Medyada Lee Min Ho'mun sözleri kendisine ait olan 'Thank You' şarkısına gene kendisinin hazırladığı özel klibi! Doğum gününü kutlayan Minozlerine sürprizi :)
Aşıksam var sebebi ♥♡♥
Pazartesi günü sabahı doktor bir gün daha kalmasının Hayal için daha iyi olacağını söylemişti ama Hayal kesinlikle kabul etmemiş, iyi olduğuna doktoru inandırmak için yataktan kalkıp ısınma hareketleri bile yapmıştı.
Min Ho'nun tüm ısrarlarını ve yalvarmalarını geri çevirmiş ve sonunda doktordan taburcu edileceğini duyunca "Teşekkürler Doktor Baek. Bu iyiliğinizi hiç unutmayacağım." deyip yaklaşık 45° kadar eğilmişti.
Min Ho çıkış işlemlerini yaparken Hayal de Müge'nin getirdiği eşyaları giyiniyordu. Müge'ye "Dün gece naptınız la? Nasıldı?" diye sordu. Müge "Oyun oynadık, muhabbet ettik, sarıldık uyuduk." diye cevap verdi.
Hayal başını iki yana sallayıp "Level atlamayı düşünmüyor musunuz?" diye sordu. Müge kızararak ve biraz daha yüksek sesle cevapladı bu sefer. "Evlenmeden olmaz!" Hayal bir kahkaha attı.
"Merak etme bebeğim. Sen istemeden sana dokunmam!" Bu sözleri hayali bıyıklarını burarak söylemişti. Müge "Hayaaal!!" diye bağırırken yataktan yastığı alıp Hayal'e fırlattı.
Hayal pantolonun düğmesini iliklemek üzere eğildiği için yastığı yakalayamadı ve kafasına yedi. O ivmeyle sendeleyip kıçının üzerine oturdu.
Müge eliyle ağzını kapatıp yanına koştu ve onu kaldırmaya çalışırken "O kadar da sert atmamıştım aslında. Özür dilerim." diyordu.
O sırada Min Ho odaya girdi. Hayal'i yerde görünce o da yanına koştu ve "Ne oldu? Başın mı döndü de düştün? İyi misin?" diye sordu endişeyle. Hayal'in diğer elini de o tutup kalkmasına yardım etti. Hayal kalktıktan sonra "İyiyim iyiyim. Sadece kafama yastık yedim de." deyip yan gözle Müge'ye baktı.
Min Ho olaya Fransız kaldığı için kafasını eliyle kaşıyıp boş gözlerle ikisine baktıktan sonra "Ha! Ben işlemleri hallettim. Çıkabiliriz." dedi. Hayal "Harika! Hadi artık lütfen gidelim." deyip pantolonun düğmesini ilikledi ve Min Ho ile Müge'nin koluna girdi. Çıkarken dün gece giydirdikleri elbisesini koydukları çantayı aldı Min Ho ve doğruca eve doğru yola koyuldular.
Eve girdiğinde İzem ve Batu yanına koşup "Geçmiş olsun abla. İyi misin?" diye sordular. Hayal "Evet iyiyim. Hadi kahvaltı edip valizleri hazırlamaya başlayalım." cevabını verdi. İzem hemen "Ben hazırladım bile. Hadi oturalım." deyip mutfağa ilerledi.
Kahvaltıda Hayal Min Ho'ya "Ben yokken neler yapacaksın? Programın belli mi?" diye sordu. Min Ho "Tam kesin değil ama fanmeeting yapabilirim. Başkanla konuşuyoruz hala." dedi. Hayal ağzına peynir atarken "Ben yokken gitsen iyi olur bence de." deyip çatalına yeni batırdığı peyniri Min Ho'ya uzatarak "Aferin benim akıllı sevgilim. Aç bakalım ağzını." dedi.
Min Ho ağzını kocaman açıp peyniri büyük bir iştahla yuttu. Hayal bu sefer Müge'ye dönüp "Seninki ne yapacakmış? Konuştunuz mu?" diye sordu. Müge de "O da dış programı ayarlamaya çalışıyor." dedi. Hayal "Hep birlikte Koreyi terkediyoruz yani." deyip kıkırdadı.
Kahvaltıdan kalktıktan sonra evde valiz toplama telaşı başlamıştı. Hayal'i ise odasında yatağına hapsetmişlerdi. Min Ho ona eşyaları gösteriyordu. Hayal de "Onu koy, o kalsın." gibi direktifler veriyordu.
Yanına çok fazla kıyafet almayacaktı çünkü İstanbul'da yeterince kıyafeti zaten vardı. Annesine, babasına aldığı hediyeler, ev ve cafe için aldığı eşyalar valizde yoğunluk oluşturuyordu. Min Ho'ya "Türkiye'den istediğin bir şey var mı?" diye sordu. Min Ho "Bilmiyorum ki şimdilik. Ben sana sonra sipariş veririm." deyip elindeki pantolonu Hayal'e gösterdi. "Bunu koyuyor muyuz?" Hayal "Kalsın." cevabını verdi ve devam etti"Valizi getir de bakayım ne koymuşuz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
☆ Hayallerin Ötesinde ☆
FanfictionBüyük umutlara hayallerini kovalayan iki genç kızın öyküsü