Witness • JJK

four

İyi okumalar canlarım <3

Jungkook kolumdan tutup beni kendine çektiğinde ondan uzaklaşmak için çırpınsamda başaramamıştım.

Kolumu öyle bir sıkıyordu ki bir an kopacak sanmıştım.

"Yüzüne tekme atmadığıma dua et sen!"

Kolumu daha da sıkıp sinirle sıktığı dişleriyle yüzüme biraz daha yaklaştı, burdundan aldığı sert nefesini yüzümde hissediyordum resmen.

"Hey sakin olun gençler."

Yoongi aramıza girip bizi ayırdığında içeri bu sefer Da Hun ve saz arkadaşları girmişti.

Yine mi bunlar diye söylenirken yanımıza gelip bana sataşması an meselesi olmuştu.

"Jungkook bu paçozun yanında ne işin var senin hala, hadi gel sana bir içecek ısmarlayayım."

Sinir kat sayım yükselirken göz devirmeden duramadım.

Sakin kalıcaktım bu sefer sakin olup herşeye burnumu sokmayacaktım.

Da Hun Jungkook'un kolundan tutup çekiştirmeye başlayınca, jungkook tekrar bana döndü.

"Seninle daha işim bitmedi, bunu unutma."

Jungkook söylediklerinden sonra kolunu Da Hun'un omzuna atıp sahadan çıkmışlardı.

"Jungkook'u çok takma derim, o her zaman böyle."

Taehyung omzuma pışpışlar gibi yaptıktan sonra oda çıkıp gitmişti.

Yoongi ile tekrar baş başa kalıp ona döndüğümde yüzü sinirli gibiydi ve gözleri çıkış kapısına dalmıştı.

"Kendini onlara karşı ezdirme, biliyorum jungkook çoğunlukla şımarık ve patavatsız davranıyor olabilir ama gerçekte asla böyle biri değil. Ve yanındaki küçük yılana da dikkat et, o seni biraz zorlayabilir."

Söylediklerini ağzım açık dinlerken merak ettiğim soruyu sordum ona.

"Jungkook'la arkadaş mısınız? Söylediklerinden onu tanıdığını düşünüyorum."

Yoongi teslim olurcasına ellerini başının hizasında havaya kaldırdı.

"Şöyle ki bu okulda kimse jungkook ile çocukluk arkadaşı olduğumu bilmez sadece normal sıradan arkadaşlar olduğumuzu bilirler... Bide onlarla takılmayı pek sevmiyorum çünkü çok sıkıcılar."

Sonlara doğru sır verirmiş gibi kısık sesle konuşmuştu.

"Ee bana söyledin ama."

"Senden zarar gelmez, herkese ağzının payını veriyorsun. Bu hoşuma gitti."

Bana güvenmesine biraz şaşırmıştım açıkçası.

"Teneffüslerde buradan çıkmadığın halde nerden biliyorsun herkesin ağzının payını verdiğimi."

Yine güzel sırıtışlarından birini sundu bana.

"Her yerde gözüm kulağım vardır diyelim."

Bana göz kırpıp yanımdan öylece geçip gittiğinde arkasından ilerledim.