1.bölüm

1.6K 60 5
                                    

Kılıcımı kınına yerleştirdikten sonra odaya ufak bir bakış attım. Kan kokusu odayı esir almıştı.
Yanağıma sıçramış kanı silerken askerlerimin odadan çıkması için emir verdim. Dokuz ayın sonunda bu savaşı da ben kazanmıştım. Elimde duran kralın kafasını Alex'e uzattım.
"Bunu girişe as."
"Hemen veliaht prensim."
Alex odadan çıkarken derin bir nefes aldım. Odanın kenarında duran hazine sandığına yöneldim.
Sandığı açarken minik bir ses duydum.

Yerde hiçbir şey gözükmüyordu.

Sandığı kaldırıp elimi altınların üzerinde gezdirdim.
"Zafer benim."
Gümüşten yapılmış ağır bir yüzüğü parmağıma taktım.

Bu savaş benim kendimi kanıtlama savaşımdı. Tahtı benim yapacak savaştı. Ülke benim eller-
Duyduğum miyavlamayla birlikte kapıya baktım.
Küçük bir yavru kapının önünde dikiliyordu.
Nedense bu saraydaki hiçbir şeyin hayatta kalmasını istemiyordum. Bitkiler, hayvanlar... Nefes alan her şey ölmeliydi.

Ayağa kalkıp kedinin yanına ilerledim.
Kedinin üstü kan olmuştu ve ağlıyordu.

Diz çöküp elimi uzattım.
"Gelmezsen seni öldüreceğim."
Kedi yüzüme baktıktan sonra patisini elime koydu ve ağır bir şekilde çıktı. Yerdeki kılıcımı aldıktan sonra kapının önündeki askerlere sandığı almaları için emir verdim. Saraydan çıkarken titreyen kediye baktım.
"O kadar küçüksün ki boğasım geliyor."
Avucumu kaparken doğruldu. Yanaklarını şişirdiğinde kanlanmış bıyığına dokundum.
"Dediklerimi anlıyor musun?"
Kedi kafasını salladı.

Kraliyet KediciğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin