-27-

67 8 6
                                    

Medyada Müge'nin yüzüğü :) Bu Minler çok zekli değiller mi *-*

İkinci medya olarak düğün şarkıları IU-I'm In Love var. 

Keyifli dinlemeler ve okumalar :)

Üstü açık siyah bir arabanın yolcu koltuğunda neşeli bir şekilde radyoda çalan bir şarkıya eşlik ediyordu Hayal. Rüzgar saçlarını savururken bu şarkıya eşlik eden tek kişi kendisi değildi. Sesin sahibine bakmak için kafasını sola doğru çevirdi. Güneş birden gözünü alınca yanındakinin yüzünü çok göremedi ve elini güneşe siper etmek için kaldırdı. Min Ho Hayal'in kendisine baktığını görünce ona gülümseyip göz kırptı. Birlikte okyanusa güneşin batışını izlemeye gidiyorlardı. Hayal'in en çok yapmak istediği şeylerden birisiydi bu: sevdiği adamla okyanusta güneşin batışını ve doğuşunu izlemek.

Okyanusa geldiklerinde güneş ufuk çizgisine yaklaşmaya başlamıştı. Hemen örtüyü serdiler. Hayal başını Min Ho'nun omzuna koymuş, güneşi izliyordu. Min Ho da bir eliyle Hayal'in beline sarılmış diğer eliyle de onun elini tutuyordu. Yanağını Hayal'in başına yaslamıştı ve gülümseyerek güneşe bakıyordu.

Güneş artık ufuk çizgisiyle birleşmişti. Gökyüzü şahane günbatımı rengini almıştı. Hayal gözlerini ayıramıyordu. Düşündüğünden çok daha güzeldi manzara. Eskiden olsa hemen fotoğrafını çekerdi ama aldığı yeni kararla sadece 'anı' yaşıyordu. İlişkilerini açıkladıkları günden beri kaç denklanşör sesi duyduğunu saymaya kalksa ömrü yetmezdi muhtemelen.

Güneş tamamen kaybolduğunda derin bir iç çekip Min Ho'ya dönmüştü. Min Ho'nun onu izlediğini görünce hem şaşırmış hem utanmıştı. Ona teşekkür etmek için dönmüştü aslında ama o sımsıcak gözleriyle karşılaşınca adını bile unutmuştu. Min Ho'nun gülümsemesi onu da gülümsetmişti. Şimdi ikisinin de birbirlerininkiyle tıpatıp aynı olan gamzeleri görünüyordu.

Teşekkür etmesi gerektiğini hatırlamış olacak ki gözlerini önce ellerine sonra tekrar onun yüzüne odaklamıştı. Sonunda "Teşekkür ederim beni buraya getirdiğin için. Aslında daha çok yanımda olduğun için." diyebildi. Min Ho daha fazla gülümseyip "Asıl ben teşekkür ederim beni gerçek hayatta da yaşattığın için. Hayatıma girdiğin için." dedi ve Hayali öptü. Yanaklarına hücum eden kanı hissedebiliyordu Hayal. Min Ho geri çekilip Hayal'e baktı ve "Yüzündeki şu renk günbatımından çok daha güzel" deyip kıkırdadı. 'Ahh harika!' diye içinden geçirdi Hayal. Daha da kızardığını farkedebiliyordu ve bunu gizlemek için birden ayağa kalktı. Min Ho'ya arkasını dönüp kumda yürümeye başladı. Biraz ilerlemişti ki kendisini arkasından koşarak gelen Min Ho'nun kucağında buldu. Min Ho kahkaha atarak okyanusa doğru koşuyordu. Hayal 'Hayır hayır lütfen!!!' diye bağırsa da Min Ho dinlemedi ve onu suya bıraktı. Tamamen bırakmamıştı ama beline kadar ıslanmıştı Hayal. Bunun acısını çıkartmak için Min Ho'nun sırtına atladı ve onu suya batırmaya çalıştı.
Gücünün artık yetmediğini farkedince başka bir yol denedi. Ellerini boynuna, bacaklarını beline sıkıca doladı ve kendisini geriye bıraktı. Min Ho Hayal tamamen ıslanmasın diye uğraşırken dengesini kaybetti ve birlikte suyu boyladılar. Hayal sırılsıklam olsa da amacına ulaşmış, yanında Min Ho'sunu da ıslatmıştı. Ayağa kalkıp elele kahkahalarla örtülerine ilerlediler. Hayal yanında havlu ve kıyafet getirmişti çünkü olacakları tahmin etmek zor değildi. İkisi de kurulanıp kıyafetlerini değiştirdiler. Etrafta kimsenin olmaması iyi bir şeydi.

Örtünün üzerine yarım cenin pozisyonunda yattılar. Böylece hem Hayal Min Ho'nun dizine, hem de Min Ho Hayalin dizine yatabiliyordu. Bu şekilde biraz kestirdiler.

İlk uyanan Hayal olmuştu. Sevdiği adamı uyurken seyretmek onun için eşsiz bir mutluluktu. Öpmek istedi ama hareket ederse sevdiceğini uyandırabilirdi. O yüzden vazgeçip yüzüne dokundu. Sıcacıktı yüzü insanın içini ısıtıyordu. Dudaklarında işaret parmağını gezdirmeye başlamıştı ki Min Ho parmağını ısırdı. 'Ahh!' deyip çekti elini. Min Ho gözü kapalı gülümserken Hayal yavaşça vurdu ona. Min Ho da gözlerini açtı. Karanlığın içinde parlıyorlardı. Sahi ne kadar uyumuşlardı? Hava kararmış yıldızlar ortaya çıkmıştı. Hayal kafasını yıldızlara çevirdi. Çok güzel görünüyorlardı. Doğruldu ve sanki tutabilecekmiş gibi elini yıldızlara uzattı. Min Ho da yanına gelmişti. Elleriyle yerden destek alıp kafasını geriye attı ve o da yıldızları seyre daldı.

☆ Hayallerin Ötesinde ☆Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin