Bölüm 2
Kadir amca beni odasına getirdiğinde eliyle oturmamı istedi ve kendisi de masanın diğer tarafına geçip sandalyesine oturdu. Gösterdiği yere oturduğumda kapı iki kere çalındı ve Yankı içeriye girdi. Kadir amcaya bir bakış atıp tam karşıma oturdu. Kaşlarım çatıldı. Bu adamın burada ne işi vardı? Biz Kadir amcayla baş başa konuşmayacak mıydık? Yerimde rahatsızla kıpırdandım.
Kadir amcaya döndüğümde damarlarımda gezinen stres bana iyiden iyiye baskı yapmaya başladı. Gereksiz bir çaba içine girip ceketimin etek uçlarını düzelttim, ellerimi nereye koyacağımı bilemiyordum. Üstüne de Yankı'nın ayağıyla gergin bir ritim tutması cabası olmuştu. Kadir amca yeri izliyordu.
Kimseden ses çıkmayınca bir şey yapma ihtiyacı duydum. Yalandan boğazımı temizledim ama kimseden yine ses çıkmadı, ikisi de yere bakıyordu.
"Kadir amca, konuşamayacak mısın?" dedim ona. Artık birisinin bir şey söylemesi gerekiyordu çünkü kimse normal davranmıyordu. Daha yarım saat önce silahlı saldırıya uğramıştım, tanımadığım bir polis beni emniyet müdürlüğüne getirmişti, Kadir amca konuşmamız gerektiğini söylemişti ama susuyordu, tanımadığım bir adam gözlerini bana dikmiş, sinirle bakıyordu ve beynimin içinde bir yerler uyuşuyordu, mantıklı düşünmemi engelliyordu. Gözlerim duvardaki saate takıldı. 3 saat sonra mesaim başlayacaktı. Bir an önce bu saçma durumu sonlandırıp eve gitmem gerekiyordu. Alkol aldığım için 1 saat bile olsa uyumalıydım kendime gelebilmek için.
Yeniden Kadir amcaya seslendim ama uzun bir süre tepki vermedi, bakışlarını bana çeviremedi.
"Yaren..." Kadir amca yutkundu. "Sana önemli şeyler anlatacağım ama önce bana bir konuda söz vermeni istiyorum."
Kaşlarım çatıldı. "Ne için?" Sesim sabırsızdı, artık gitmek istiyordum çünkü bu iş fazla uzamıştı.
"Anlamadan dinlenemeden tepki göstermeyeceksin ve kafana göre hareket etmeyeceksin. Söz mü?" Neden bunun sözünü istiyordu benden ve ne anlatacaktı?
Başımı olumlu anlamda salladım. "Kadir amca, bilmece gibi konuşuyorsun ve ben hiçbir şey anlamıyorum. Normal davranmıyorsun!"
Yutkundu. "Önce az önce yaşadığın olaydan başlayalım. Bugün uğradığın saldırıyı tahmin ediyorduk. Bu yüzden hepimiz hazırda bekliyorduk."
Bugün uğradığım saldırıyı tahmin ediyorlarmış, hazırda beklemişler. Birileri bana saldırsın diye hazır beklemişler. Bu cümle beynimde defalarca kez yankılandı. Yanlış anladığıma inanmak istiyordum. Kadir amca bana zarar gelmesine izin vermezdi ki. Ama kötü düşünceler bir zehir misali beyaz düşüncelerimin arasına sızdı, orası kirlendi. Aklıma bir soru düştü, dudaklarımdan döküldü. "Neden engellemediniz?" Hayal kırıklığım apaçık belli ediyordu kendini. Elimle karşımdaki adamı gösterdim, o hâlâ beni izliyordu. Elimi kaldırınca gözleri yüzüğümü buldu ve bakışları daha da karardı sanki. "Bu adam 5 dakika daha geç gelseydi ne olacaktı? Ya da ben seni arayamadan öldürülseydim?" Sustuğunda gözümden akan tek damla yaşı sildim ve öfkeyle Kadir amcaya baktım. Tüm bunlar ne demek oluyordu?
"Yaren, sakin ol. Bunlara asla izin vermeyecektik. Her an hazırda bekliyorduk. Bu kadar beklememizin sebebi peşinde olan adamları rahatça hapse atabilmek. Elimizde delil olabilmesi için bu kadar bekledik. Sen fark etmesen de bu davayı sen aldığından beri peşinde korumalar, polisler var. 24 saat korunuyordun, sana saldıracaklarını tahmin etmiştik. Bugün korumaları bilerek geriye çektik. Çünkü etrafın dolu olduğunda sana yaklaşamıyorlardı. Suç işlemeleri için onlara fırsat verdik."
Kısa bir süre sustuğunda ben konuştum. Durum abarttığım kadar değildi ve sakin olmam gerekiyordu. Durumu öğrendiğime göre de buradan ayrılabilirdim, bu oyun haddinden fazla uzamıştı. "Neden bunları konuşuyoruz? Daha önce de benzerlerini yaşadık. Hepsi de benzer şekilde sonuçlandı. Budan sonra da aynı şey olacak. Ben birisini hapse gönderince akrabaları ya da fedaileri kuyruk acısı yüzünden başıma silah dayamaya çalışacak. Bunları konuşmaya gerek yok, kurtardığınız için teşekkür ederim." Yankı'ya bir bakış atıp Kadir amcaya döndüm. "İzin verirsen evime gitmem gerekiyor Kadir amca, 3 saat sonra işimin başında olmalıyım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAVA
Teen FictionDevam ediyor Hayat nasıldır? İşime giderim, arabamı otoparka park edip kenardaki köpeği severim ve devam ederim. Hayat budur. Bugüne kadar bir çok suçluyu hak ettiği yere gönderdim, gözümü bile kırpmadan. Hayat benim için bu çünkü. Önümü kesenler, t...