Hikayeme hoşgeldiniz. Bu açıklama, hikaye tamamlandıktan uzun süre sonra yapılıyor olup, yeni okuyucular kısa bir önbilgilendirmedir 😌
Hikayenin anlatım dili ilk bölümlerde gerçekten korkunç denilebilecek durumda🤦🏻♀️ ancak daha sonra düzeliyor, daha iyi oluyor. İlk bölümleri de düzenlemeyi düşünsem de daha sonra bu konuda kendimdeki gelişmeyi görebileyim diye düzenlememeye karar verdim. Umarım hoş görür ve birazcık katlanabilirsiniz 😅 ve umarım finalde görüşürüz 😇 iyi okumalar 😍
Hayal, kedisi bademin mırıltısıyla uyandığında saate baktı ve gene 11e kadar uyuduğunu gördü. Yüzünü buruşturdu ve yatakta biraz daha yuvarlanmaya karar verdi. Gene annesine yetişememişti ve evde muhtemelen yalnız kalmıştı. Yanına sokulan bademi okşamaya başladı. Bademin mırıltıları yükseldikçe içini huzur kaplıyordu. 15 dakika kadar hiç bir şey düşünmeden bademi sevmeye devam etti daha sonra da yataktan kalktı. Odasının perdesini açtı ve güneşin içeriye dolmasına izin verdi. Masanın üzerindeki telefonunu da alıp aşağıya mutfağa indi. Tabii ki kahvaltı yapmayacaktı. Uyanır uyanmaz bir şeyler yiyemezdi o. Sadece buzdolabını açtı baktı baktı baktı. Geri kapatmadan önce suyu çıkardı ve kendisine 1 bardak soğuk su doldurdu. Şişeyi dolaba geri koyup kapağı kapattı. Suyu içtikten sonra bardağı siyah tezgaha bırakıp tekrar odasına çıktı. Cebinden çıkardığı telefona baktı ve efenin bugün de aramadığını gördü. Pek umursamayıp telefonu yatağa fırlattı. Konuşmak isteseydi arardı. 3 gündür sesi soluğu çıkmıyordu ve şimdiye kadar ilk hayalin efeyi aradığı görülmemişti. 10 yıldır olmayan şey bugün de olmayacaktı elbette.
Bu kadar miskinliği yeterli gören hayal sonunda duşa girebilmişti. Hızlıca bir duş aldı ve bornozunu giyip saçını kurutmaya başladı. Bu iş de bittikten sonra sıra ne giyineceğini seçmeye gelmişti. Dolabı açtı ve süzmeye başladı. Açık renk dar kotuyla limon sarısı şifon gömleğini giymeye karar verdi. Üzerini giyindi makyajını yaptı ve ayaklarına da beyaz spor ayakkabısını geçirip kendisini dışarı attı.
Tam arabasının kapısını açmıştı ki annesi aradı. Koltuğa otururken cevapladı telefonu
Hayal: Efendim anneciğim?
Gül Hanım: Kızım napıyosun çıktın mı evden?
Hayal: Evet şimdi bindim arabaya. Bir şey mi oldu?
Gül Hanım: Müge geldi seni bekliyor. Ben de bir arayım nerdesin diye dedim.
Hayal: Aa, tamam anneciğim 20 dakikaya ordayım.
Bu kısa konuşmanın sonunda saatine baktı ve saatin 12 olduğunu gördü. Evde fazla oyalanmıştı. Mügeyle bugün program yapıp yapmadıklarını hatırlayamadı. Yapmışlarsa bekleterek kıza ayıp etmişti. Yapmamışlarsa da yaparlardı canım nolcak yani :)
Hemen arabayı çalıştırıp yola koyuldu ve cafeye gitti. İçeriye girer girmez ona el sallayan mügenin yanına geçti. Annesi de oradaydı. Mügeye sarıldı annesini selamladı ve masaya oturdu. Annesi hayalin evde bir şey yemediğini bildiğinden ona yemek getirmek için kalktı. Müge de hemen lafa girdi.
Müge: Abi çok güzel bi planım var.
Hayal: Hemen anlat karşim merak ettim. Bu planda ben de var mıyım?
Müge: Ayıp ediyosun sensiz plan yapar mıyım hiç? Hahahaaa
Hayal: O zaman dinliyorum. Napıyoruz?
Müge:Yüksek lisans için Koreye gidiyoruz :DHayal: Ohaaaaa! Abi ciddi misin sen?
M: Hemde fazlasıyla. Bak abi ben her şeyi düşündüm. Yonsei üniversitesinde ikimizin de bölümü var ve ben kampüse bayıldım :D neyse tabii ki asıl neden kampüs değil. İkimiz de -ne tesadüf ki- Koreye aşığız ve ikimiz de -gene ne tesadüf ki- yurtdışında yüksek yapmak istiyoruz. Bu yurtdışı neden kore olmasın?
H: Doğru diyon abi. Ne istiyolar başvuru şartları ne?
