Medyada Batu var :)
Radyoda çalan şarkıya Hayal bağırarak eşlik ediyordu. Batu halinden oldukça memnundu. Efe ise arkada somurtmaya devam ediyordu. Bu gece çok özel olacaktı ama Hayal Batuyu da getirerek tüm planı mahfetmişti.
Batu Efenin dediği yere arabayı parketti ve bara doğru yola koyuldular. Batu ablasının koluna girmişti hemen. Efe bozulsa da çaktırmayıp Hayalin diğer tarafına geçti. Bara girdiler ve köşedeki bir masaya oturdular. Hayal hızlı bir başlangıç yapıp vişne-vodka söylemişti. Efe de aynısından dedi barmene. Barmen Batuya döndü. Batu sadece enerji içeceği söyledi. Efe çerez de getirmelerini hatırlattı ve barmen siparişleri getirmek için masadan ayrıldı. Siparişleri getirdi masaya bıraktı ve döndü. Hayal pipeti çıkartıp bardaktan büyük bir yudum aldı. Batu ablasını hayretle izliyordu. Onu hiç böyle görmemişti ama Hayal daha başlangıçtaydı.
Efe sessizce izliyordu. Hayal bardağını çabucak bitirdi ve bir tane daha söyledi. Batu ilk şaşkınlığını bir kenara bırakıp etrafı süzmeye başladı. Bu mekana ilk defa geliyordu. Beğendiğine karar verdi ve daha sonra arkadaşlarıyla da gelmesi gerektiğini kafasına not etti. Ablasının barmene seslenmesiyle tekrar masaya odaklandı. Ablası ikinci bardağını da bitirmiş tequila shot söylüyordu. Endişeli bir şekilde Efeye baktı; Efe sadece dudak bükmekle yetinmişti. Batu geldiği için tekrar mutlu oldu. Ablasını böyle sarhoşken bu adamla bırakmadığı için memnundu. Eğer sapıtırsa onu eve götürebilirdi. Ablasının bu kadar iyi içici olduğunu da bilmiyordu doğrusu. Üçüncü shottan sonra başlamıştı kahkahaları. Dördüncü bardağı da yuvarlayıp sigarasını yaktı ve dans pistine gitti.
Batunun beklediği an gelmişti: Efeyle yalnız kalmıştı. Ablası gelmeden konuşmak istediği için hemen lafa başladı.
Batu: Siz ablamla sevgili misiniz şimdi?
Efe: Evet. Yeniden birlikteyiz.
B: Yeniden derken?
E: Birkaç yıl önce denemiştik ama yürümediği için ayrılmıştık. Tekrar başlayalı bir buçuk ay falan oldu.
B: O süre içinde görüşmeye devam ettiniz ama?
E: Garip bir durum kabul ediyorum ama ablanla aramızdaki şey -bağ mı desem duygu mu desem bilemiyorum- çok güçlü birbirimizi bırakamıyoruz.
B: Bu onunla Koreye gideceğin anlamına mı geliyor?
E: Kore ne alaka?
Batu cevap veremeden Hayal masaya dönmüştü ve ikisini de dansa kaldırdı. Dans ederken oldukça sevimli görünen Hayale ikisi de hayranlıkla bakıyordu. Batu 'Bu kadın benim ablam' diye düşünürken Efe de 'Bu kadın benim sevgilim' diye kafasından geçiriyordu. Hayal ikisini de dışlamadan dans ediyordu.
Sigarasının bittiğini görünce masaya döndü. Beyler de arkasından gittiler. Masaya oturup bir sigara daha yaktı ve bir shot daha attı. İçine bir titreme geldi ve buna güldü. Sonra şarkıya eşlik edip ritim tutmaya başladı. Batu da ona katıldı ve birlikte söylemeye devam ettiler. Efe eve kendi arabasıyla döneceği için bardağı tam bitmeden bıraktı. Sarhoş olmamalıydı. Hem zaten ayık kafayla düşünmesi gereken şeyler vardı. Batu ne demek istemişti ki? Hayal Koreye mi gidiyordu? Pek ihtimal vermedi Efe. Daha doğrusu vermek istemedi. Muhtemelen Batu gıcıklık olsun diye uydurmuştu. Batuya sinir olmuştu. Hem gecelerini mahfetmiş hem de kafasına bir sürü soru yerleştirmişti. Kıskanç olduğunu biliyordu Batunun. Ablasını da İzemi de kimseyle paylaşamadığını kimseyi onlara layık görmediğini biliyordu. Ama şu anda da Efe kıskanıyordu. Evet Hayali kardeşinden kıskanıyordu. Çok eğleniyor olmalarını kıskanıyordu. Hayal bunu hissetmiş gibi Efeye döndü ve elini tutup gülümsedi. Bu sefer Batu bozuldu. Hayal Efenin gönlünü aldığını düşünüp tekrar bardakları arka arkaya kafaya dikti. Artık başının döndüğünü hissediyordu. Güzel! Sarhoş olmayı başarmıştı. Bir sigara daha yaktı ve dans edenleri izlemeye başladı. Kafasıyla ritim tutmaya çalıştı ama kafasını kaldıramıyordu. Bu haline güldü. Aslında histerik bir gülüştü bu.
