Medyada müthiş ötesi grubuz CN Blue'nun son albümünün ilk MVsi Cinderella var. Bildiğiniz üzere CN Blue ABU yarışması için İstanbul'a geliyor ve bu şarkıyla Kore'yi temsil edecekler. Çok heyecanlı değil mi? Gidebilmek için canla başla çalışıyorum. Umarım şans bana ve arkadaşlarıma güler.
Medyaya gelinlik fotoğrafı da koyacağım demiştim ama vazgeçtim. Zaten bayaaaa zaman geçti. Ama isterseniz, merak ediyorsanız gene koyarız.
Keyifli okumalar. Umarım beğenirsiniz.
Hayal nefessiz bir şekilde tahta zeminde yatıyordu. Min Ho hemen morarmış olan dudaklarına eğilip suni tenefüse başladı. Üflediken sonra doğrulup kalp masajı yaptı ve tekrar eğildi.
Bu şekilde olamazdı. Min Ho sevdiği kadının kollarında böyle ölmesine izin veremezdi. Ya Hayal yeniden nefes almaya başlardı ya da Min Ho nefes almayı bırakırdı.
Min Ho bunları düşünürken iki sefer daha suni tenefüs ve kalp masajı yapmıştı. Bir kez daha eğildi yanaklarındaki yaşlardan haberi bile olmadan. Ona kendi nefesinden bir nefes daha verdi ve kalp masajına geçti.
Bir... İki... Üç...
Hayal bir anda ciğerlerindeki suyu kusarak öksürmeye başladı. Min Ho hemen sırtından destekleyip onu yana doğru çevirdi. Hayal içindeki suyu tamamen boşalttıktan sonra başını yeniden yere bıraktı. O şekilde gözleri kapalı bir süre durdu. Gözlerini Min Ho'nun hıçkırıklarıyla açtığında başını arkasında duran Min Ho'ya çevirdi.
Boğuk ve derinden çıkan bir sesle "Niye ağlıyorsun koca bebek?" diye sordu. Min Ho espri kaldıracak zamanında değildi. Ama gene de Hayal'e yarım bir gülümse verdikten sonra "Az daha seni öldürüyordum." diye cevapladı sorusunu.
Hayal dirseklerinin üzerinde doğrulduktan sonra "Gelir misin yanıma?" diye sordu bu sefer. Min Ho sessizce yanına gelince iyice doğruldu ve başını onun göğsüne yasladı. Kalbi o kadar hızlı atıyordu ki Hayal onun için ne kadar zor olduğunu şimdi anlayabilmişti.
Elini Min Ho'nun yüzüne koyduktan sonra "Sen benim hayatımı kurtardın. Kahramanımsın." dedi gözlerine bakarak. Sonra biraz geri çekildi ve yüzündeki yaşları sildi. Min Ho hala onun yüzüne, gözlerine bakıyordu. Hayal de onun gözlerine bakıp aniden ışıltılı bir şekilde gamzelerini göstererek gülümsedi.
Min Ho istemsiz olarak belki de bir daha bu gülüşü göremeyeceğini, bunun her an olabileceğini, az önce onu kaybetmeye ne kadar yaklaştığını düşünüp ani bir hareketle onu kendisine çekip kollarını sıkıca doladı. Yanağını Hayal'in ıslak saçlarına dayamıştı. "Benden önce ölme olur mu? Buna katlanamam." diye fısıldadı ve başını kaldırıp onu saçlarından öptü. Yeniden başını koyduğunda kollarını biraz daha sıktı. Sanki göğsünün içinde saklamak istiyor gibiydi. Hayal de bir yolunu bulursa Min Ho'nun bunu yapacağından emindi.
Hayal "Benden önce ölme. Buna katlanamam." diye onu tekrarladıktan sonra yeniden gözlerini kapattı ve şu anda bulunduğu huzurlu konumun tadını çıkarttı.
-----
Akşam yemeklerini yedikten sonra Min Hyuk Müge'ye Koh Saumi gecelerini göstermek üzere bir araba kiraladı. Ana caddeye geldiklerinde Müge başını cama doğru çevirmiş ışıltıyı seyrediyordu. İnsanlar çılgın gibi sokak ortasında dans ediyorlardı.Min Hyuk direksiyonu kırıp bir sokağa girdi. Burası da az önceki cadde gibi dans eden insanlarla doluydu. Tek farkı buradakiler yola da taşmıştı ve araba çok zor ilerliyordu. Min Hyuk uygun bir yer bulup arabayı park etti ve Müge'ye "Hadi biraz eğlenelim." dedi.
Müge ona gülümseyip arabadan indi. Min Hyuk da inip yanına gitti ve elini tuttu. Müge gülümseyerek Min Hyuk'a bakınca Min Hyuk tuttuğu eli dudaklarına götürüp öptü. "Bugün de mi alkol yok?" diye sordu hemen ardından. Müge boşta kalan eliyle yavaşça omzuna vurup "Pazarlık yok! Hadi gidelim." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
☆ Hayallerin Ötesinde ☆
FanfictionBüyük umutlara hayallerini kovalayan iki genç kızın öyküsü