M: Dil ve akademik ortalamaya bakıyorlar. Dil tabi ki ingilizce ve korece ama koreceyi orada hazırlık olarak da alabiliyoruz. Akademik ortalama da 100 üzerinden 80 olmalıymış. Ben baktım ikimizinki de tutuyor. Dil sınavlarına girmemiz lazım ama. İngilizce kolay da TOPİK için korece çalışmamız lazım.
H: Hallederiz abi ama benim ingilizce de öyle mükemmel değil biliyosun. Benim ona da çalışmam lazım. Korece için de bi kursa gider hallederiz. Diziler sağolsun kulak aşinalığımız var çok şükür :) Anaa diziler dedim de aklıma geldi. Gittiğimizde sen Min Hyukla ben Min Ho ile tanışsak ne güzel olur demi la?
M: Hihihii :) hiç sorma ben de onun hayalini kurup duruyom dünden beri :)
H: Dünden beri mi? Sen bu planı ve araştırmayı dün mü yaptın?
M: Nolcak ki? İnternete yazıyon hop çıkıyo karşına.
H: Doğru diyosun.
Bu sırada Gül Hanım hayalin omletini ve portakal suyunu mügeninse kahvesini getirmiştir. Uzaktan heyecanlı bir konu konuştuklarını anlayan Gül Hanım hemen sorar:
G.H: Hayırdır kızlar neyin peşindesiniz gene?
İkisi bir ağızdan bağırır
-Koreye gidiyoruuuzzz!
G.H: Töbe töbe nerden çıktı kızım bu? Her gün yeni icat çıkartıyosunuz başıma.
H: Eğütüm üçün güdüyoroz onne eğütüm.
G.H: Ağzında yemek varken konuşma bi beee kaç yaşına geldin! Cık cık cık... müge kızım sen doğru düzgün anlat bi şunu
M: Gül teyzeciğim hayalle birlikte yüksek lisans için koreye gitmeye karar verdik. Şeey daha doğrusu ben önerdim hayal de kabul etti.
G.H: bu kızın adını hayal koyarken bu kadar hayalperest olacağını düşünemedik niyeyse.. kızım gidin gitmesine de kolay mı öyle gitmek? Ha deyince oluyor mu bu işler?
M: Ben araştırdım gül teyzem her şey tamam. Dil sınavlarını da verdik mi gidiyoruz. Yani ha deyince olmuyor tabi. Önce dili geliştirmek lazım. Hazırlık da okuyabiliyoruz ama hiç bilmeden de gidilmez. Bugün 12 Mart dimi? Eyvaaah ingilizce sınavlarını kaçırdık! Bu durumda en erken önümüzdeki senenin bahar dönemine yetişebiliriz. Bu da 1 yıl demek. Ehh şans bizden yana olursa bu 1 yılda koreceyi de halleder hazırlıktan yırtarız. Sen razı mısın şimdi bu durumda?
G.H: Valla ne yalan söyleyim zaten yüksek için yurtdışına gidecekti hayal neresi olduğu çok da önemli değil. E daha 1 sene var diyosun yani apar topar gitmediğinize göre ben onay veriyorum. Gidin gidecekseniz :)
H: Yaşa be annem! Bu arada eline sağlık gene çok güzeldi omlet.
G.H: Ne ara yedin kız sen hepsini?
H: Müge sağolsun keyfimi yerine getirdi iştahım açıldı. Anneeeeeeem gel bi öpeyim seni... oooohhhh mis gibi de kokarmıışşş..
M: teyzelerin bitanesi çok teşekkür ederiz. Ay dayanamıcam ben de öpücem :)
G.H: tamam bırakın yalakalığı :) Siz burda mısınız daha yoksa çıkacak mısınız?
H: burda oluruz. Biraz daha ayrıntılı konuşmamız lazım bu konuyu.
G.H: iyi hadi konuşun siz. Ben de şu mutfağa bakıyım napıyolar.
Gül hanım gittiğinde müge hayalin yüzüne odaklanmış bakıyordu.
Hayal bi 'ne oldu la?' bakışı attı. Müge biraz canı sıkkın başladı söze
M: yalnız karşim biliyosun bazı 'pürüzlerimiz' var...
~1. Bölüm Sonu~
Umarım beğenmişsinizdir arkadaşlar. İlk hikayem ve ilk bölümüm olduğu için tam oturtamadım tarzı ama ilerleyen bölümlerde oturmuş olacak. Olumlu ya da olumsuz düşüncelerinizi lütfen senaryo yorumlarında benimle paylaşın. Görüşleriniz benim için önemli. Seviliyorsunuz :*
Yeni hikayem Tırtıldan Kelebeğe'yi de okuyup görüşlerinizi bildirirseniz çok mutlu olurum :)
Ayrıca soohyunoloji isimli kullanıcının Karanlığın Gölgesi isimli hikayesini okumanızı da şiddetle tavsiye ediyorum :) Desteklerinizi bekliyoruz :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
☆ Hayallerin Ötesinde ☆
FanfictionBüyük umutlara hayallerini kovalayan iki genç kızın öyküsü