Sigarasının bittiğini farketti ve izmariti küllüğe bıraktı. Karşısında onu izleyen iki çift göze ayrı ayrı baktı. Parmağını kaldırdı bir şey söylemesi gerekiyordu ama şu anda parmağını hangisine doğrulttuğunu seçemiyordu. İkisinin görüntüsü de birbirine giriyordu. Ve bir elinde iki işaret parmağı vardı. Hayal bu haline tekrar güldü ve kafasını masaya bıraktı. Sızmıştı.
Hesabı istediler ve kalktılar. Efe Hayali kucağına alıp götürmek istedi ama Batu izin vermedi. Ablasını kucağına aldı. Efe de Hayalin kollarını Batunun boynuna iyice doladı ve arabaya doğru öyle yürüdüler. Efe Kore işinin aslını sormak istiyordu ama Hayalden dinlemenin daha doğru olacağını düşünüyordu. Sevgilisinin erkek kardeşine böyle bir şeyde güvenemezdi. Arabaya vardılar. Efe arka koltuğun kapısını açtı ve Batunun onu oraya yerleştirmesine yardım etti. Batu şoför koltuğuna Efe de yolcu koltuğuna oturdu ve yola koyuldular. Yol boyunca ikisi de tek kelime etmedi. Eve vardıklarında Batu Efeye evin anahtarını verip tekrar ablasını kucağına aldı. Efe önce evin sonra Hayalin odasının kapısını açıp Batuya yardımcı oldu. Batu ablasını yatırdı üzerini örttü ve odadan çıktı. Seslere uyanan annesiyle karşılaştılar. Batu annesine ablasının sızdığını ve onu üstüyle yatırdığını söyledi. Gül Hanım da tamam ben hallederim deyip Hayalin odasına üzerini değiştirmeye ve makyajını silmeye girdi.
Efe aşağıya inmişti ama dışarı çıkmamıştı. Batu da yanına indi ve ona kapıya kadar eşlik etti. Efe arabasına binerken Batu seslendi. "Efe! Ablamı üzme ve ona hiçbir konuda engel olma. Eğer üzüldüğünü farkedersem ya da onu yapmak istediği herhangi bir şeyden alıkoymaya çalıştığını öğrenirsem hayatını kaydırırım. Ve emin ol farkeder ve öğrenirim. Şimdi gidebilirsin." Efe cevap verecek oldu ama Batu çoktan bahçe kapısını kapatmış eve doğru yönelmişti. O da arabasına binip cebindeki yüzüğü çıkarttı. Bugün bu yüzüğü Hayalin parmağına takmış olabilirdi. Efe iç çekip yüzüğü kaldırdı ve evine doğru yola koyuldu.
Hayal ertesi gün büyük bir baş ağrısıyla açtı gözünü. Odasına nasıl geldiğini de pijamalarını ne zaman giydiğini de hatırlamıyordu. Saate baktı ve kendisini tebrik etti. Dün geceye rağmen vaktinde uyanabilmişti. Hemen duşa girdi. Suyu her zamankinden biraz daha soğuk ayarlamıştı. Artık tamamen ayıldığını hissedebiliyordu. Ama baş ağrısı geçmemişti. Duştan çıkıp çekmecesini açtı ve bir Alka Seltzer -alkol sonrası baş ve mide ağrısı olmaması için kullanılan bir ilaç- içti. Sonra saçını kurutmaya başladı. Saç kurutma makinesinin sesini duyan annesi kapıyı tıklattı ve Hayalin odasına girdi.
Gül Hanım: Günaydın. Uyanabilmişsin.
Hayal: Günaydın anneciğim. Dünü hatırlamıyorum yaa. Ben buraya nasıl geldim biliyor musun sen?
