Dustin'in dediği şey mantıklıydı ama kim kapının önünde olup yarasaları öldürebilirdi ki diğerleri lanetli evdelerdi.
Ne kadar korksamda kapıyı yavaşça aralayıp açtım..
Bu gördüğüm gerçek miydi yoksa başka taraftayız diye halüsinasyon mu görüyordum..Eddie: Lillian..
Dustin: Lillian ne alak- Şaka mı..
Gördüklerime hala inanamıyordum..
Lillian karavanın önünde yarasaları teker teker öldürmeye çalışıyordu..Chris'in ağzından:
Yarasaların gittiği yönün tersine doğru koşmaya başlamıştım. Belli ki çocuklar o eve girebilmek için yarasaların dikkatini dağıtacaktı.
Lillian yarasaların olduğu tarafa gidiyordu gerçekten bunu başarabilecek miydi diye düşünürken karşıma büyük bir köşk çıkmıştı.
Sanırsam lanetli ev denilen yer burasıydı.
Çocukların burada olduklarından emin olmak için onlara seslenmeye başlamıştım.Chris: Steve! Nancy! Robin!
Çocuklardan ses gelmeyince eve doğru yürümeye başlamıştım.
Tam eve adımımı atacakken çocukların bana yerdeki sarmaşıklara basmamam gerektiğini söylemesiyle onlara baktım. Burada ne oluyordu böyle çocuklar nasıl duvarda durabilirdi..Steve: Dikkat edin sarmaşıklara basarsanız bizim gibi sizide alır..
Nancy: Sizin burada ne işiniz var kimsiniz?
Chris: Chris Argent. Ama şuan buraya nasıl geldiğimi konuşmak yerine sizi buradan kurtarmalıyım ne dersiniz?
Elime Lillian'ın kurtboğan zehirine batırdığı bıçağı aldım.Umarım kurtboğan işime yarar bunun zehiri gerçekten insan öldürecek seviyede.Steve'in bana ürkmüş bir şekilde baktığını gördüm ve ona tebessüm ettim. İlk önce Steve'den başlayarak sarmaşıkları kesmeye başladım gerçekten işe yarıyordu.
Lillian iyi ki bu zehir işini akıl ettin..
Diğer kızlarında sarmaşıklarını kesip onları kurtarmıştım.Robin: Siz..Lillian'ın babası mısınız?
Chris: Evet ama önce şu laneti yok edelim sonra sizinle detaylıca konuşuruz tamam mı? Planınız nedir şimdi?
Steve: Bu merdivenleri çıkıp Vecna'nın bedenini yakmaya çalışacağız.
Chris: Ben sizin arkanızda duracağım tekrardan sarmaşıklara takılırsanız anında müdahale edebilirim.
Nancy: Bay Argent yukarıya ulaştığımızda biz bedeni yaktıktan sonra Vecna'ya ateş edebilir misiniz?
Chris: Seve seve ederim.
Robin: O zaman başlayalım!
Chris: Çocuklar sizi korkutmak istemem ama ne kadar çabuk yaparsanız o kadar iyi olur. Burası pek sağlam gözükmüyor.
Steve: Asıl görev şimdi başlıyor..
Lillian'ın ağzından:
Yarasaların üstüme doğru geldiklerini farkettiğim anda elimi çantama atıp babamın arbaletini aldım.
Bu kadar yarasayı nasıl öldürebilirdim gerçekten bilmiyordum sadece yarasaların üstüme doğru yaklaştıklarından emindim.
Arbalete okları taktıktan sonra ne kadar yarasa varsa hepsine okları atmaya çalışıyordum ama yapamıyordum çok korkutucu gözüküyorlardı..
Kaçsam korkak mı olurdum?
Korktuğum için kaçmıyordum aramızdaki güç farkı yüzünden kaçmam gerekiyordu..Derin bi nefes verdikten sonra tam kaçmaya başlamıştım ki yarasaların yönlerinin değiştiğini farkettim.
Bana doğru olan yönleri bir anda tam tersine yönelmişti. Yarasaların arasında bir ses vardı bu ses çok tanıdık geliyordu..Eddie..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eddie Munson 🤍 Lillian Argent
FanfictionBut when you look at me The only memory is us kissing in the moonlight