20.bölüm

807 53 8
                                    

"Bennet!"
Dikkatim dağılırken Derek'le kılıçlarımız sertçe birbirine vurdu. Kılıcı havaya uçarak yere saplandığında kılıcımı yerine koydum.
İsabell bana doğru koştururken düşen pantolonunu tutuyordu. Kucağıma atladığında dengem sarsıldı.
"Burada ne yapıyorsun?"
Pantolonun üstünden belini kavradım.
Bacaklarını sıkıca belime sardı.
"Antenmana devam edin!"

İsabell ile birlikte ağaçların arasına ilerledim.
"Kediler kötü mü?"
"Ne?"
"Biz hastalık yayıyormuşuz."
"Kim söyledi? Öğretmenin mi?"
"Hı hı... Tüm kediler öldürülmeli dedi."
"Dersten mi kaçtın?"
"Hayır. Dersimiz bitti."

Gölün yakınındaki ağaca oturup İsabell'in yüzüne dokundum.
"Erken bitmiş. Neler yaptınız?"
"Bana çatal bıçak kullanmayı gösterdi. Birkaç kitap okumamı söyledi."
Klasik giriş dersleri...
"Kedi konusuna nasıl geldiniz?"
"..."
Gözlerini kaçırdı.
Çenesinden tutarak kendime döndürdüm.
"Bir şey mi yaptın?"
"Mutfaktaydık. Başka kediler geldi. Bir tanesine dokunduğumda elimi tuttu. Sonra da bunları söyledi."

"Çalışıyordum."
"Üzgünüm."
Bacağını okşadım.
"Geçen gün gördüğün kadın geldi mi?"
"Annen mi?"
"Evet."
"Geldi. Sonra dersimiz bitti."
"Nerden öğrendin burada olduğumu?"
"Sordum."
"Nasıl sordun?"
Parmağımla dudağına dokunurken kafasını eğdi.
"Prensi gördünüz mü dedim."
"İsmimi kullanmadın mı?"
"Öğretmen ismini ağzıma almamamı söyledi."

Hafifçe gülümsedim.
"İsmimi kullan kedicik. Sorun olmaz."
Bacaklarını tutarak ayağa kalktım.
"Şimdi geri döneceğiz ve ben çalışacağım."
"Ben odamızı hatırlamıyorum."
"Unuttun mu?"
"Hı hı..."
Rol yapıyordu.
Unutmadığına isimlerim kadar emindim.

"Tamam. Beni izlersin. Sonra da yemeğe gideriz."

Kraliyet KediciğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin