Mr.Queen [Novel Çeviri]

13. BÖLÜM- Prensi Ailesinin Evine Geri Getirmek

Qi Sheng ne hızlı ne de yavaş konuştu: "Veliaht prensler boşanmaz......" Bir an duraksadı, söylemeye devam etmeden önce: "Daha sonra, bir şekilde Jing Ulusu'ndan Dük Han Huaicheng ile tanıştı, Jing Ulusu'nun Dükü, ruhlardan korkmazdı. Üç çöpçatan ve altı farklı nişan hediyesi gönderdikten sonra onunla evlendi ve evlilikten sonra çift son derece uyumluydu. Tam herkes, yalnızca Jing Ulusu'nun Dükü'nün bu derece ağır öldürme niyetiyle bu kadını boyun eğdirebileceğini söylerken, Jing Ulusu'nun Dükü aniden ciddi şekilde hastalandı ve öldü."

Şaşırdım: "Kocasını gerçekten öldürdü."

Qi Sheng alay etti: "Kocasını öldürmek, kocasını öldürmek, bu sadece bazı kırsal kocaların bilgisi. Qiao shi'nin Jing Nation'ın Dükü'ne sahne arkasından ne kadar yardım ettiğini bilen herkes Jing Nation Dükü'nün askeri başarılarını ve birliklerini gördü!"

Karşı çıktım: "Ama sonunda yine de Jing Nation'ın Dükünün ölümüne neden olmadı mı?"

Qi Sheng bana baktı ve hafifçe şöyle dedi: "Jing Nation'ın Dükü ani bir hastalıktan ölmedi, sadece ölümünü taklit etti."

Ölüm numarası yapmak, ölüm numarası yapmak ah, bunu gerçekten anlayamıyorum. Önceki hayatımda, insanlar en fazla tuvalete falan gitmeye ihtiyaç duyuyormuş gibi yapardı, ölüm numarası yapmak, bu tür bir numara, çok fazla beceri gerektirir, ortalama bir insan bunu yapamaz.

(Lavinia: ahbhad güzel numaraymış)

Bana tüm bunları söylemesinin ardındaki anlamı merak ederek Qi Sheng'e baktım.

Qi Sheng bana baktı ama bir şey söylemedi.

İkimiz de bu anı sessizce yüz yüze bakarak geçirdik. Belki ikimiz de bunda tuhaf bir şeyler olduğunu hissettik ve tesadüfen ikimiz de bakışlarımızı kaçırdık.

Qi Sheng tekrar nazikçe sordu: "Söylemek istediğin bir şey var mı?"

Biraz düşündüm ve yine de sordum: "Hangi şeyleri duymak istiyorsun?"

Sessiz kalırken Qi Sheng'in yüzü sakindi.

Ayağa kalkmadan önce esnememi kapatmak için uzandım ve "Bugün gerçekten çok yorgunum, Majesteleri'nin bir sorunu yoksa önce ben gideceğim" dedim.

Qi Sheng'in yüzü sonunda değişti.

Kararlı bir şekilde arkamı döndüm ama Qi Sheng'in sesi arkamdan gelmeden kapıya bile ulaşamadım. O sordu: "Sen ve Qiao shi kadını aynı yerden misiniz?"

Ayaklarım biraz durakladı. Qi Sheng'e bakmak için arkamı döndüm ve gülümseyerek şöyle dedim: "Majesteleri yorgunluktan dolayı kafası karışmış olmalı. Qiao shi , güneyli bir Hang yerlisi ama ailem burada, Sheng Şehrinde, o halde nasıl aynı yerden insanlar olabiliriz?"

Qi Sheng aniden gülmeden önce bir an sessizce bana baktı. Başını salladı: "Doğru."

Ben de onu takip ettim ve gülümsedim: "Şimdi gidiyorum, yarın görüşürüz."

Küçük adam, bana bir transmigratör olduğumu kabul ettirmek mi istiyorsun? Hala çok tecrübesizsin.

Aniden içeriden bir "pa" sesi duyduğumda çalışma odasından zar zor birkaç adım çıktım. Dayanamayıp kafamı salladım. Bu ne zaman bir şey olsa kitapları fırlatıp atma alışkanlığı gerçekten kötüydü, değiştirmesi gerekiyordu!

Yatak odasına döndüğümde Lu Li orada değildi. Diğer hizmetçilere sormak üzereyken, Lu Li gizli bir şekilde geri geldi.

Lu Li, kulağıma fısıldamadan önce oradaki diğer insanları kovdu: "Bütün düzenlemeler yapıldı. Önümüzdeki birkaç gün içinde, Majesteleri Veliaht Prens Jiangshi'yi görmeye giderse , önce biri gelip bize haber verecek."