#32

763 47 102
                                    


Eddie'nin ağzından:

Bay Argent'ın tehditinden sonra o evden nasıl çıktığımı hatırlamıyordum.
Bay Argent iyi biri aslında ama söz konusu Lillian olunca onun için akan sular duruyor olmalıydı.
Lillian'ı üzmemden ve onu terk edip gitmemden korktuğu için böyle bir şey dediğine adım kadar emindim o yüzden
Bay Argent'a karşı bir sinirim ve kinim söz konusu bile değildi,her ne kadar ölüm tehdidi almama rağmen..

Evden ayrılıp arabaya doğru yürürken Lillian'ın beni odasının camından izlediğimi farketmiştim.
Endişeli bir hali var gibiydi o yüzden pür dikkat bir şekilde bana bakıyordu.
Lillian'ın daha fazla endişelenmemesi için ona doğru bakıp gülümsemiştim.
Beni öyle gördüğü gibi suratındaki o endişeli ifade gitmiş yerini mutlu bir ifade almıştı.
Onu iyi gördüğüme göre artık rahatça eve gidebilirdim.
Evet yanlış duymadınız artık kendime ait bir evim var daha doğrusu Lillian'la ikimizin evi.
Arabaya bindiğim gibi iyice yerleştim ve bana bakan Lillian'a son kez baktıktan sonra arabayı çalıştırıp evden uzaklaşmaya başladım.
Umarım Bay Argent Lillian'a fazla tepki vermez..

Lillian'ın ağzından:

Babam,Eddie'yle bizi hiç uygun olmayan bir şekilde yakalamıştı ve Eddie'yi bodrum katındaki odaya götürmüştü.
Babamı birazda olsa tanıyorsam eminim ki ölüm tehdidi ediyordur klasik Chris Argent konuşması budur çünkü.
İnsanları korkutup bir şekilde onları manipüle etmeyi başaran bir babam vardı.
Bu özelliğini seviyorum aslında keşke bende onun gibi insanları manipüle edebilseydim.
Umarım Eddie babamın konuşmasından korkmamıştır..

Aradan biraz geçmişti ve ikisinden de bir ses gelmeyince iyice korkmaya başlamıştım.
Babam gerçekten Eddie'ye bir şey yapabilir miydi diye düşünüp dururken bir yandan odamın etrafında yürümeye başlıyordum.
Aklıma gelen paranoyakça fikirlere kapılırken bir anda boynuma giren ağrıyla dengemi kaybetmem bir olmuştu.
Elimi duvara yaslayıp destek almaya çalışırken tuhaf bir ses duyduğumu farkettim.
İç sesim gibiydi ama değildi sanki birisi bana ulaşmaya çalışıyor gibiydi.
Bu sesi duyduğum gibi hemen tanımıştım o bugünkü kadındı yani Lilith'in sesiydi.

Lilith: Lillian ne oluyor neden bu kadar korkuyorsun?

Lillian: Erkek arkadaşımla babam arasında bir gerginlik var gibi o yüzden endişeliyim biraz.

Lilith: Lillian..Sana bir şey oldu sandım bir an. Kendini böyle şeyler için paniğe sokmamaya özen gösterirsen sevinirim çünkü duygularımız birbirine bağlı ve sen kendini endişeli ve çaresi hissettiğin an beni çağırmış oluyorsun..Tıpkı Lydia gibisin..O da saçma şeyler için endişelenip beni çağırırdı.

Lillian: Lydia kim?

Lilith: Senden önce bağlı olduğum bedendi.
Prenses Lydia Argent'ın bedenindeydim bir ara.
O da aynı sana benziyordu.
Daha doğrusu ikinizde bana çok benziyordunuz.
Ama sen Lydia'dan daha farklısın sen benden bile farklısın Lillian.
Seni bu hayata bağlayacak değerlerin var Lillian.
Lydia ile Benim öyle bir bağım yoktu, bu yüzden biz hemen ölüp özgür olmak istedik.
Seni hayata döndürmemdeki en büyük sebep seni hayata bağlayacak nedenlerinin olmasıydı zaten.

Lillian: "Sevginin çözemeyeceği bir şey yoktur"

Lilith: Bu sözü sevdim haklı bir söz..Keşke bende biraz sevilseydim..

Lillian: Senin gibi güçlü birinden böyle bir şey duymak tuhaf hissettirdi.

Lilith: Neyse konumuz bu değil, seni uyarmaya geldim lütfen duygularına hakim ol özellikle endişelenmemeye ve sinirlenmemeye çalış yoksa ben bile sana yardımcı olamam.

Eddie Munson 🤍 Lillian ArgentHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin