-15-

76 10 5
                                    

Medyada For The First Time Lover's (Türkçe altyazılı)...

Şirketin önüne geldiklerinde bir yığın gazetecinin beklediğini gördüler. Chan Hyuk hemen arka kapıya doğru sürdü ama orayı da tutmuşlardı. Min Ho bir küfür savurup "Napıcaz?" diye sordu Chan Hyuk'a. Hayal hemen "Chan Hyuk şu ara sokağa gir ve arabayı orada durdur. Bir planım var" dedi. Chan Hyuk Min Ho'ya baktı. Min Ho başıyla onayladıktan sonra da arabayı Hayal'in gösterdiği sokağa sürüp orada durdurdu.

Min Ho da Chan Hyuk da planı öğrenmek için Hayal'e döndüler. Hayal boğazını temizleyip konuşmaya başladı. "Şimdi beni burada bırakıyorsunuz. Min Ho sen camını açıyorsun ve arka kapıdaki gazetecilerin seni görmesini sağlıyorsun. Birisi farketse bile yeter diğerleri de onu takip edeceklerdir. Ana girişe gidiyorsunuz. Arka kapı boşaldığında ben sana mesaj atıcam. Mesajımı alınca arbadan in. Şirkete gir. Chan Hyuk sen Min Ho girdikten sonra gazeticelere bugün içerisinde bir açıklama yapılacağını söyle. Min Ho sen de o sırada arka kapıya gel ve beni içeriye al. Sonrasını da içeride düşünürüz."

İkisi de sözünü kesmeden Hayal'i dinlemişti. Plan mantıklı görünüyordu. Min Ho, "Tamam o zaman." deyip Hayal'in dudaklarına minik bir öpücük kondurdu. Geri çekildiğinde sordu. "Korkuyor musun?" Hayal cevap verdi. "Sen yanımda olduğun sürece neden korkayım ki?" Min Ho bir kere daha öptü.

Hayal tam inecekken Chan Hyuk bir şemsiye uzattı. "Noona yağmur yağıyor. Bunu alsan iyi olur." Hayal Chan Hyuk'a teşekkür edip arabadan indi.

Min Ho camı açıp gazetecilerin önünden geçerken "Bu Lee Min Ho!" "Acele edin! Kaçırmayalım!" sesleri yükseldi ve arabanın arkasından koşuşturdular. Hayal kimsenin kalmadığından emin olduktan sonra mesaj attı. "Başlıyoruz."

Min Ho ifadesiz bir yüzle arabadan inip hızlı adımlarla giriş kapısına doğru yürüdü. Hemen başına üşüşen gazetecileri görmezden geliyor, "O bayan sevgiliniz mi?", "Ne zamandır birliktesiniz?", "Bir açıklama yapacak mısınız?" sorularını duymamış gibi kapıya kilitlenmiş bir şekilde ilerliyordu.
Hemen arkasından gelen Chan Hyuk da olabildiğince Min Ho'yu korumaya çalışıyordu.

Neyse ki çok geçmeden iki koruma gelmişti ve Min Ho güvenli bir şekilde içeriye girmiş, hemen arka kapıya doğru yönelmişti. Bu sırada Chan Hyuk girişteki merdivenlerin en üst basamağında durup gazetecilere "Evet arkadaşlar. Hepinizin merakla, yapılacak bir açıklamayı beklediğinin farkındayım. En kısa zamanda bir açıklama yapacağız. Şirketin web sitesinde yayınlanacak. O yüzden burada beklemenize gerek yok." diye açıklama yapıyor, zaman kazanıyordu.
------
Gazetecilerin gittiğinden emin olup Min Ho'ya mesajı gönderdikten sonra, arka kapıya doğru yürüdü Hayal. Biraz beklemesi gerekecek gibiydi. Kapıya dönüp yansımasına baktı.

Evden nasıl çıktığını bile hatırlamıyordu. Neyse ki kötü değildi üstü. Taşlanmış koyu bir kot, kırmızı, siyah ve beyaz renklerdeki ekose gömlek vardı üzerinde. Müge son anda pantolonuyla aynı renkteki kot ceketi ve siyah, küçük, çarpraz askılı çantasını tutuşturmuştu Hayal'in eline. Hayal ayaklarına siyah topuklu botlarını da geçirip çıkmıştı evden. Gözünde sadece eyeliner vardı ve saçları açıktı. "Daha iyi bir şeyler giyinmeliydim!" deyip kendine kızdı.

Bir yandan da nasıl olacağını düşünüyordu. Her şeye hazırlamıştı kendisini. Başkan tarafından tehtid edilme, küçük düşürülme, bağırış çağırış, para teklifi ve daha nicesi. Bunlardan herhangi biri olursa tepkisi belliydi: dik duruşunu bozmayacak ama saygısızlık da etmeden Min Ho'yu bırakmayacağını söyleyecekti.

Peki ilk selamlaşma nasıl olacaktı? Tokalaşma mı yoksa eğilme mi? Güçlü görünmesi getektiği için Türklüğün de verdiği gururla eğilmek istemediğini farketti. Ama saygısızlık olarak görünmek de istemiyordu. En iyisi tokalaşıp -yabancı olduğu için anlayış gösterir heralde diye düşünüyordu- 30° selamı vermekti. Bunu yapabilirdi! Bunu yapmalıydı!

☆ Hayallerin Ötesinde ☆Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin