-18-

95 10 8
                                    

Medyada Müge ve Hayal'in arabası :)

"Evet HaYal-sshi lütfen Min Ho-sshi'ye biraz daha yaklaşın. İkinizden de daha sert bakmanızı istiyorum. Evet çok güzel."

Hayal'in daha zor olmasını beklediği reklam çekimleri başlamıştı ve eğlenceli gidiyordu. Yönetmen direktifler veriyordu ve onlar da uyguluyorlardı. İlk başlarda gergin olmasına rağmen şimdi tamamen rahatlamış kendisini arkadaki sert müziğe ve Min Ho'ya bırakmıştı.

Yönetmen "20 dakika mola veriyoruz." dedikten sonra ikisi de yere oturmuştu. Hayal "Eğlenceliymiş." deyip gülümserken Min Ho ona "Seninleyken daha kolay aslında. Rol yapmak zorunda kalmıyorum." diye karşılık vermişti. Bu esnada gelen makyözler onların terlerini siliyor pudralarını yeniliyordu.

Makyözler gidene kadar tekrar konuşmadılar. Onlar gittiğinde Hayal yere bakarak "Harika bir rol yeteneğin olduğunu biliyorum ama diğer kızlarla çekim yaparken durumu garipsemiyor musun?" diye sordu. Min Ho "Pek takılmıyorum sanırım. Sadece işimi yapıyorum." cevabını verdi ve ekledi "Eğer gerçekten güzel birileri olursa yanımda daha kolay oluyor tabi."

Bunu duyan Hayal gözlerini yerden kaldırıp birden Min Ho'ya baktı. Gözlerini kısmış, kaşlarını çatmıştı. Sıktığı dişlerini ayırmadan "Ne dedin sen?" diye tısladı.

Min Ho, Hayal'i ilk defa böyle gördüğünden emindi. Ellerini teslim oluyormuş gibi kaldırıp "Sakin ol hayatım. Sadece şakaydı. Gerçekten." dedi. Hayal onu tartan bir ifadeyle süzüp "İşinin bunları gerektirdiğini biliyorum. Ama bunu beni kıskandırmak için kullanmazsan daha huzurlu bir ilişkimiz olabilir." diye onu uyardı.

Min Ho "Pekala." derken Hayal'in elini tuttu. "Özür dilersem affedilir miyim?" Hayal biraz düşündüğünde Alacakaranlıkta Bella'nın Edward'a söylediği söz geldi aklına. "Eğer gerçekten kastedersen ve bir daha yapmayacağına söz verirsen." Min Ho can alıcı gülümsemesini bonkörce ona sunarken Hayal'in gözlerine derin bir sıcaklıkla baktı ve "Özür dilerim meleğim. Bir daha yapmayacağım." deyip sözünü verdi. Hayal de ona gülümseyip "Affedildin." dedi.

Birbirlerinin gözlerine bakmaya devam ediyorlardı ki yönetmen geldi. İkisi de bunu farketmiş görünmüyordu. Yönetmen hafifçe öksürüp lafa başladığında ikili ona dönmek zorunda kaldı. "Şey evet. Kusura bakmayın böldüm ama tekrar başlamadan önce ikinci kısmın konseptini vermem gerek. Bu bölümde daha 'ateşli' olmanızı istiyorum. Şimdi ikiniz de üzerinizi değiştirmeye gidin. Geldiğinizde başlayacağız."

Bunu söyleyip yanlarından ayrılan yönetmenin arkasından bakan Hayal, Min Ho'ya "Ateşli derken?" diye sordu. Min Ho ayağa kalkmıştı ve Hayal'i de kaldırmak için elini uzatmıştı. Hayal onun elini kavrayıp Min Ho'nun kendisini çekmesine izin verirken Min Ho suratında muzip bir gülümsemeyle "Hep olduğumuz gibi." dedi ve göz kırptı.

Hayal onun göğsüne yavaşça vurup yanından geçen asistanı gözleriyle işaret etti. "Bunu söylemek için harika zamanlama." deyip gözlerini devirdi.

Yeni giydiği kıyafetlerin içindeki Hayal'e bakan Min Ho'nun gözleri parlıyordu. Beyaz tenini ortaya çıkartan koyu zümrüt yeşili bir gömlek ve siyah, dizi yırtık strech bir pantolon giymişti. Gömleğin ilk üç düğmesi açıktı ve hafif dekolte oluşturuyordu. Gömleğin etekleri pantolonun içindeydi ama pantolonun kemer kısmını örtecek kadar dışarı çıkartılmıştı. Saçlarını sıkı bir at kuyruğu yapmışlardı ve bu uzun boynunu daha da ortaya çıkartıyordu.

Kendisi de bej bir pantolon ve kahverengi-yeşil renklerden oluşan ekose oduncu gömleği giymişti. Saçları taranmamış gibi karışıktı. Hayal yanına gidip "Nasıl olmuş?" diye sordu kendi etrafında dönerken. Min Ho incecik bir sesle "Çok g..." dedikten sonra boğazını temizleyip kendi sesine kavuştuğundan emin oldu ve devam etti. "Çok güzel."

☆ Hayallerin Ötesinde ☆Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin