Kraliyet Kediciği

38.bölüm

Yorgunlukla esnedikten sonra kollarımı havaya kaldırarak sırtımı rahatlatmaya çalıştım. Koridordan dönecekken karşıma çıkan askerle birlikte kaşlarımı kaldırdım. Askerin göğsü hızla inip kalkarken eğildi.
"Ben de size geliyordum Kralım."
"Sorun ne?"
Koridordan bağırış geldiğinde ağzını açmasına izin vermedim.
"Kendim göreceğim."
Odanın önünde dizilmiş hizmetçilere baktım.
"Açılın."
İsabell'le alakalı bir sorun olmalıydı.

Kapıdan içeri girdiğimde ilk gördüğüm şey yerde kırılmış bardaktı. Bardağın hemen önünde bir çalışan dizleri üstüne çökmüş ağlıyordu.
"İsabell?"
İsabell bakışlarını yerdeki kızdan çekerek bana baktı. Derin bir nefes alırken kolundaki yanığı fark ettim.
"Çabuk krem getirin."
Ona doğru bir adım attığımda yere baktı.
"Dikkat et."
Cam kırıkları her yana dağılmıştı.

Hızlı adımlarla yanına ilerleyip kolunu tuttum.
"Acıyor mu?"
Hala bakışları yerdeki kırıklardaydı. İsabell'in belinden tutarak bana yaslanmasını sağladım.
"Bebeğim neler oldu?"
Yere dağılmış -büyük ihtimalle çay- sıvıyı işaret etti.
"O şey kötü kokuyor."
Getirilen kremi kızın elinden hızlıca alarak İsabell'in koluna sürdüm.
"Mary yerdekileri topla."
Mary baş hizmetçiydi ve İsabell'den sorumluydu.

Kolunu sardıktan sonra bakışlarımı odanın içinde gezdirdim.
"Hepiniz odadan çıkın. Aşağıda bekleyeceksiniz."
Kapının önüne dizilen askerler hizmetlileri toplarken İsabell gömleğimi sıktı. Mary cam kırıklarını aldıktan sonra bana baktı.
"Sen de aşağıya in."
O da odadan çıktıktan sonra elimi İsabell'in yanağına koydum.
"Güzelim, iyi misin?"
İsabell bana bakmadığında eğilerek yüzümü yüzüne yaklaştırdım.
"O kızı kovalım. Tamam mı?"
"Tabiki de bebeğim. Bununla ilgileneceğim."
Gömleğimde duran elinin titrediğini fark ettiğimde elimi elinin üstüne koydum.

"Ben yanındayım."
"Buradan çıkalım. Koku rahatsız ediyor."
Kolumu sırtından ve dizlerinin arkasından geçirerek kucakladım.
"Oda değiştirebiliriz."
"En üst kata taşınalım mı?"
"Orayı mı istiyorsun?"
"Hı hı..."
"O zaman öyle yaparız."