Medyada Lee Min Ho-Be my last love şarkısı...
Dudakları ayrıldıktan sonra uzun süre alınları birbirlerine dayalı şekilde gözleri kapalı durdular. İkisinin de eli birbirinin yüzündeydi. Hayal mutluluktan uçuyordu. Min Ho da farklı sayılmazdı. Efe, Min Ho konusunda ikinci kez işe yaramıştı. Kaza anında Efeyi düşündüğü için dikkati dağılmıştı Hayalin. Bugünse onun ispat istemesi üzerine duygularını birbirlerine açmışlardı. Bunlardan haberi olsa kesin sinir krizi geçirirdi.
İkisi de anın tadını çıkartırken Hayalin telefonu çaldı. Annesi görüntülü arıyordu. Hayal "kadının içine doğdu galiba" deyip Min Honun görünmediğinden emin olarak cevapladı telefonu.
"Merhaba anne!"
"Kızım n'apıyorsun? Müsait miydin?"
Hayal kaçamak bir bakışla Min Hoya bakıp içinden "Kesinlikle hayır" dedikten sonra annesine cevap verdi.
"Evet müsaitim anne. Ama çok vaktim yok hazırlanıp çıkmam lazım. Bu gece sabahçı ekipteyim."
"Kızım okul başladı artık zor olmayacak mı? Bıraksan aslında?"
"Bilmiyorum ki anne zor olacak mı olmayacak mı. Deneyip görücez."
"Ee ilk okul günün nasıldı?"
"Nasıl olsun güzeldi. İki arkadaş edindik biri İspanyol biri İngiliz. Çevreyi genişletmeye devam yani." deyip gülümseyerek tekrar Min Hoya baktı. Annesine Min Hodan bahsetmeyi düşündü. Daha doğrusu tanıştıklarından. Ama annesi Min Hoyu tanıyordu ve bir paparazi gibi bunu yayardı. Kızı koskoca Min Ho ile tanışmış arkadaş olmuş. Bunun havasını atmazsa olmazdı. Ama şimdi işin içine sevgililik girince paparazilerden ne kadar uzak dururlarsa o kadar iyiydi. Ama belki İzeme çıtlatabilirdi.
"İyi kızım edinin edinin. Bir şey sorucam sana. Gittin gideli hiç ünlü gördün mü? Min Hoyu falan?" bunu sorup gülmeye başladı. Hayal annesinden korkmaya başlamıştı. Aklını mı okuyordu ne?
Min Ho da adını duyunca bir şaşırdı ve sessizce güldü. Hayale sorması lazımdı konuyu. Hayal kendisini toparlayıp "Hmm gördüm. Ama uzaktan işte tanışma fırsatımız zaten olmadı. Nasıl olsun o koskoca Lee Min Ho!"
"Bilmem valla. Yakışıklı çocuk ben çok beğeniyorum. Hani bi dizisi vardı ya izletmiştin bana böyle dövüşlü falan. Ayyy neydi adı ya hatırlayamadım bak. Orada falan çok karizmatikti."
"City Hunter anne! Eğer tanışırsam annem büyük hayranınız dicem haberin olsun. :)"
"İmza da iste!" Gül hanım bir kahkaha patlattı. Sonra ciddileşip devam etti. "Eğer tanışırsanız kaçırma derim. Onun gibi damat bulamayız." bunu deyip tekrar kahkaha attı. Dalga mı geçiyordu ciddi miydi anlayamamıştı Hayal. Tamam annesi cidden Min Hoya hayrandı falan ama damadı olarak görmek istediği hiç aklına gelmemişti Hayalin. O da annesine gülerek cevap verdi.
"Eğer onunla tanışırsam damadın yapıcam anne. Hak ettin bunu :) Neyse benim hazırlanmam lazım artık. İzem oradaysa bi de onu göster el sallayıp kapatıcam. Sonra ararım zaten de şimdi çok göresim geldi."
Gül Hanım İzeme seslendi. "İzem gel ablan seni görmek istiyor. Ama vakti yok muhabbete dalma" İzem gelmişti. Hayal çok özlediğini farketti.
"Prensesim nasılsın?"
"İyiyim seni özledim. Sen nasılsın?"
"Karışık." sonra Korece devam etti. "Annem duyuyor mu?" İzem de Korece cevapladı. "Evet."
Hayal İzeme çat pat Korece öğrettiği için memnun olmuştu. Bunları annesi duymamalıydı. Konuşmaya basit dilde devam etti. "Bugün Efe geldi. Evde Min Hoyu gördü."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
☆ Hayallerin Ötesinde ☆
FanfictionBüyük umutlara hayallerini kovalayan iki genç kızın öyküsü