-8-

94 14 20
                                    


Medyada Hayal ve Müge...

Efeyi özlemiş olmanın ve hala tam olarak bitmemiş duygularının verdiği istekle önce öpücüğe karşılık verdi Hayal. Sonra kendisine gelip uzaklaştı. Efe zafer kazanmış gibi gülümserken Hayale baktı. Tekrar öpecekti ki Hayal onu durdurdu. Gözleri buluştuğunda Efe Hayalin sinirli olduğunu farketti. Kafası karışmıştı ve kafası karışık olan sadece Efe değildi.

"Ne işin var senin burada!"

Efe tam "Seni çok özledim" demişti ki Müge geldi. Uzaktan olanları şaşkınlıkla izlemişti ve müdahele etmeye karar vermişti. Eğer Hayale bıraksaydı yelkenleri suya indireceğinden korkmuştu. Hayal cevap veremeden Müge araya girdi.

"Sen ne laf anlamaz bir şey çıktın yaa! Daha kaç kere sana seni istemediğini söyleyecek? Bana bak Efe hemen geri dön yoksa ben yapacağımı biliyorum!"

Efe, "Sana ne oluyor be?! Ben Hayalle konuşmaya onu ikna etmeye geldim." deyip Hayale baktı. Hayal sessizliğini koruyordu. Bu da Mügenin devam etmesini istediği anlamına geliyordu. Müge de bunu anladığı için devam etti.

"Efe git! Hayalin öyle bir niyeti olsaydı çoktan dönerdi sana. Sevmiyor artık seni görmüyor musun? Şu anda da susup beklemezdi." Müge bunları söyledikten sonra Hayal şezlonga doğru yürümeye başladı. Efe onu durdurdu. "Hayal bir şey söyle lütfen." Efenin yalvaran sesini duyunca içi ezilse de Müge ona nasıl olması gerektiğini hatırlatmıştı Efeye söyledikleriyle. Hayal omzunu dikleştirip yüzüne umursamaz bir ifade takınıp cevap verdi: "Müge doğru söylüyor Efe. Seni sevmiyorum artık. Sana dönmek gibi bir niyetim yok. Öpücüğüne verdiğim karşılığı yanlış yorumlamanı istemiyorum. O anlık bir şaşkınlıktı sadece. Hasretini çektiğim dudaklar seninkiler değil artık. Tekrar söylüyorum: yanımda istediğim kişi sen değilsin. Artık gider misin lütfen? İşim var gücüm var seninle uğraşmak istemiyorum." Bu konuda gitgide iyileşiyordu Hayal. Umursamazca Efeye 'git!' diyebiliyordu. Ama Efe bu sefer sormayı unutmayacaktı. "Başkası mı var? Hasretini çektiğin, yanında olmasını istediğin kişi kim?!" Hayal cevap vermeden çantasına havlusunu koyuyordu. Efe sinirlenip Hayali kendisine bakması için çevirdi. Hayal cevap vermek zorunda kalmıştı. İçinden "üzgünüm bunu duymak zorundasın" deyip Efenin sorusunu cevapladı. "Evet başkası var. Kim olduğu önemli değil sadece var olduğunu bil! Artık defolup gider misin?!"

Efe bunları duyduğunda öyle çok sinirlenmişti ki kendisini kaybedip Hayale tokat atmaya yeltendi. Hayal bileğinden yakalayıp "S*ktir git Efe!!!" diye bağırdı. Herkes onlara bakıyordu. Mügeye "Abi eşyaları sen getirir misin?" deyip cevap beklemeden eve doğru yürümeye başladı. Müge eşyaları toplayıp Hayalin arkasından gitti.

Efe olduğu yerde kalmıştı. Az önceki yaptığından it gibi pişmandı ama zamanı geriye alamazdı. Hayal onu engellemeseydi o tokattan sonra Efe kendi elini kıracağını biliyordu. Bu yük fazla gelmiş olacak ki dizlerinin üstüne düştü ve uzun süre öyle kaldı.

Mügeler eve girer girmez Hayal Mügeye sarılıp ağlamaya başlamıştı. Müge Hayalin saçlarını okşuyor düzeleceğini söylüyordu. Hayali koltuğa oturtup ona bir bardak su getirdi ve içmesini sağladı. Hayal suyu içtikten sonra Mügenin dizine yatıp hıçkırıklarını dizginlemeye çalıştı. İyiki Müge vardı. Her zaman Hayalin neye ihtiyacı olduğunu bilirdi. Bugün Efeyle yaptığı konuşmada olduğu gibi onun zayıflık göstermesine izin vermez, yapabileceğini yapardı. Müge Hayal için her şeydi. Şimdi de Hayalin onun ağzından çıkacak bir cümleye ihtiyacı vardı. Müge de bunu biliyordu ve üstünde bir kere daha düşünmeye gerek duymadan Hayalin gözlerine bakarak o cümleyi söyledi.

"Kardeşim, İstanbula dönüp hazırlıklara başlayalım ve vakit kaybetmeden Koreye gidelim."

Hayalin yüzündeki gülümseme doğru karar verdiğini kanıtlıyordu. Sesli olarak cevap vermesine gerek yoktu.

☆ Hayallerin Ötesinde ☆Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin