Dava 15: Can

3 0 0
                                    

Bölüm 15

Bölüm Şarkısı: Yalın Sonsuz Ol

Sen sözsüz bir şarkı gibi duruyorsun öyle
Ne söyledim de bana hala dargınsın
Ben gördüm hatamı paylaştım seninle
Ne söyledim de bana hala dargınsın

Belki de saatlerdir aynı yerde oturuyordum. Yoğun bakımdan çıkar çıkmaz koridordaki koltuklara yığılmıştım. Aralıksız ağlıyordum. Yankı'yı o hâlde görmek... Göğsü sargılardan görünmüyor, etrafında kablolar var, gözleri kapalı. Lanet bir makine sesi... Canımdan can kopmuştu sanki. Benim için vurulmuştu. Çektiğim vicdan azabını söylememe gerek bile yoktu, sanki her dakika ben ölüyordum. Artık kesin karar vermiştim. Ben onu kaybedemem ve bundan sonraki hayatımızda onun mutlu olması için elimden geleni yapacağım. Ben onu kaybedecek kadar güçlü birisi değilim. Hayata tutunmasına yardımım olsun diye iki güzel haberi de bir anda söyleyivermiştim. Uyandığında da söyleyecektim. İstediği kadar gülsün, utandırsın beni. Umrumda değil. O yanımda olsun, benimle olsun, sağlıklı olsun; gerisi umrumda değil. Artık onun da mutlu olmaya, sevildiğini duymaya hakkı var. Ben onu çok beklettim. Şimdi bunun yüzünden vicdanım ateşlerde kavruluyor.

"Yaren Hanım?"

Gözlerimi açtığımda Yankı'nın doktorunu gördüm. Bu doktorun da bana mutlulukla bakmasını çok isterdim ama olmuyordu. "Konuşmamız gereken şeyler var, isterseniz odama geçelim."

Ayağa kalkıp onu takip ettim. Adımlarımda hatırı sayılır bir yorgunluk vardı. Yorgundum ve Yankı uyanmadan asla dinlenmiş olmayacaktım. Her adım attığımda gözlerim kararıyordu artık. Kendimi iyi hissetmediğim için doktorun davetini beklemeden koltuğa oturdum.

Dün sabah erken uyandım
Gittim sana güller aldım
Mutlu ol diye
Mutlu ol diye

"Yaren Hanım, Yankı Bey'e verdiğimiz ilacı 1 saat içinde keseceğiz. Bundan sonra bize düşen tek şey beklemek. Beyninde herhangi bir hasar olmadığı için 1 gün içinde uyanacağını tahmin ediyorum. Uyandığında içerideki kurşun için duruma bakacağız. Uyanma süresini kısaltmak için sevdiği bir kokuyu yanına bırakabilirsiniz. Tabii steril olması şartıyla... Başka bir sorunuz var mı?"

Gözyaşlarımı sildim. "Kurşun içeride kalırsa ne olacak?" Saatlerdir aklımda dolaşan o lanet düşünce iki dudağımın arasından sızdı. Doktoru net görebilmek için gözyaşlarımı tekrar sildim.

"Bu, tıbbi olarak istediğimiz bir şey değil. Kurşunu almak için şartları zorlamamız gerekiyor. Bunun için Yankı Bey'in uyanmasını beklemeliyiz. Aksi takdirde yara hep açık kalacak ve bu da başka riskler doğuracak. Biz yaranının bir an önce kapanmasını istiyoruz ve bunun için elimizden geleni yapıyoruz. Onun bünyesi bu ameliyatı kaldırabilirse biz de bu kararı verebiliriz. Her şey ona bağlı."

Bu sabah gittiğini anladım
Ağladım sana şarkı yazdım
Sonsuz ol diye
Sonsuz ol diye

Doktora teşekkür edip odadan ayrıldım ve yine yoğun bakımın önüne geldim. Deniz ve Belemir ben yoğun bakımdan çıkınca eve gitmek zorunda kalmışlardı. İki tane küçük çocuğu bırakıp buraya gelmeleri bile benim için çok önemliydi. Onları daha fazla burada tutamazdım. Yine de Deniz işten çıkınca uğrayacağını söylemişti. Söylediğinde reddetmiştim ama birisinin yanımda olmasına ihtiyacım vardı. Bazen kendimi dayanıksız hissediyordum. Destek almaya ihtiyacım oluyordu.

Göz yaşlarımı yeniden silip cebimden Yankı'nın telefonunu çıkardım. Kolumdaki yaraya kimsenin dokunmasına izin vermemiştim. Yankı iyileşmeden o yarayı tedavi ettirmeyecektim. Telefona uzanırken canım acısa da umursamadım. Kalbimin acısının yanında bu hiçbir şeydi.

DAVAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin