Steve ve Robin'le evin bahçesinde oturuyorduk kendimi hiç iyi hissetmediğim için başımı Robin'e yaslayıp babamların gelmesini bekliyordum.
Onlar gelmeden bir şey yapmamaya karar vermiştik çünkü Ethan'ı bulma ihtimalleride vardı.
Biz bahçede otururken karşıdaki eve bir grup çocuk gelmişti. Ağlamaktan gözlerim şiştiği için kim olduklarını ayırt edemiyorken Steve'in bir anda karşıdaki çocuklara bağırmıştı.Steve: Hey sizin burada ne işiniz var?
Robin: Bunlar bizimkiler değil mi?
Bunlar Dustin'lerdi neden bizim karşımızda ki eve gidiyorlardı ki? Steve çocuklara el sallayıp onlara buraya gelmeleri için işaret ediyordu.
Bizimkiler ve yanlarında karşı komşularımızla bizim evin bahçesine doğru geliyorlardı. Onları karşılamak için ayağa kalkmak istiyordum ama gerçekten çok kötü hissediyordum.Steve: Bay Wheeler sonunda Hawkins'e teşrif edebilmişsiniz.
Robin: Eleven gerçekten sen misin..?
Mike: Uğraşmamız gereken bi yaratık vardı diyelim o yüzden böyle geç oldu..Ve Yanımda Eleven'ı getirdim artık yine buradalar.
Lillian: Mike nerelerdesin sen? Seni nasıl özledim..
Mike yanıma gelip sıkı sıkı bana sarılıyordu gerçekten onu çok özlemiştim.
Mike: Bende seni çok özledim D&D kraliçesi..
Bu arada sana bahsettiğim bi kız arkadaşım vardı ya o da burada.Lillian: Eleven?
Mike: Evet Eleven burada sizi o kadar çok tanıştırmak istiyordum ki.
El: Biz aslında bugün tanıştık.
Lillian: Adını Jane sanıyordum,demek o meşhur Eleven sensin.
El dediğimden utanmış olacaktı ki başını yere eğip hafifçe gülümsedi.
El: Bugün birisini arıyordunuz onu bulabildiniz mi?
Dustin: Kimi arıyordunuz?
Lillian: Kardeşim kayboldu Eddie ve Babam
Ethan'ı aramaya gittiler ama onlarda daha gelmediler.Max: Buraya taşınır taşınmaz kardeşin kayıp mı oldu..
Herkes bir anda birbirlerine imali bakışlar atmaya başlamıştı. Bakışlarından ne demek istediklerini anlıyordum. Ama El'in bakışları diğerlerinden çok daha farklıydı endişeliydi..Ethan'ın normal bir şekilde kaybolmadığından emindim daha doğrusu emindik.
Will: İyi şeyler olacağını hissetmiyorum..
Mike: Will iyi misin?
Jonathan: Bir şey mi oldu Will?
Will: Bilmiyorum ama içimdeki his sanki bir ölüm olacağını söylüyor..
Dustin: Siktir..
İçimdeki endişe hız kesmeden artmaya devam ediyordu. Will "içimdeki his sanki bir ölüm olacağımı söylüyor" dedikten sonra o ölümün benim olacağını kavramam uzun sürmemişti.
Son saatlerimi yaşadığımdan artık emindim.
Ağlamamak yukarıya bakıp kendimi sıkmaya başlamıştım.Eğer ağlarsam çok güçsüz gözükecektim bir zavallı gibi duracaktım."Sen bir Argent'sın Lillian ağlayamazsın duygularımın seni ele geçirmesine asla izin verme"
İçimden sürekli bunu tekrar ederken çocuklar,
babamla Eddie'nin geldiğini söylemişlerdi hemen yerimden kalkıp onların yanına doğru koşmaya başlamıştım.
Eddie'yle babamın suratı çok asıktı..Belli ki Ethan'ı bulamamışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eddie Munson 🤍 Lillian Argent
Fiksi PenggemarBut when you look at me The only memory is us kissing in the moonlight