G. H.: Batu kucağında getirdi. Üzerindekileri de ben değiştirdim. Derdin neydi de içtin o kadar?
H: Dertten değil be annem keyiften.
G. H.: İnanmadım ama neyse. Hadi hazırlan da in aşağı. Ben de sana bi kahve yapayım.
H: Sağol annelerin en güzeli. Hemen geliyorum ben.
Hayal üzerine koyu renk kotunu ve açık mavi gömleğini giydi. Kot ceketini de alıp aşağıya indi. Annesi kahvesini yapmış masaya koymuştu. Babası dün eğlenip eğlenmediklerini sordu. Batu hemen çok eğlendiklerini zaten dozunda bıraktıklarını dans edip geldiklerini söyledi. Babası inanmış görünüyordu ama İzem yememişti. Abisini ablasına göz kırparken yakaladıktan sonra ise emin olmuştu.
Hayal kahvesini içip çantasını aldı. Spor ayakkabılarını da giyinip Mügeyi beklemeye başladı. Birkaç dakika sonra önce arabanın ardından da kornanın sesini duydu ve evdekilere el sallayıp çıktı. Kurs her zamanki gibi güzel geçmişti. Son dersin bitiş zili de çaldıktan sonra çıktılar. Yemek yeyip eve geçeceklerdi.
Arabaya ilerliyorlardı ki Muratı gördüler. Hayal Mügeye baktı ama Mügenin şaşkın gözlerinden haberi olmadığı belli oluyordu. Murat ikisini de selamladı Mügeyi öptü ve lafa girdi.
Murat: Aşkım bugün birlikte romantik bir şeyler yapalım mı? Yemek yiyebiliriz sahile gidebiliriz boğaz turuna çıkabiliriz ne istersen.
Müge: Yorgunum sadece eve gitmek istiyorum. Başka zaman yapsak olur mu?
Mügenin cevabına bozulan Murat: En azından eve ben götürebilirim ama değil mi? Bana bu kadar vakit ayırabilirsin sanırım.
Müge Hayale baktı. Hayal alt dudağını uzatıp 'sen bilirsin' mesajını verdi. Müge Murata peki o zaman deyip Hayalle vedalaşmak için döndü.
Hayal: Bence anladı maraz çıkartacağını gene alttan alıyor. Demedi deme.
Müge: Ben de öyle düşünüyorum. Ama bu sefer yelkenleri suya indirmicem.
H: Hadi göreyim seni. Gazan mübarek olsun. deyip Mügenin sırtına vurdu.
Müge Hayale yüzünü buruşturup Muratın arabasına bindi. Murat arabayı çalıştırdı ve Hayalin yanından geçerken korna çaldı. "Kro" diye düşünürken Mügeye el salladı. Bir müddet arkalarından baktıktan sonra o da arabasına bindi ve cafeye gitti. Özlemişti valla cafeyi. Ne zamandır uğrayamıyordu.
Annesi Hayali görünce önce şaşırdı. Beklemiyordu bugün kızını. Hayal annesini selamlayıp mutfağa önlüğünü almaya gitti. Sonra da yardıma başladı. Sipariş alıyor, servis yapıyor, boşları topluyordu. Kendini işe kaptırmışken telefonu çaldı. Hemen cevapladı.
Hayal: Efendim?
Efe: Nerdesin konuşmamız lazım.
H: Cafedeyim gel buraya konuşalım.
E: Tamam geliyorum.
Ve Efe telefonu kapatmıştı. Bu kısa konuşma Hayali meraklandırmıştı. 'Acaba dün sarhoş olduktan sonra ağzımdan bir şey mi kaçırdım?' endişesiyle beklemeye başladı. Efe 15 dakika sonra gelmiş bir masaya oturmuştu bile. Hayal yanına gitti ve onu selamladı. Efe de onu selamladı ama yüzü biraz değişik gelmişti. Bir şeyler hakkında kendisiyle savaşıyor gibiydi. Hayal Efenin karşısına oturdu ve Efenin lafa girmesini bekledi.
~6. Bölüm Sonu~Yeni hikayem Tırtıldan Kelebeğe'yi de okuyup görüşlerinizi bildirirseniz çok mutlu olurum :)
Ayrıca soohyunoloji isimli kullanıcının Karanlığın Gölgesi isimli hikayesini okumanızı da şiddetle tavsiye ediyorum :) Desteklerinizi bekliyoruz :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
☆ Hayallerin Ötesinde ☆
FanfictionBüyük umutlara hayallerini kovalayan iki genç kızın öyküsü