"Kedi olmak ister misin?"
Kafasını göğsümden kaldırdı.
"Kedi olmam için ne gerekiyor?"
"En az üç gün feromonlarıma maruz kalmamalısın."
"Neden kedi olmamı istiyorsun?"
"İstemiyorum. Sen istiyor musun diye soruyorum."
Burnunu burnuma sürttü.
"Kedi olmayı seviyorum ama olmak istemiyorum."
"İnsan formunu sevmiyor musun?"
Gömleğimin cebine parmaklarını sokup çekiştirdi.
"Beni cebine koyamıyorsun."
"Bu yüzden kedi olmanı istiyorum."Dudaklarını bükerek duvarlara baktı.
"Senden uzak kalmak istemiyorum."
Boynunu büyükçe öptüm.
"Ben de. Seni denedim."
Kıkırdadı.
"Kedi olmak istiyorum deseydim..."
"Seni sokağa atardım."
Sertçe suratıma baktı.
"Ciddi misin?"
Suratımı olabildiğince ifadesiz tuttum.
"Şaka yaptığımı mı düşünüyorsun?"
"O zaman beni sokağa at."
"Tamam."Ayağa kalktım. Sandalyem devrilirken kucağımdan inmeye çalıştı.
"Ben atacağım seni."
Bacaklarını sertçe tutarak kucağımdan inmesini engelledim.
"Ciddi misin?"
Büyük koridorda ilerlerken burnunu çekti.
"İnsan olmasam atacak mıydın?"
"Hayır. Yiyecektim."
"Ne yapacağım?"
Sesli düşünüyordu.
ATACAĞIMA İNANMIŞTI!Boynumdaki kolyeyi tutarken bahçeye açılan büyük kapı gürültüyle açıldı. Kapıdan çıkıp kucağımdan indirdim. Boynumdaki kolyeyi sıkıca tutarken karanlık bahçeye baktı.
Yere çökerken gömleğinin yakasından tutup yukarı çektim. Çekiştirmeme aldırmadan yere oturunca gömleği pantolonunun içinden çıkarak sırtına çıktı. Açıkta kalan belini fark ettiğimde hızla eğilip belinden kavradım."Şaka yapıyordum."
"Ayakkabımı bağlayacaktım."
Ayaklarını salladığında boynunu çokça öptüm.
"Kızdın mı?"
"..."
"Ağlayacak mısın İsabell?"
"..."
Çenesini tutarak kafasını omzuma doğru çektim ve yanağını ısırdım.
"Cevap versene!"
"Ayakların çamur oldu."
Kafamı eğip ayakkabılarıma baktım.
"Almak istediğim cevap bu değildi."
"Çalıların arasında ateş böcekleri var."
"Tanrı'm..."
Yüzünü daha sert tuttum.
"Kırıldın mı onu merak ediyorum. Kötü bir şakaydı."
Tutuşumu gevşettim.
"Şakanın kötü olduğunu bilmene rağmen devam ettin."
"Evet."
"Koşsam kaçabilirdim."
"İzin vermezdim. Buna gerçekten izin vermezdim.""Kaçsaydım..."
"Düşünme İsabell."
"Belim acıdı. Parmaklarını çok batırıyorsun."
Kucağımdan indirdiğimde ağaca doğru koştu.
"Koşma."
Bu karanlıkta nasıl kendine güveniyorsun?
Ağacın dalına asılarak kendini yukarı çektiğinde ayak bileklerini yakaladım.
"İn aşağıya."
"Tırmanmak istiyorum."
Bileklerini serbest bıraktığımda bir üstteki dala tutunup kendini biraz daha yukarı çekti.
"Kolların titriyor İsabell! Çabuk in."
Dala oturup bana baktı."Atla kollarıma."
Kollarıma ona doğru uzattığımda dilini çıkarttı.
"Biraz daha üste çıkacağım."
"Hayır. Hayır İsabell. Ciddiyim."
Oturduğu dala basarak ayağa kalktı.
"İsabell..."
Düşerse...
Ağacın gövdesinden destek alarak üstteki dala çıktı.
"İsabell!"
"Ben bir kediyim."
Gözlerini bana çevirdiğinde gözlerinin parıldadığını fark etmiştim.Bir üstteki dala elini attığında elimi ona uzattım.
"Hadi gel."
Sabah anneme bahsettiğim konu hakkında da endişelenmeye başlamıştım.
Ya bebeğimiz...İsabell gülümsedikten sonra diğer dala çıkmadı.
"Özür dilemelisin."
"Ne için?"
"Şakan için..."
"Haklısın. Özür dilerim. Bir daha yapmayacağım."
Dala oturduğunda kaşlarımı çattım.
"İnmezsen cidden sinirleneceğim."
"Bu gece dışarıda bırakacaktın. Ağaçta olmak yerine başka-"
"İzin vermeyeceğim dedim İsabell!"Aşağıdaki dala indi. Bacaklarından tutarak kendime çektim ve kucakladım. Sertçe bacaklarını kavradım ve sıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kraliyet Kediciği
Romance"Pis kedicik." Elime bıraktığı çamurlu pati izine baktım. "Banyo yaptırmalıyım." Boynuma sürtünürken ensesinden yakaladım. "Çıkacağım ve burada yatacaksın." İsabell'i yatağın üstüne bırakıp bıyığını çektim. İsabell dudağını bükerek arkasını bana d...