-30 (FİNAL)-

99 8 27
                                    

Medyada Hayal ve Mi Ra'nın düğünde giydikleri kıyafetler var. Müge'nin kıyafetini de 31. bir bölüm açıp oraya koyacağım. Kolaj programımı sildiğim için yanlışlıkla beraber koyamadım :/

Uzun bir bölüm oldu. Keyifli okumalar:)

Tae Yang ve Mi Ra salonda oyun oynarken Müge, Hayal, Min Hyuk ve Min Ho da Türk kahvelerini içiyor ve sohbet ediyorlardı.

"Hyung sana bir soru soracağım!"
"Evet?"
"Diyelim ki bana bir şey oldu. Karıma ve çocuğuma sahip çıkar mısın?"
"Min Hyuk-ah! Ne biçim bir soru bu? Neden sana bir şey olacakmış?"
"Korkma hayatım sadece soruyorum. Evet hyung? Cevabın?"
"Aahhh bu çocuk! Cidden! Ne sanıyorsun sen beni iskele babası mı? Ha Neul benim kardeşim, Tae Yang ise oğlum! Bu soruyla karşı karşıya gelmem bile bana hakarettir."
"Tamam tamam haklısın, saçmaladım. Hem Hayal varken gözüm arkada kalmaz benim."
"Hala Hayal varken diyor hergele! Ölmek mi istiyorsun?"
"Hey tamam gitmeyin eniştemin üstüne. Muhabbet ediyoruz sadece. Sen de endişelenme boşuna. Biz hep birlikte olacağız. Konu değiştiriyorum. Enrique'e düğün hediyesi ne alacağız?"
"Hmm.. Ben onu düşündüm abi. Birlikte ilk sene gittiğimiz kayak merkezini hatırlıyor musun? Fotoğrafları çok beğenmişti Enrique. Orada bir haftasonu tatili hediye edebiliriz. Ne dersiniz? Nisan olmasına rağmen orasının hala karla kaplı olduğundan eminim."
"Harbi iyiymiş bu hayatım."
"Ben de beğendim karşim.  Güzel olur. O zaman bunu da hallettik. Ne giysek ki?"
...

Onlar bu şekilde konuşurken Tae Yang koşarak geldi ve Min Hyuk'un kucağına oturdu. Min Hyuk oğluna sarılıp onu öperken Min Ho "Ne çabuk büyüyorlar." dedi. Müge Min Ho'ya "Sen de yaşlanıyorsun." deyip sırıttı.

Mi Ra 2.5 yaşındaydı, Tae Yang ise 1.5 yaşını biraz geçmişti. Aralarında sadece sekiz ay vardı. Tae Yang biraz daha iri bir bebek olduğu için aynı yaşta gibi duruyorlardı. Ama dikkatli bakan birisi Mi Ra'nın yüz hatlarından büyük olduğunu anlayabilirdi.

Tae Yang babasına daha çok benziyordu. Gözleri onunkiler gibi küçücüktü ama annesinin orman gözlerini almıştı. Ten rengi ve burnu da Müge'ninki gibiydi. Geri kalanı ise Min Hyuk'un kopyasıydı. Hayal bu yüzden Müge'ye sürekli "Min Hyuk'tan gözünü alamadığını Tae Yang gösteriyor." deyip duruyordu. Hayal gerçekten anne hamileyken kime daha çok bakarsa çocuğun ona benzediğini savunuyordu. Müge de "Abi sen sağlık okuduğundan emin misin?" diye dalga geçiyordu.

Mi Ra Hayal'in teorisine göre aynaya çok baktığı için ona benziyordu. Min Ho askerde olmasaydı muhtemelen o da babaya benzeyecekti. Saçlarının rengi Hayal'inkiler gibi koyu kestaneydi. Omuzlarına dökülen saçları iri dalgalıydı. Gözleri yuvarlak çekikti ve babasının gözleri gibi simsiyahtı. Burnu Hayal'e, dudakları Min Ho'ya çekmişti. Teni annesininkine daha çok benziyordu. Ve babası gibi uzun olacağa benziyordu.

Müge ve Hayal Mi Rae'nin kime benzeyeceğini merak ediyorlardı. Hayal'in karnındaki 2.5 aylık bebek için şimdiden iddiaya girmişlerdi. Hayal Mi Ra'ya benzeyeceğini düşünüyordu çünkü Min Ho'dan çok Mi Ra ile ilgileniyordu. Müge ise Mi Ra'ya benzemeyeceğini söylüyordu. Ortada bi ödül falan yoktu tabi ki. Sadece bir şeyler üzerine iddiaya girmiş olmaktı maksat.

Mi Ra, Tae Yang'ın arkasından odaya gelip "Oyunu bıraktın." diye söylendi ve  omuzunun önünde duran bir tutam saçı alıp geriye savurdu ve o da babasının yanına oturdu. Min Ho kızına "Erkekler böyledir kızım. Onlara güvenemezsin." dedi tüm ciddiyetiyle. Mi Ra "Evet. Baba hariç." diye cevap verdi.

Tae Yang babasının kucağında uyuyakaldığında Müge "Biz gidelim artık. Yerinde uyusun." dedi ve Min Hyuk'un kalkmasına yardımcı oldu. Min Ho kucağına Mi Ra'yı aldı ve kalktı sonra da Hayal kalktı ve onları yolcu ettiler. Sonra Hayal Mi Ra'ya dönerek "Küçük hanım yatağınıza gidiyorsunuz siz de derhal." dedi ve kızının yüzünü ekşitişini izledi. Mi Ra annesinin bu konuda ikna edilemeyeceğini bildiğinden önce babasını sonra annesini öptü ve babasının kucağından inip odasına doğru yola koyuldu. Hayal ve Min Ho da salona gidip bir film koydular ve seyretmeye başladılar.
-----
Eve geldiklerinde Müge kapıları açtı ve Min Hyuk Tae Yang'ı yatağına yatırdı. Hayal'in odası artık Tae Yang'ındı. gerekli düzenlemeler yapılmıştı. Babasının mesleğinden ötürü notalar ve müzik enstürmanlarından oluşan desenlerle doluydu odası. Abajurda, perdelerde, halıda ve hatta dolaplarda ve duvarlarda. Min Hyuk ilk yaş gününde minik bir perküsyon takımı bile almıştı. Müge yönlendirme yapmak istemiyordu oğluna meslek konusunda ama müzikle uğraşmasını kesinlikle istiyordu. O nedenle Min Hyuk'un bu çabalarına ses çıkartmıyordu.

☆ Hayallerin Ötesinde ☆Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin