Temmuz'u gösteriyordu. Kimisi uykusunda, kimisi ailesiyle birlikte oturmuş sohbet ediyor, kimisi çayını, kahvesini içeceğini içiyor; kimisi de dışarıda geziyor. Güneş çekilmiş, akşamın ilerleyen saatlerinde etrafı aydınlatan sokak lambaları eşliğinde aydınlanıyordu sokaklar, meydanlar.
Televizyonlardaki kanallar bir anda yayına kapatıldı. İnsanlar ne olduğunu anlayamadan TRT' de kanları donduran bir yayın başladı. "Yurtta sulh, cihanda sulh" ilkesine dayalı olarak yönetime askeriyenin el konulduğu söyleniyordu. Herkes neye uğradığını şaşırdı. Akıllara 80'lerdeki darbe geldi. Ne yapacaklarını bilemeyecekleri bir anda Cumhurbaşkanının videosu hızla yayıldı. Sokağa çıkılması gerektiği söyleniyordu. Onu duyanlar bir an bile düşünmeden çıktılar sokağa. Dillerinde "Allah-u Ekber" nidaları eşliğinde meydanlara doluştular. Korku denen illet, iman ve vatan aşkıyla yok olup uçtu. Geriye sadece direniş kaldı. Demokrasinin direnişi, vatanın direnişi, topraklarımızın direnişi. 7'den 70'e, genci yaşlısı, hastası sağlıklısı düşünmeden ellerindeki al yıldızlı bayrakla tankların, vatan hainlerinin önünde siper oldu.
Çatma, kurban olayım, çehrene ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül...
Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal;
Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklal.Vatan hainlerinin karşısında dimdik durdular. Geri adım atmayı bir an olsun düşünmediler. Söz konusu vatandı ve vatan demek namus demekti. Vatan demek, nefes demekti, yaşam demekti. Kim bile bile nefesinin kesilmesini isterdi ki? İstemediler. Bir destan yazdılar. Destanın adı 15 Temmuz oldu. Dökülen kanlarına, yaralarına bakmadılar. Yine olsa yine karşılarında dururuz dediler. Onlar Türk Bayrağı'na, Türkiye'ye canlarını verecek GERÇEK TÜRK ASKERLERİYDİ!
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim: Bendimi çiğner, aşarım;
Yırtarım dağları, enginlere sığmam taşarım.
Türk Milleti'nin vatan sevgisi karşısında kim duracakmış! Duramadılar. Türkler korkaktır, bize karşı gelemez dediler; yanıldılar. Türk demek, 'Cesur Yürek' demekti. Türk demek vatan aşkı demekti. Türk demek Bayrak demekti. Korkmadan, yılmadan, ellerde al yıldızlı Türk Bayrağı, karşılarında vatan hainleri, ellerinde silahları... Üstlerine yürüdüler. Hem havadan ve hem karadan üstlerine yağan kurşunlara direndiler. Kurşun yağmuruna karşın Türk Bayrağı hep salındı. Kimse indiremezdi Türk Bayrağı'nı. Kimse sahip olamazdı Türkiye'ye.Garb'ın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar;
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
''Medeniyet!'' dediğin tek dişi kalmış canavar?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KABULLENİŞ
General Fiction💟 Yusuf Ali HANZADE - Yaprak HANZADE 💟 Güven.... Güvenmek.... Bir insanın güvenini yıkması.... Diğerinin güvensizliğinle baş etmesi... Hangisi daha acı... Güvensizlik mi yoksa Güvensizliğinle baş eden bir kalp mi? Biri Yusuf... ...