Witness • JJK

twenty eight

İyi okumalar <3

Kulaklıklarımı takmış okulun bahçesine doğru ilerlediğimde, bir sürü neol ağaçları bahçeye koyulmuştu.

Tek Noel ağacı olması yeterliyken bunlar neden birden fazla Noel ağacını buraya toplamışlardı ki.

Okula girip sınıfa çıktığımda sınıftaki herkesin dışarı çıktığını gördüm, gözüm Henayı ararken Jungkook'u bulunca mecbur merak ettiğim soruyu ona sormak zorunda kaldım.

"Jungkook neler oluyor, neden herkes dışarı çıktı?"

"Dışardaki ağaçları görmedin mi Ruby?"

"Gördüm ama hala ne olduğunu anlamadım, şuna bir açıklık getir artık."

"Her sınıf kendi Noel ağacını süsleyecek, Noel ağacını en güzel süsleyen sınıf ise lüks bir restoranda yemek yiyip yeni yılı birlikte kutlayacaklar."

Başımı yavaşça anladım dercesine sallarken tekrar konuştum, o sırada da hala Hena'yı göremediğim için mecbur jungkook ile aşağıya inmek zorunda kalmıştım.

"Da Hun'u buldunuz mu bari?"

Kahkaha atmamak için kendimi zor tutarken jungkook gözlerini kısmıştı.

"Bulduk bulduk merak etme."

Demek bulmuşlardı.

"Neredeymiş, kesin senden bıkıp kaçmıştır."

"Haha çok komik, sanane ayrıca neredeyse nerede yani."

"İyi tamam be sana soran da kabahat."

Önden ilerleyip bahçeye çıktığımda sınıf öğretmenimiz Bay Kim'in yanında durduğu Noel ağacına doğru ilerledim.

"Evet benim sınıfım toplansın buraya lütfen, bu ağacı ben seçtim en büyüğü olur kendisi haha... Neyse sizden bu ağacı en güzel ve mükemmel şekilde süslemenizi istiyorum çocuklar, hadi göreyim sizi."

Bay Kim biraz da şakacı bir öğretmedi onu söylemeyi unutmuşum pardon. Seviyordum bu adamı ya.

Çantamı bir yere fırlatıp yerdeki kutuların kapaklarını tek tek açtım. İçimden süsleme malzemeleri çıktığında elime ilk geçen küçük topları alıp ağacın farklı yerlerine asmaya başladım.

Diğerleri de ışıklandırma ve uzun püsküllü ipleri asarken ağacın büyüklüğü cidden had safhaydı. Hayır yani benim bildiğim Noel ağacı süsleme amaçlı olduğu için benim boyumda olurdu fakat bu bildiğin üç metreydi. En üstüne yıldızı yerleştirmek için merdiven kullanmamız lazımdı.

"Onlar oraya değil bir kere."

Yanımdaki jungkook beni zaten varlığıyla gıcık etmezmiş gibi şimdide işime karışıyordu.

"Lütfen yanımdan uzaklaşır mısın Bay bilmiş?"

Jungkook tek kaşını kaldırıp sırıtmaya başladığında dikkatlice ona bakıyordum.

"Bay bilmiş mi?"

Ona cevap vermeyecektim, işime kaldığım yerden devam ederken bu sefer bana daha da yaklaşıp elimdeki küçük topu asacağım sırada kolumu tutup biraz daha yaklaşıp arkama geçti.

Daha fazla yaklaşma, daha fazla yaklaşma, daha fazla yaklaşma... Gözlerimi kapatıp dudağımı dişlemiş şekilde kendi kendime söylenirken nefesini ensemde ve kulağımda hissettim.