Medyada CN Blue-Love Girl. İyi dinlemeler, keyifli okumalar...
Eung Dal'ın bu hareketi sonucu seyirciler büyük bir yuhalama yarışına girmişlerdi adeta. 'Olamaz!' 'Ne yaptığını sanıyor bu!?' 'Bu ne biçim fan-service!' diye bağırıyorlar, küfür üzerine küfür savuruyorlardı.
Min Ho, ne olduğunu kavrayamadığı iki saniye boyunca hareketsiz kalmıştı. Kesinlikle böyle bir şey beklemiyordu. Nasıl olduğunu bilmiyordu ama o gürültüye rağmen Hayal'in çığlığını duymuş, o anda kızı ittirmişti. Korumalar gelip kızı götürürken Min Ho arka tarafa doğru koşmaya başlamıştı bile.
Yolun büyük kısmını gitmişti ki Chan Hyuk onu durdurdu. Min Ho "Ne söyleyeceksen çabuk söyle." deyince Chan Hyuk "Hyung, lütfen endişe etme ama Hayal noona bayıldı. Ha Neul, ilk yardım ekipleriyle birlikte yanında. Ayıltmaya çalışıyorlar." diye hızlıca içerideki durumu özetledi. Aslında amacı Min Ho'yu o görüntüye hazırlamaktı ama sözleri onun daha da endişelenmesine sebep olmuştu.
Min Ho ona büyüyen gözlerle bakıp tekrar odaya yöneldi. Chan Hyuk bu sefer kolundan yakaladı. Min Ho öfkeyle dönüp "Gene ne var!?" diye bağırdı. Chan Hyuk alt dudağını ısırıp bir kaç saniye bekledikten sonra "Hyung, sen Kore'den ayrıldığından beri birisi sürekli evine mektup yolluyor. Ev adresini nasıl bulduğu hakkında en ufak bir fikrim yok. İlk başlarda bakmadım ama isimsiz zarflar artınca merak edip açtım. Hayal noonaya zarar vermekle tehdit edip sonunda onun olacağını söyleyip duruyor. İmza olarak hep 'Neoui Eungdal' kullanıyor." diyebildi.
Min Ho sinirle "Bunu şimdi mi söylüyorsun?" diye bağırdı bu sefer. Tamam Min Ho hayranlarını çok sever, onlara çok değer verirdi. Saplantılı bir fan olması sorun değildi, ama Hayal'e zarar vermek isteyen birisi kesinlikle bu değeri haketmiyordu. Chan Hyuk "Endişelendirmek istememiştim." diye açıklama yaptı. Min Ho burnundan derin bir nefes alıp verdikten sonra gözlerini kapattı ve burun kemerini işaret parmağı ile baş parmağının arasına alıp sıktı. Gözlerini açtıktan sonra biraz daha sakin ama düz bir sesle "Bunu sonra konuşacağız. Şimdi karımı görmek istiyorum." dedi ve Hayal'in bulunduğu odanın önüne gitti.
Min Ho kapıyı açar açmaz yerde yatan Hayal'i gördü. Sağlık görevlileri Hayal'in ayaklarını yerden yaklaşık 15 cm kadar kaldırmıştı. Müge, başını yana doğru çevirmiş, yüzüne soğuk su serpiyordu. Sağ tarafında da bir sağlık görevlisi vardı ama Min Ho onun ne yaptığını göremedi. Üç büyük adımla Hayal'in sol tarafına geçip eline biraz su döktü ve Hayal'in alnına masaj yapmaya başladı. Bir yandan da "Hayatım ben geldim. Hadi aç gözünü lütfen." diyordu.
Hayal'in o halde orada olmasının sorumlusu olarak kendisini görüyordu. O kağıdı okuyup engel olabilirdi belki ama her şey çok hızlı olmuştu. Şu anda tek istediği Hayal'in ayılması ve iyi olduğunu söylemesiydi. O bu şekilde baygınken Min Ho endişeden düşünemiyordu bile.
Min Ho, içindeki çaresizliği kelimelerle ifade edemeyince gözyaşları onun bu haline tercüman olurmuş gibi damlamaya başladı. Hayal'in sol elini tutup yüzünü o ele gömdü ve sessizce ağlamaya devam etti.
Yaklaşık beş dakika sonra Hayal kendine geldi. Gözünü açmaya çalıştığında ışık gözünü yakınca sağ elini siper etmek için kaldırdı. Sağ elindeki bandajı gördüğünde ise neden bu halde olduğunu hatırladı.
Hayal'in hareket etmesi Min Ho'nun başını, yüzünü gömdüğü elden kaldırmasını sağladı. Gözü ışığa alışan Hayal başını solunda duran sığınağına doğru çevirdi. Min Ho, Hayal'in kendisine baktığını görünce başını arkasına doğru çevirdi çünkü gözlerinin kızardığını görmesini istemiyordu.
Hayal sağ elini onun yüzüne götürüp kendisine bakmasını sağladı. Ağlamış olduğunu görünce doğrulup ona destek vermek istedi. O esnada Hayal'in sağ elindeki bandajı ilk defa gören Min Ho biraz daha endişeyle o elini tuttu ve "Eline ne oldu?" diye sordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
☆ Hayallerin Ötesinde ☆
FanfictionBüyük umutlara hayallerini kovalayan iki genç kızın öyküsü