-16-

74 11 10
                                    

Medyada Jang Geun Suk-Without Words... Keyifli okumalar... :)


Efe koşar adımlara Hayal'in yanına ulaşıp elindeki gazeteyi sertçe sıraya çarptı ve bağırmaya başladı.

"Ulan bi haberlere çıkmadığın kalmıştı! Şimdi bu ülkedeki ve Türkiyedeki herkes seni tanıyor! Sordurdum orada da çıkmışsınız! Eminim bu pezevenk diğer ülkelerde de tanınıyordur. Tebrik ediyorum Hayal Hanım; kamuya mal oldunuz!"

Hayal istifini bozmadan dinlemişti. Cevap olarak ise "O-na pe-ze-venk de-me!" demişti sadece. Efe iyice sinirlenip "Lan gerizekalı! Tüm dünya benim sevdiğim kadına orospu diyor! Ben o ite pezevenk demişim çok mu?"

Hayal "Orospu mu?" diye sordu fısıltıyla. Sonra sesini toplayıp devam etti "Sence ne kadar umrumda benim hakkımdaki düşünceleri? Gerçekten 10 senede beni hiç mi tanıyamadın?"

Efe sinir ve pes ediş karışımı bir sesle "Benim umrumda!" diye bağırdı. "Benim umrumda!"

Hayal sıkılmış bir şekilde sertçe nefesini verip alaycı gözlerle Efe'ye baktı. "Sence bu benim umrumda mı?" Kafasını çevirip yanında gözleri dolmuş bir şekilde Efe'ye bakan Jessica'ya baktı. O gözlerde hayal kırıklıkları ve ihanetin azabı ile mahvoluşu gördü. Her ne kadar konuşulanları anlamasa da olayın özünü anlamaması için salak olması gerekirdi ve Jessica salak değildi.

İçinden içi ezilerek 'Ah be kızım! Ben seni uyarmıştım!' diye geçirip Efe'nin yüzüne bakmadan "Sevgilinle ilgilen!" diye emir verdi. Efe kafasını kaldırıp Jessica'ya bakmaya bile tenezzül etmeden Hayal'in çenesinden tutup başını kaldırdı ve birden dudaklarına yapıştı.

Hayal onu kendinden uzaklaştırıp suratına sert bir yumruk geçirdi. "Siktir git Efe!" diye bağırırken herkes onlara bakıyordu. Jessica ise hıçkırarak sınıftan çıkmıştı bile.

Efe'nin taşkınlıklarına alışkın olan Müge tüm konuşma boyunca sakince dinlemişti onları. Ama Efe Hayal'i öptüğünde sırasında doğrulmuştu. Ensesinden tutup dışarı atmak istemişti. Enrique de aynı şeyi düşünüyor gibi görünüyordu.

Hayal kendisini uzaklaştırıp yumruğu attığında Müge sakinleşti.

Jessica ağlayarak sınıftan çıkmıştı. Müge Hayal için herhangi bir tehlike olmadığını bildiğinden Jessicanın arkasından baktı. Sonra emin olmak için Hayal'e tekrar döndüğünde Hayal onun gözlerine bakıp "Onu yalnız bırakma şimdi abi. Git hadi." dedi.

Müge Jessicanın arkasından koşarken okula neden bu kadar erken geldiklerini düşündü. Lanet dersin başlamasına daha on dakika vardı.

Kızlar tuvaletine girdiğinde duvarın kenarına oturup hıçkırarak ağlayan Jessicayı gördü. Alnını dizlerine dayamış, kollarını da bacaklarına dolamıştı. Müge yanına gitti.

Kızlar tuvaleti ne önemliydi aslında. Erkekler için sadece ihtiyaç giderme yeriyken kızlar için dedikodu, ağlama, toplantı yapma yeriydi. Müge içinden 'daha güzel yapmalılar' diye düşündükten sonra kendisini olaya verdi.

Jessica'nın başını kaldırarak kendisine bakmasını sağladı. Gözleri kıpkırmızı olmuştu. "Neden buradasın da Hayal'in yanında değilsin?" diye sordu Müge'ye. Müge, "Şu anda desteğime ihtiyacı olan sensin Jess." dedi.

Jessica teşekkür eder gibi baktı. Sonra anlatmaya başladı "Ben bu kadar büyük olduğunu bilmiyordum. Yani onun Hayal'i sevdiğini biliyordum. Ama ilk gün Hayal uyarınca kıskandığını düşünmüştüm. Sonra da aynı masada çok az oturur olduk. Farketmediğim birlikte oturduğumuz zaman Efe'nin olmamasıymış.

☆ Hayallerin Ötesinde ☆Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin